Yeni Ardahan'a imza atmaya var mısın?

YENİ ARDAHAN’A İMZA ATMAYA VAR MISIN?
Kısa bir bilgi ile makalemize başlamak istedim. Bunun sebebi genç nesle kısa bir hatırlatmadır. Cumhuriyetin başlarında İl olarak varlığını sürdüren Ardahan, 1926 yılına gelindiğinde 877 Sayılı Kanunla ilçe yapılarak Kars’a bağlanmıştır. 
27.05.1992 tarihinde Ardahan tekrar il statüsünü kazanmıştır.

Öncelikle ifade edeyim, Ardahan sevdamızdır.
Değerli hemşehrilerim, siyaset hizmet için yapılır; menfaat için ve makam için yapılmaz. Kalıcı olan hizmetlerdir. Menfaatler olsa olsa insana yüktür. Siyaset hayatı biten insanların memleketi bir çöplüğe çevirip gitmelerine müsaade etmeyelim. Memleketin asli unsuru olan halkımızı bu manada vekalet verdiklerimize karşı özgüvene davet ediyorum. 
Unutmayın önce asil, sonra vekil.

Parti ayırımı yapılmaksızın; siyaset dilini ve uzlaştırıcılığı unutan kimi siyasetçilerimiz bu olumsuzluktan bir an önce kendilerini çekmelidirler. Memleketin hizmet beklediğini ve kısır çekişmelerin hiç kimseye fayda sağlamadığı aşikardır. 
Kaybeden; memlekettir, nesillerdir…
Kaybolan; gelecektir ve umutlardır…
Yitirilen; değerlerimizdir, kültürümüzdür.

SAHİP ÇIKILMIYOR DEĞİL, SAHİP OLUNMUYOR
Ardahan’dan Ankara’ya gönderdiklerimiz bırakın şehirlerine sahip çıkmayı, şehrinin vatandaşları ile görüşmeyi zulüm sayıyorlar. Ankara’da kurdukları ofisler halkımızın dilinde… Bu ofislerde; Ardahan’ın sorunlarının değil, kendi çıkar ilişkileri ve kendi menfaatlerinin çözümlendiği, kahvehane ortamlarında dillendiriliyor. Bunu tüm Türkiye biliyor ve hemşehrilerimiz bu durumun bir an evvel terk edilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Aldırdıkları ihaleleri tamamlatamayan beceriksiz sözümona siyasetçiler ve ahbapları ile memleketimiz bir adım bile ilerleyemez.

BÜROKRASİ-SİYASET SAVAŞI BİTMELİDİR
Bürokrasi ile siyasetin savaşından memleketimiz zarar görüyor. Memleketimize hizmet için gelen kamu görevlileri pişman edilmemelidir. ‘’Milleti temsil ediyorum’’ kalkanının arkasına kimse sığınmamalıdır. Buna mukabil “kamu görevlisiyim kimseyi tanımam” kibrine de kimse kapılmasın. 

Her işin başı kimlik belgesidir. Ardahanımızın kimliği niteliğinde ve bize yaraşır şekilde tasarlanacak,  ŞEHİR KAPILARI’ndan işe başlanmalıdır. Şehrin girişine “ARDAHAN’A HOŞ SAFA GELDİNİZ” ve çıkışına “ARDAHAN’A GENE GEL” ifadelerinin yer alacağı kültürümüze uyarlanmış yöresel taşlardan müteşekkil 2 adet devasa “ŞEHİR KAPISI” bir an evvel yapılmalıdır. 

