Sevgili Hüseyin Baş dostumuz da sessizce ayrıldı hayattan... Onunla 1970’lerde Ankara’da Yenigün gazetesinde çalışırken tanıştık... Dostluğumuz hep sürdü. Espri yapmayı seven, hayatı esprili yanlarından alan, sapına kadar dürüst, mütevazı bir aydındı o... Titiz bir dış politika yazarıydı. Barış davasından 38 ay hapis yattı... Beraat etti... Hapis anıları da şen şakraktır.
Sağmalcılar’da yattığı ranzanın önüne bir perde çekmiş. Böylece gelen geçenden kendini koruyor. Ara sıra birileri de Hüseyin’in ne yaptığını merak edip dışardan perdeyi aralayıp içeri bakıyor. Eğer uyumamışsa sorarmış:
- Eskişehir’e mi geldik?
Genelde Çiçek Bar’da buluşurduk.
O gün yeni bir fıkra öğrenmişse mutlaka anlatırdı...
Anavatan Partisi’nin iktidarda olduğu günlerde şöyle bir fıkra anlatmıştı:
“Adamın biri üye olmak için ANAP’a başvurmuş, ne çalarsın diye sormuşlar...”
Ertesi akşam fıkrayı onun adıyla yazdığımı söyleyince telaşlandı...
Telefon edip adını baskıdan çıkarttık.
Çünkü siyasetten hayli ağzı yanmıştı.
Her zaman kiloluydu. Ama şişmanlık da ona yakışırdı.
“Her şişman adamın içinde ondan kaçıp kurtulmak isteyen bir zayıf adam vardır” sözünü severdi.
Hayli tasarruflu yaşardı... Çiçek Bar’da gecenin ortalarında “Beni lokantaya götürecek bir sponsor arıyorum” diye takılırdı arkadaşlara... İçkili mekânlardan ayrılırken hesap dışı bir “yolluk” istenir malum. Bu yolluk “tek” içkinin de yarısı olur... O da tabii Hüseyin’i kesmez, garsona:
- Bana bir duble yolluk versene, diye miktar konusunda baskı yapardı.
Şen kahkahalarıyla aydınlattı dost meclislerini... Hayatın kendisi de sondan geriye doğru bakınca o kadarcık zaten; bir şen kahkaha...

 

* Polise “üslup ayarı” getiriliyormuş.
Güzeeelll.. Tabii dayağın da bir üslubu olmalı...
Fahrettin Fidan


 

Nurlu ufuklar...
Eğitim yasasına seçmeli Kuran dersi konulması ne yasa teklifinde, ne de komisyondan çıkan metinde vardı.
MHP seçim yatırımı niyetine böyle bir öneri getirince AKP aynısını hazırlayıp kendi önerisi olarak yasaya dahil etti.
Bu ders siyasi istismar yarışmasının sonucu olarak müfredata girdi.
Sonuçları ne olacak...
Meslektaşımız Saygı Öztürk muhtemel sonuçları yazıyor...
Öğretmen yetersizliği nedeniyle Kur’an derslerine mahalle imamları da girebilecek.
Kız çocukları Kur’an derslerinde başlarını örtecek.
İmam Hatip okullarının farkı Arapça ve Kuran dersleriydi.
Yeni uygulamayla bu fark da ortadan kalkacak.
Tüm okullar yarı imam hatip okulu haline gelecek.
Bir başka öngörü:
“Kuran derslerinde kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflara alınacak... Veya sınıflarda harem selamlık ayrımına gidilecek.”
Daha da kısacası eğitimde İran - Suudi Arabistan modeline yöneliyoruz...

 

Suriye çıkmazı...
Emekli Büyükelçi, CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk’ün “Başbakan’ın İran Ziyareti”ne ilişkin basın toplantısında dikkati çekici noktalar var... Özetle diyor ki:
“AKP Hükümeti’nin uyguladığı dış politika giderek bir çıkmaza yönelmektedir.
Uluslararası camia, Birleşmiş Milletler, Arap Ligi, Rusya, Çin, İran, Suriye’deki olayları Annan Planı çerçevesinde barışçı bir yöntemle çözme konusunda son bir deneme yapılması hususunda birleşmiştir. Türkiye bu genel mutabakatın dışında kalmıştır.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad rahatsızlığını bahane ederek Başbakan ile görüşmemiştir. Oysa rahatsız olduğunu söyleyen Ahmedinecad, Başbakan’ı kabul etmediği 28 Mart günü bir Türkmenistan heyetini kabul etmiştir.
Türkiye’yi ziyaretlerinde Anıtkabir’e özellikle gitmeyen İran yetkililerinin Sayın Başbakan’ı, o sırada Tahran dışında bulunan dini lider Ayetullah Hamaney’in ayağına çağırmış olmaları ve Başbakan’ın da yaklaşık bir buçuk saatlik uçak yolculuğu gerektiren bu seyahati kabul etmesi ayrıca ilgi çekicidir. Başbakan’ın bu amaçla Meşhed’e yaptığı seyahatin, CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu’nun dile getirdiği “Laik Türkiye Cumhuriyeti” Başbakanı’nın İran dini lideriyle niye görüştüğü yolundaki sorunun yanı sıra, Hükümet’in her yerde iddia ettiği yüksek itibar açısından da bir sual işareti oluşturduğunu dikkatinize getirmek isterim.
Yarınki toplantıda Annan Planı’na destek de çıksa, bu plana karşı bir tutum da belirlense Türkiye, Suriye politikasında şu noktada bir açmaza girmiş görülmektedir..”

 

Soru: Öğrencilerin çocuk yaşta Kuran-ı Kerim’i öğrenmeleri en çok hangi noktada fayda sağlar?
Yanıt: Kutsal kitabımızdaki “sabır” telkinini öğrenip büyüdüklerinde memleketteki onca çarpıklığa, adaletsizliğe, hırsızlığa karşı tahammül gücü edinme noktasında...
Haldun Ertem


 

Bir gazetenin tetikçi olduğunu nerden anlarsınız?
Binlerce kişinin tutuklanmasına neden olan CD’lerin içinden çıkan “eylem planlarını” manşetten yayımlarken, CD’lerin sahte olduğuna ilişkin bilirkişi raporlarını yayımlamamasından... Camiler bombalanacaktı diye manşet atıp CD’ler sahte çıkınca hiç oralı olmamasından...
Gülhan Elmas