Her ülkenin ve toplumun farklı spor dallarına karşı özel ilgisi vardır. O spor dalının o toplumun kültürel geçmişi ile yakından ilintili olması önemli bir belirleyicidir. Örneğin Amerikalılar için golf ve basketbol, İngilizler için polo, Jamaikalılar için atletizm,

Recep Durul

Türkiyeliler için güreş toplumlarla özdeşleşen spor dallarıdır. Ancak bir spor dalı var ki tüm dünya toplumlarının ortak sevgisini ve ilgisini kazanmıştır: O spor dalı futboldur. Öyle ki Brezilyalı, İspanyol ya da İngiliz futbolcular, dünya çapında tanınırlığı olan pop yıldızlarından ya da aktörlerden çok daha fazla ilgi görebilmekte ve genç-yaşlı farklı milletlerden tüm insanlar tarafından hayranlıkla ayakta alkışlanmaktadır. Brezilya ligi Türkiye’den, İspanya ligi İngiltere’den milyonlarca izleyici tarafından takip edilmektedir. Arjantinli Lionel Messi, Brezilyalı Ronaldinho, ya da Portekizli Cristiano Ronaldo gibi futbol yıldızlarının formalarını giyip mahalle aralarında top koşturan çocuklar, birgün bu yıldızlar gibi ünlü ve başarılı futbolcu olmanın hayalini kurarlar. Eskiden mahalle arasında top oynayan çocuklara aileleri derslerini ihmal ettikleri için kızarlardı. Günümüzde aileler, evlatlarını büyük kulüplerin altyapılarına kaydettirerek mahalle arasında top oynayan çocukların hayallerini paylaşıyorlar. Bunda elbette değişen yaşam koşulları, ekonomik gerekçeler, ün ve tanınmanın sağlayacağı ayrıcalıklar ve bu sayede tüm ailenin geleceğinin kurtulması gibi nedenler vardır. Gerekçe ne olursa olsun tüm spor dalları arasında futbol hem izleyicisi, hem oyuncusu ve yöneticisi, hem de meslek olarak seçimi ile toplumların üzerinde hassasiyetle durmaları gereken bir spor dalıdır.

Futbol, taraftarlarını peşinden sürüklemesi, kulüpler ve maçlar üzerinden elde edilen gelirler, toplum psikolojisi üzerine etkileri gibi faktörlerle oldukça profesyonelce yönetilmesi gereken bir spor dalı haline gelmiştir. Öyle ki milyon Eurolar üzerinden yapılan futbolcu transferleri, reklam anlaşmaları, maçların yayın hakları, ülkelerin turizmine katkıları gibi faktörler dikkate alındığında farklı disiplinlerden oldukça profesyonel ekipler tarafından yönetilmesinin gerekliliği ve kaçınılmazlığı ortaya çıkmaktadır.

Geçmiş yıllarda özellikle Anadolu takımlarında sıklıkla karşılaşılan bir durum, iş adamlarının kulüp yönetici olması idi. Gerçekten de iş adamları, hem kendi bireysel finansal güçleri hem de iş adamı olmanın getirdiği profesyonel yöneticilik tecrübeleri ile kulüp yönetimlerinde daha başarılı olacaklarına dair genel bir algı vardı. Ancak zaman içinde değişen şartlar ve beklentilerle artık profesyonel kulüp yöneticilerinin finansal gücü olan iş insanlarından seçilmesine gerek kalmamıştır. Zira kulüplerin kendi finansal kaynaklarını kendileri üretme gerekliliği söz konusu olduğundan, kulübün elde etmesi muhtemel reklam, tanıtım, futbolcu transferi, forma satışları, kiralama gibi gelirlerinin profesyonelce planlayıp en etkin şekilde yönetimini sağlamak üzere tecrübeli bir başkanın yönetiminde iyi bir ekiple görev paylaşımı artık çok daha tercih edilir hale gelmiştir. Böyle bir ekipte vizyoner bir başkan yönetiminde, tecrübeli pazarlama uzmanları, finansçılar, sosyal psikologlar, iletişim uzmanları, teknik adamlar bulunması gerekir. Her uzman, karar alma süreçlerinde kendi alanı ile ilgili profesyonel katkıda bulunarak kulüp yönetimi gerçekleştirilmelidir.