Gelin çözüm alternatiflerini ve tekliflerimizi hep birlikte değerlendirelim…

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA DÜŞEN;
Ardahan’ımızı daha ileri götürmek amacına matuf olmak üzere;
Anadolu’daki kimi Büyükşehirlerle Ardahan Protokolleri yapılmalıdır. 
Bu illerde yaşayan hemşehrilerimizin daha irtibatlı ve daha kolektif bir ruha kavuşması sağlanmalıdır. Bu noktada derneklere ve sivil toplum kuruluşlarına çokça vazifeler düşmektedir. STK’lar kendilerini yeniden formatlamalı ve birlik/beraberliğe odaklanmalıdır. 
İçerikten yoksun, bizleri ifade etmede ve anlatmada son sıralarda yer alması gereken kaz geceleri gelenek haline gelmeden sonlandırılmalıdır. Kaz geceleri spesifik olarak yayla ortamında ve piknik havasında yapılabilir. Ancak salon toplantılarından kaz gecelerinin çıkarılması gerekir. Salon toplantıları daha çok kültürümüze dönük faaliyetlerle donatılmalıdır.

Bu anlamda STK’lar yeni bir misyon ve yeni bir vizyonla yeniden ortaya çıkmalıdır. 
Yönetimler ve üyeler Ardahan’ı öncelemeli ve siyasetten el çekmelidirler. 
Memleket Partisinin en önemli değer olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
Kanayan yaramız olan göç, tez elden durdurulmalıdır. 

3 BÜYÜKŞEHİRE 4 ADET ARDAHAN PAZARI KURULMALIDIR
İlk etabı İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere; 3 Büyükşehirle Ardahan Protokolleri yapılmalıdır. İstanbul Avrupa yakasında 1, Anadolu yakasında 1, Ankara ve İzmir’de de birer tane olmak üzere toplam 4 adet Arhahan Pazarı kurulmalıdır. Bunlar kültürümüzün ve yöre insanımızın büyükşehirlerle sağlıklı bütünleşmesinin önünü açacaktır. Buralarda yöre ürünlerimiz satılması amaçlanmaktadır.

ARDAHAN 75 FUARI
Yine yılda 1 kez olmak üzere Istanbul’da “Ardahan 75 Fuarı” düzenlenmelidir. Bu fuarda yöre ürünlerimiz, yöre sanayicilerimizin ürünleri, Ardahan Belediyesi, ilçelerimizin belediyeleri, odalar, tarım/hayvancılık borsaları ve kültürümüze ilişkin faaliyetler tanıtılmalıdır. Devasa bir boğanın sergilenmesi, Kafkas Çoban Köpeği, Kazlar, arıcılık çalışmaları, peynir yapım tezgahları, halı kilim tezgahları ve endemik bitkiler gibi unsurlar basın tarafından ilgiyle karşılanacaktır.

AŞIK ŞENLİK KÜLTÜR MERKEZİ KAZANDIRILMALIDIR
Aşıklık sözlü edebiyatın önemli bir kalesi, dik duruşumuzun ve asaletimizin simgesidir.
Televizyonlardan sonra her gün gelişen teknolojiye yenik düşen Aşıklarımız ve ozanlarımız, 30 yıla yakındır mesleklerini layıkıyla icra edememektedirler. Biliyorsunuz Ardahan Üniversitesi Şeref Taşlıova'ya doktora ödülü vermiş ve bu durum sözün ustalarına ciddi moral getirmiştir. 
Yeterli midir? Değil… İleri, daha ileri.

Bu çerçevede yöremizin en temel kültürel değerlerinden aşıklık geleneğinin daha üst seviyelere ve geniş kitlelere ulaştırılması adına AŞIK ŞENLİK KÜLTÜR MERKEZİ’nin kurulması gerekmektedir. Bu merkez, büyükşehirlerdeki kültür merkezleri formatında ve eğitim imkanları ile donatılmış olmalıdır. Ana eksenini aşıklık geleneğinin yaşatılması ve kurumsallaştırılması oluşturmalıdır. Böylelikle genç nesiller saz çalmayı ve söz söylemeyi kıymetli hocaların nezaretinde öğrenebileceklerdir. Burada hem üstadlar iş imkanı bulacak ve geleneğin kuşaktan kuşağa aktarılması sağlanmış olacaktır.

ŞEYH ŞAMİL SPOR AKADEMİSİ AÇILMALIDIR
Spor alanında yöremiz bir hazine niteliğindedir. Yöremizden çok önemli atletizm sporcuları çıkmıştır. Bunun yanında savaş sporları ve dövüş sanatları insanımızın kabiliyetine uygun branşlardır. Kick Boks, boks, buz pateni ve binicilik gibi birçok branşın eğitiminin verilebileceği bir Şeyh Şamil Spor Akademisi yöremize değer katacaktır.

