İster misiniz bugün sizinle çok ötelere gidelim. Gidelim de görelim. Beşeri hayatımız dünde bugünde ve yarında aynı olacaktır. Bizler sadece rollerimizi oynuyoruz. Sonunda filim bitecek gideceğiz. Bizden sonrakiler bizim oynadığımız oyunları oynayacaklar. Ve mutlaka hesap zamanı gelecek. Şimdi perdeyi aralayıp çok gerilere bakalım.
Yusuf isminde bir çocuk babasına "Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldız, güneş ve ayı bana secde ediyorlar gördüm.” Babası, şöyle dedi: "Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır." Yusuf ağzını kapattı ve sırrını ifşa etmedi. Babası tarafından çok sevilen Yusuf’u kıskandılar da öldürmeye kalktılar. Kardeşlerden birisi engelledi. Kuyuya attılar. Kervan kuyudan su yerine Yusuf’u çıkardı. Kardeşleri üzerine üşüştü. Köle diye sattılar da Yusuf’tan kurtuldular. 
Her zaman her yerde yalan söyleyenlerin ataları olan kardeşler YALAN söyleyerek KURT YEDİ dediler. Baba ağlamakta, Yusuf kaderini yaşamak için başka diyara gitmekte. Mısır da satılan Yusuf sarayda büyümektedir. Büyüyüp serpilen Yusuf GÜZELLİĞİ ile göreni mest etmektedir. Ana gibi bakan ev sahibesi Yusuf’a musallat oldu. Allah (cc) onu korudu. Namusunu kirletmeyen Yusuf zindana atılacaktı ve atıldı. Zindan medrese oldu. 
Zaman hızla akıp giderken putperestliğin merkezi olan Mısır da kral ölür, yerine oğlu geçer. Bir gece derken ikinci gece görülmemiş rüyalar görür. İrkilerek uykusundan uyanan kral, kâhinleri çağırır ve rüyayı yorumlamasını emreder. Rüyada görülen şudur. Nil nehri kurumuş. Yedi semiz inek var. Topraktan çıkan yedi çok zayıf inek diğer semiz inekleri yutarlar. Yedi olgun başak var, topraktan çıkan yedi solgun başak bunları yer. Uzun yorum maratonundan hiçbir şey çıkmaz. Çünkü bunlar, bilgisiz insanlardı.
Yusuf, bir zelle yapmıştı. Zindanda rüya yorumunu yaptığı iki gençten birine “beni kralın yanında unutma, söyle” demişti. Bu şefaat talebi için Cenabı Hak onu yedi sene daha zindanda kalmasını takdir etti. Biz insanlar için şefaat arama normal bir haldir. Peygamberler için doğru değildir. Zindan arkadaşı krala bunu söyler. Rüyasını yorumlayacak insan bulunmuştur. 
Hak ile batılın çekişmesinin ikinci sahnesi başlamıştır. Kâhinler aciz kaldılar. Ve Yusuf, Mısır sahnesinde yerini aldı. Kıyasıya mücadele başladı. 
Yusuf önce kendisini Mısırlı aristokrat kadınların huzurunda aklanmasını istedi ve aklandı. Kadınlar zindana atıldılar. 
Sonra bolluk yıllarında ne yapılmalı, kıtlık yıllarını nasıl idare etmeli? Makamların mevkilerin elde edilmesi için ortalık toz duman içindeyken Yusuf Peygamber bizlere büyük örnek oldu. Krala “Bunun ilmini ben biliyorum. Beni atayın dedi.” Kral tereddüt etmeden Hazine ve Tarım Bakanlığına Hz Yusuf’u atadı. 
Yıllarca bizlere denilen neydi? Vazife istenmez verilir. Ve nice hizmetler yüklenecek insanlar kenara itildi. Ehliyetsiz insanlar göreve getirildi. Onlar da gemi su alınca gemiyi ilk terk eden oldular. Hz Yusuf, bunu en iyi bilen benim, beni atayın dedi. Göreve atanınca rahmet Peygamberi, kadınların ve zindan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi. Kral da kabul etti. 
Ve bir dakika durmadı. Takım arkadaşları ile gece gündüz çalıştılar. Her bölgeye silolar yaptılar. Allah (cc) ona ilmini öğrettiği şekilde yedi sene silolar doldu. Kral da dâhil bir gece açlıktan kıvranarak uyanan insanlar kıtlık senelerine girdiler.
Silolar yapılırken, hak ve hakikatin karşısında duran zamanın muhalefeti ne yaptı biliyorsunuz değil mi? Kıtlığa inanmadılar, kıtlık oldu. Depolama işlemini bilmeden yaptılar buğdaylar çürüdü. Yapılan her iyi şeyi yıkmak, yakmak ve insanları yapılanları kötülemekle ömürlerini tükettiler. Yusuf’un yaptıklarının doğru olduğunu biliyorlardı. İnatları hep tersini yaptırıyordu. Allah (cc) Yusuf’u galip, kâhinleri ise mağlup etti. 
Kalanını diğer yazımıza bırakalım. Muhabbetle efendim. Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 27 Aralık 2022