Bu çerçevede futbol kulüplerinin öncelikle profesyonel ve vizyoner bir yönetici seçimi yapmaları gerekir. Futbol kulübü yöneticisinin futbol sporunun inceliklerini bilmenin yanında, aynı lig içinde top koşturulan diğer takımlar, diğer ligler ve yurt dışındaki futbol takımları konusunda da ilgili, meraklı ve takip eder nitelikte olması gerekir. Bu durum, gelişen ve değişen şartlar karşısında profesyonel bir yöneticinin alması gereken kararlarda ona daha fazla isabetli hareket etme alanı açacaktır. Modern futbol bilgisi donanımına sahip olmanın yanında yöneticinin toplum psikolojisi, bulunan bölgenin sosyokültürel yapısı ve ekonomik gelişmeler hakkında da bilgi ve tecrübesi olması gerekir.

Futbol izleyicisi, diğer spor dalları izleyicilerine göre daha duygusal, heyecanlı ve anlık tepkiler verebilen bir kitledir. Maç esnasında sahaya inme, küfür gibi hareketler kalabalık insan topluluklarındaki davranışların bir anda kitle eylemine dönüşmesine yol açabilir. İngiltere, holigan sorunu ile uzun yıllar mücadele etmiş bir ülkedir. Ülkemizde de farklı futbol takımlarını destekleyen taraftarların özellikle tansiyonu yüksek derbi maçlarda daha tepkisel ve saldırgan eğilimler gösterebildikleri sıklıkla görülmektedir. Öyle ki aynı ülkenin farklı takımları arasında adeta düşman gibi kıran kırana kavgaların çıkması zaman zaman basına yansıyan olaylardır. Bu durumlarda yöneticinin sağduyu ile hareket etmesi, futbolun kavga ve çatışma alanı değil, dostça yapılacak sportif bir etkinlik olduğunun hatırlatılması önemlidir. Soğukkanlılığını koruyabilen, öfke kontrolünü doğru yapan bir yönetici, hem kendisi hem de kulübü adına oldukça önemli bir kazanımdır.

Yönetici, kulüp içinde oyuncu, diğer yöneticiler gibi paydaşlarla doğru iletişim dilini geliştirmesi durumunda, oyuncuların kulübe güveni artacak ve daha başarılı olmak için daha fazla çaba göstereceklerdir. Kapsayıcı bir dile sahip olan yönetici, kulüp içinde huzur ve güçlü iletişim kanallarını tesis ettiğinde yönetim kademesi de destekleyici şekilde kulübün daha başarılı olması için çaba sarf edecektir.

İyi bir futbol yöneticisi, uluslararası düzeyde futbol konusunda da bilgi sahibidir ve bu bilgisini sürekli günceller. Bu gerekliliğin nedenlerinden birisi, yurt dışında yapılan çalışmaları takip etmek, yöneticilik anlamında kendi kulübüne adapte edebileceği yönetsel yenilikleri gözlemlemek ve kendini ve kulübünü güncellemektir. Bu durum aynı zamanda yurt dışı kulüplerden futbolcu satın alma, kiralama, satma gibi kulübe finansal katkı ve kaliteli futbolcu transferleri üzerinden güç getirecektir. Farklı kulüplerin altyapılarında henüz diğer kulüplerin dikkatini çok çekmemiş ama gelecek vaat eden futbolcuları daha düşük ücretlerle kulübe dahil etmek ileriki yıllarda bu futbolcuyu daha yüksek rakamlara satma ve kiralama üzerinden kulübe yüksek kazanç sağlayacaktır. Ayrıca yurt dışı kulüplerle iletişimde olmak, kendi altyapısından gelen gençlerin tanıtımı ve satışı/kirası için güçlü bir network ağının oluşmasını da sağlayacaktır.