YÖRESEL ÜRÜNLER, GLOBAL MARKALAR
Bu güne kadar ne yaptık, Allah aşkına… 
Yöresel ürünlerimizin Türkiye ile buluşmasına dönük ne gibi bir çalışma yaptık. 
Hayvancılıktan anlamayan ve hayvancılık imkanı olmayan iller tereyağını markalaştırırken bizin elimiz neden boş?
Cılız bir hayvancılık potansiyeli ile tulum peynirini markalaştıran komşu illere ne demeli?

Balımız dünyanın en zengin florasında üretiliyor. Ancak halen tenekelerde satılıyor.
2000’in üzerindeki zengin çiçek floramızda dünyanın dört önemli arı ırkından biri olan Kafkas Arı Irkının gen merkezi olmasıyla; Ardahan’ımız Türkiye’de arıcılığa uygunluk bakımından oldukça önemli bir avantajı da beraberinde getirmektedir. Bunun markalaştırılması için kalkınma ajansı üzerinden ciddi bir çalışma başlatılabilir.

Dillere destan kaşarımız ve tereyağımız… Her biri yetim ve öksüz.
Bunda bu güne kadar siyaset yaptığını iddia eden herkesin kusuru vardır. İhmali vardır.
Bu ürünlerimizin global markalar ile Türk ve Dünya pazarına sunulması için mülki amirler öncülüğünde top yekün bir çalışma yapılmalıdır.

ŞİFALI DAĞ ÇİÇEKLERİ TESİSİ ÖNEMLİ BİR İHTİYACIMIZ
Dağ Çiçeklerimiz... Kekik, ısırganotu, korunga, yonca, peygamber çiçeği, ballıbaba, devedikeni, kekik, geven, adaçayı ve çiğdem… Zengin florasını oluşturan 2000 tür, 300 civarındaki ballı bitki, 25 kadar endemik türü ile müthiş zenginlik.

Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bunca şifa kaynağı çiçeği göremiyoruz. 
Bunların aktarlar/baharatçılar üzerinden pazarlara açılmasını organize edemiyoruz. 

Bu çiçeklerdeki hazinelerin insanlara ulaşmasını neden istemiyoruz? 
Bu çiçeklerdeki şifayı büyükşehirlere taşımak amacıyla toplama ve kurutma ve işleme kapasitesine sahip tesislerin kurulması elzemdir. 
Bunu bugün biz yapmazsak gelir bir başkası elimizden alır ve yapar. Biz ancak bakarız.

ARDAHAN’A ULUSLARARASI BİR PROJE: SAFARİ ALANI
Ayı, kurt, kunduz, sansar, tilki, vaşak, domuz, sincap, at, eşek, tavşan, kartal, şahin, Kafkas çoban köpekleri gibi birçok yabani hayvan yöremizde bulunmaktadır.
Ardahan’da acilen geniş ve özel geniş bir alan bu proje için düşünülmeli, yerel hayvan popülasyonları buraya yerleştirilmeli, üremeleri ve yaşamaları için şartlar oluşturulmalıdır…
Ardından yeterli duruma gelmesiyle birlikte bu alan dünya turizmine açılmalıdır. 

Belgesellerde izlediğimiz “Masai Mara, Serengeti, Kruger” gibi dünya çapında tanınan geniş arazilere kurulu safari bölgeleri vardır ve buralara giriş hem izinlidir ve hemde yüksek ücretlidir. Buraların içinde görülen işler de ciddi gelir sağlayıcı unsurlardır. Arazi aracı kiralamaktan tutun, özel elbiseler, fotoğrafçılık malzemeleri, kamp malzemeleri, yöresel yemek tesisleri, mumyalı hayvan müzeleri gibi birçok unsur ciddi gelirleri beraberinde getirmektedir. Sadece bir örnek vereyim: Masai Mara Milli Parkı'nın günlük giriş ücreti kişi başı 90 dolardır yani ortalama 650 TL’dir.

