Bir bahar düşünün ki çiçekler, böcekler, hava su ve envai çeşit güzellikler içinde güzel bir alandasınız. Her bir köşeye bakmaya doyamıyorsunuz. Bunca güzelliğe rağmen böcek bu nimetlerden faydalanırken aynı cins başka bir böcek yanına gelince kavga başlıyor. Çocukluğumuzda köyde hayvanları çayıra çıkarırdık. O güzelim çayırda keyifle otlarken başka bir arkadaşımız gelirdi hayvanlarıyla. Ve ortalık boğalardan dolayı toz duman olurdu. Sanki kocaman çayırlar birine çok, ikisine dar gelirdi. Kavgaları (güreş) canlarını acıtıncaya kadar devam ederdi. 
Hayvanlar âleminde güç gösterisi devam eder. Sadece ben varım ve her yer benimdir der ortalığı birbirlerine dar eden hayvanlara bir bıçak yeterlidir. Gerek hayvanlar gerek diğer canlılar yalnız kaldıkları zaman sakindirler. Çayırlara ortak çıkınca kavga başlar. Güçlü “benim” der, güçsüz de “ben” der. Haklı da haksız da kavga yolunu tutarlar. 
Bir gün öğrencim Dr. Emine Akın bana “Hocam kan tahlilini yapalım” dedi. Parmağımdan aldığı bir damla kan 5 dk. sonra makineye konuldu. Dr. hanımefendi elindeki makineye ben duvardaki TV’ye bakıyorum. Bir âleme daldık ki âlem içinde âlem. Bu nedir diye sorunca Dr. hanım “bu bir hücredir” dedi. Hücredeki sonsuzluğa baktım ağladım. Sonra bir damla kanımın bir hücresi böyleyse vücudumda ki kanın içinde bulunan âlemlerin galaksiler oluşturacağına inandım. Kendimi gördüm, tanımaya çalıştım. Sadece; lebbeyk Allah’ım lebbeyk diye haykırdım. Sonsuzluklar içinde her şeyin normal seyrinde gittiğini zannederken alyuvarın karşısına akyuvar çıktı. Uçsuz bucaksız güzellikler iki elle tutulmaz, gözle görülmez hücrenin kavgasına sahne oldu. Onlarda da güç gösterisi var.
Kendini bilen Rabbini bilir. Kâinatta her şey kendi gücünün varlığı ile kendini ispat etmeye gayret gösteriyor. Ben kuvvetliyim diyenin karşısında tek kuvvet ve kudret sahibi Allah’tır (cc). Her şeyin hükmü geçer, kuvveti biter sonra unutulur da Allah’ın (cc) kuvvet ve kudreti asla bitmez. 
Kâinatta her şey zıttı ile savaş halindedir. Savaşı kazanan gücüne inanır, kaybeden yok olur. Aslında ne kazanan kazanmıştır, ne de kaybeden kaybetmiştir. Onlar güçlerini ortaya koyarken gerçek güç ve kudret sahibi “ Dünya bir oyun ve oyuncaktır” buyurmaktadır. Oyuncular sahneye çıkar, oyunlarını oynar ve giderler. Baki kalan Allah’tır (cc).
Kendi iç âlemimize uğrayalım. Saçımız, başımız, elimiz yüzümüz, ağzımız midemiz, bağırsaklarımız ve dahi bütün uzuvlarımız ne kadarda ahenkle çalışırlar değil mi? Dişler öğütür mideye gönderir. Yediğimiz bir yemek midemizde rahattır. Mide dediğimiz âlem bu yemek ile iktifa ederken büyük düşman Amerika’nın diğer devletlere yaptığı düşmanlık gibi nefis düşmanı da Mide’ye bombardıman ettirir. Mide huzur içindeyken diğer yemekleri bomba gibi mideye indiririz. Zavallı mide savaş alanına dönmüştür. Mide savaşlarında mide çok yara alır. Bağırsaklar da yara alır. Başka uzuvlarımız ise bu kavgadan çok endişelidirler. Hatta gönül dediğimiz huzur âlemi mutlu değildir. Çünkü zikirle, fikirle geçirmek istediği zamanı kavgadan dolayı yapamaz. 
Âlemlere rahmet Hazreti Muhammed (sav) iki kap yemeği ömrünce yememeye gayret göstermiştir. Sağlıklı bir ömür sürmüştür. “Kuvvetli mümin zayıf müminden daha hayırlıdır” buyurmakla mide savaşlarının önüne geçmiştir. Lakin Amerika ve Avrupa gibi zalimlere denk olan nefsimiz bizi hasta etmek için uğraşır. Dediği ise “size iyilik yapıyoruz” olur. Biz düzeni sağlıyoruz derler. Yiyin için ki sağlıklı olasınız der ve bize yemek üstüne yemek yedirir. Sonra vücut hasta olur. Batının ülkelere yaptığı ekonomik savaşın neticelerinden biri olan ilaca mahkûm eder. 
Bir de devletler, Milletler var. Onlarda sahaya inerler. Devlet, Milleti yönetir. Güçlü devlet iş, icraat, adaletle görevini yapar. Devleti yönetmek için birçok insan yapacaklarını insanlara ifade ederek yönetimde söz hakkı sahibi olmayı arzu eder. Devlet yönetmek deneme yanılma yoluyla olmaz. Devlet milletin geleceğini tehlikeye atamaz. Zaman zaman kendilerini ifade eden yöneticilere millet hizmet alanı açar. Orada devlet yönetmeye layık olduklarını ispat etmek zorundadırlar. Rüştünü ispat edemeyen, iş bitiremeyenlere millet Devleti yönetmede izin vermez. Şu an ülkemizde de devlet yönetmek isteyenler çayıra inmiş vaziyettedirler. Biz yaratılmışların en mükemmeliyiz ve insanız. İnsanlar konuşarak anlaşırlar. Akıllarını fikirlerini ve icraatlarını ortaya koyarlar. İnsanların çıktığı meydanda; kavga istemiyoruz. İcraat istiyoruz. Devletimizi yerlerde sürüklemeden başımızın dik olmasını istiyoruz. Her tür çalışmanın millet menfaatine uygun olmasını istiyoruz. Refah istiyoruz. Asla kavga istemiyoruz. Her yiğit icraatıyla milletin karşısına çıkmalıdır.
Unutmayalım ki kâinatta her zerre ve her canlı ben olma duygusundan asla vazgeçmez. Biz insanlar olarak aklımızı kullanıp başkalarına zarar vermemeliyiz 
De haydin bu gece çok dua edelim. Yarında ve her gün dua edelim ki ülkemizde huzur, güven ve istikrar olsun. Aklımıza mukayyet olalım. Regaip gecemiz, üç aylarımız ve Cuma günümüz hayırlara vesile olsun. Meydanlar insanımızın onuruna gururuna yakışır şekilde şenlensin.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 27 Ocak 2023