Öte yandan, futbol taraftarları ağırlıklı olarak genç kuşakta yoğunlaşmıştır. İleri yaşlı taraftarlar genellikle evlerinde pasif olarak müsabakaları izlerler. Aktif taraftarlık genellikle genç kuşakta yoğunlaşır. Bu nedenle yöneticinin yeni neslin beklentilerini doğru okuması, onlarla doğru bir iletişim dili geliştirmesi her anlamda önemlidir. Zira taşkınlıkların ve olayların önemli bir kısmı gençler arasında cereyan eder. Bu taraftar kitlesini doğru yönetebilmek, sahadaki 12. Kişiyi de doğru şekilde oyuna sokmak demektir.

Profesyonel bir yöneticinin bu sosyal yönleri yanında elbette kulübe yüksek ve sürdürülebilir gelir kaynaklarını sağlaması da önemlidir. Bu çerçevede firmalarla yapılacak reklam anlaşmaları oldukça önemlidir. Stat isimlerine büyük reklam anlaşmaları yapılacak şirketlerin isimlerinin verilmesi, futbolcu üniformaları üzerine reklam alınması bunların en bilinenleri arasındadır. Stat çevresine alınacak reklamlar yanında, kayan yazı fonları, maç öncesi ve sonrası yapılacak röportajlarda fona alınacak dijital ekran reklamları diğer reklam platformlarıdır. Bunun dışında çeşitli medya platformları ile yapılacak yayın hakkı anlaşmaları da diğer önemli gelir kaynaklarıdır. Reklamlar dışında altyapıdan yetişen genç yetenekler sıkı şekilde takip edilmelidir. Bu gençler arasından ileride yıldız futbolcu olabilecek adaylar çıkabilir. Bu futbolcuların belirlenip başka takımlara kiralanması ve satılması kulübe yüksek gelir getirecek ve kendi bünyesinden başarılı bir takım kurmak için güçlü bir kaynak kullanımı sağlayacaktır. Öte yandan uluslararası network kullanılarak kiralanacak ya da satın alınacak futbolcular kulübü daha başarılı hale getirecekken, bu futbolcuların parlatılarak yeniden kiralanması ve satılması da ekstra gelir temini sağlayacaktır.

Son olarak iyi bir yönetici, kulübünü her türlü kanunlara aykırı ve kulübün itibarına olumsuz etki yapacak olaylardan uzak tutmak için çaba sarf eder. Bahis çetelerinin yol açabileceği sorunlara karşı uyanık olmak yanında, futbolcuların medya ve taraftarla doğru iletişim dili kullanmaları, futbolcuların maçlarda daha başarılı performans ortaya koymaları için tüm takımın nazik ama oldukça dikkatli şekilde yönetimi ve takibi yöneticinin dikkat etmesi gereken diğer hususlardır. Zira ekip içinde bir futbolcunun hatalı tutumu, tüm takımın başarısız olmasına yol açabilecektir. Yine bir futbolcunun taraftar ya da diğer paydaşlarla doğru iletişimi kuramaması kulübe mal edilebilecek sorunlara yol açabilir.

Özetle iyi bir kulüp yöneticisi, en az futbolcular ve teknik ekip kadar önemlidir. Yönetici, o takımın orkestra şefi gibidir. Bu nedenle kulüplere yönetici atanırken sadece iyi bir iş insanı olmasına değil, modern futbolu hazmetmiş, yeniliklere açık ve vizyoner bir yönetici olmasına da dikkat etmekte fayda vardır. İyi yönetici kulübün başarısı için en temel faktörlerden birisidir.