TEREKEME KÖYÜ, LEZZETİYLE ADINDAN SÖZ ETTİRECEK
İnsanlar artık deniz kenarı, turistik tesis ve kapalı devre tatil istemiyor. Doğaya özlem duyuyor. Şartları sağlanmış ortamlarda kendi üretmek ve kendi yapmak istiyor.
Şehir hayatı insanımızı bu noktaya getirdi.
Bu minvalde kurulacak olan bir Terekeme Köyü… Bu köyde insanlar gelecek konaklayacak, peştamal giyecek, ekmek yapacak, peynir yapacak, arıcılık deneyimi yapacak ve hayvancılık deneyimi yapacaktır.

GÖL GEZİNTİ TEKNELERİ
Yine olta ile göl balıkçılığı ve göl üzerinde tekne gezileri Ardahan’ımız için düşünülebilecek bir başka proje olarak karşımızda duruyor. İnsanımız böylelikle göl havası almış olacak ve balığını da oltası ile tutma fırsatı yakalayacaktır.

HAVAALANI DEĞER KATACAKTIR
Ardahan Havaalanı yöremizin temel ihtiyacıdır. Kentimizin gelişiminin desteklenmesi, marka değerinin yükselmesi ve insanımızın yeni yeni kazanç fırsatları yakalaması için havaalanı üzerinde ısrarla durulması gerekiyor.

ULAŞIMDA DEV HAMLELER
Aldığı işi beceremeyen bir Ardahanlı olabilir mi?
Erzurum ,Trabzon ,Sivas gibi birçok ili bünyesinde barındıran İstanbul’da tüm iller birlik ve beraberlik içinde kenetlenebilirken; bizim önümüze kattıklarımız bizlere hangi projeler ile geldiler?

Özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar bölgemizde göz doldurmakta ve gelecek 50 yıla ilişkin ihtiyacı karşılayabilme düsturu ile hazırlanmaktadır. Bu hamlelere destekler devam etmeli ve öneriler Ankara’ya iletilmelidir.

ÜNİVERSİTE ÖNEMLİ BİR FIRSAT… LAYIKIYLA DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Bir kentin gelişimi ve farklı fikirlerin kente akması için üniversite önemli bir fırsattır. Burada eğitim gören gençlerin bu kente hizmet etmesinin önü açılmalıdır. Üniversite/Sanayi işbirliği ile Üniversite/Odalar işbirliği behemahal kurulmalıdır.
Ardahan Üniversitesi’nin hazırladığı ve hazırlayacağı projeler ile AB hibe kredilerini Ardahan'a kazandırılmalıdır. Kültür sanat sosyal etkinliklerinde üniversite gençliğinden istifade edilmeli, yerel sanatlar bu gençler vesilesi ile farklı yorumlara kavuşturulmalıdır.

KURA NEHRİ VE ARDAHAN PLATOSU
Ardahan Platosu kamp turizmine açılmalıdır.
Kura Nehri, ekolojik turizm açısından Kura Nehri ve bazı yan kolları olan çayların oluşturduğu kanyonlarda, flora ve fauna çeşitliliği bakımından değişik ekosistemleri barındırmaktadır. Bu özellikleri ile araştırmacıların ve ilgili turistlerin dikkatini çekecek bakir ortamlar ve doğal güzellikler oluşturmaktadır.
Şehrin içinden geçen nehir yapılanlara ilaveler de katılarak, daha fazla yatırımla turizme kazandırılmalıdır.

KAYAK TESİSLERİ STANDARTLARI YÜKSELTİLMELİDİR
Yalnızçam Dağı kayak tesisleri daha da geliştirilmelidir. Yalnızçam-Uğurludağ bölgesindeki ormanlık alanda kış sporları ve yayla turizmi amacıyla proje tanzimi başlatılmıştır. Seçilen yer ile ilgili çeşitli kamu kurumlarının incelemesi sonucu “Alp Disiplini” kayak yarışlarına uygun merkez haline getirilebileceği belirlenmiştir.

ÖVÜNDÜ MAĞARALARI
Övündü Köyü’ nün yaklaşık 250-300 m. güneyindeki kalker kaya kütlesi yapısıyla çok özel iki grup bir mağaradır. Gerekli düzenleme ve ışıklandırmalarla burası değerlendirilmelidir.

ÇAMUR VE ŞİFA: AKTAŞ GÖLÜ
Aktaş Gölü’nün yarısı Ardahan sınırları içerisindedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1794 m. olan göl, çamurlu zemini itibarıyla araştırılmaya muhtaçtır. Bu tarz alüvyal tabanlı ve tektonik göllerin diplerindeki çamur tabakaları gerekli analiz yapılarak sağlık turizmine kazandırılabilir.
Hangi hastalıkların tedavisinde kullanılacağı ilgili uzmanlarca araştırılmalıdır. Göl etrafında çamur esaslı şifa otelleri ve günübirlik tesisler düşünülebilir. Bunun yanında çamur ile ilgili analiz olumlu sonuçlandığında bunun kozmetik sektörüne pazarlanması düşünülebilir. Yine bu güzergahtaki vadiler üzerinde trekking turları ve bunlara ilişkin oteller bungolov evler, yerel taş evler ve yerel kütük evler turizme kazandırılabilir.

TARİHİ MEKANLAR BÜLTENİ HAZIRLANMALIDIR
Savaşır Kalesi, Kinzi Kalesi, Sevimli Kalesi, Kalecik Kalesi, Şeytan Kalesi, Kurtkale, Kazan Kale, Altaş Kalesi ve Kırnav Kale gibi kaleler özel bir bülten üzerinde toplanarak ilgili sosyal medya desteğiyle bir bülten halinde hazırlanmalıdır.

SAHABE KÜLLİYESİ
İnanç turizmin önemli bir ayağıdır. Sahabelerimiz dünyanın her yerine ayak içi bırakmıştır.
Resulullahın sırdaşı ve Ermenistan Seferlerinin baş sahabesi Huzeyfe Bin Yeman’ın Ermenistan seferi sebebiyle ilimizdeki çalışmalarının özel bir külliyede anlatılması sağlanabilir. Açık bir park destinasyonu ve türbe; minik bir külliye şeklinde dizayn edilebilir. 

GÖLLER GÜZERGAHI
Çıldır Gölü, Aktaş Gölü, Ayı Gölü, Karagöl, Balık Gölü, Kanlı göl, Ayazgölü, Sağrının Gölleri, Davar Gölü ve Arile Gölü gibi göllerimiz bir parkur halinde anlatılmalı ve bu takıma ait bir belgesel ve broşür hazırlanmalıdır. Sosyal medya boyutu desteklenmelidir.

AKÇAKALE TURLARI
Akçakale Adası ve Ada Şehri Kalıntıları detaylı bir tanıtıma kavuşturulmalıdır. Yine buna ilişkin belgesel ve broşür hazırlanmalıdır. Sosyal medya boyutu desteklenmelidir.

SINIR KAPILARIMIZ AKTİF HALE GETİRİLMELİDİR
Sınır kapıları önemli bir gelir kaynağıdır. Bu kapıların çıkış noktalarına yöresel ürünler pazarı şeklindeki Arasta’lar konularak kentin ekonomik yönden gelişimine katkı sunulabilir. 
Sınır kapılarının girişine “ARDAHAN’A HOŞ SAFA GELDİNİZ” ve 
çıkışlarına “ARDAHAN’A GENE GEL” ifadelerinin yer alacağı kültürümüze uyarlanmış yöresel taşlardan müteşekkil devasa “ŞEHİR KAPILARI” yapılmalıdır.

DOĞU EKSPRESİNİN SON DURAĞININ ARDAHAN OLMASI GEREKİR
Doğu Ekspresi önemli bir turizm potansiyeline ulaşmıştır. Ankara, Kayseri ,Sivas ,Erzincan ,Erzurum ve Kars illerimizi geçerek gelen Ekspresin son durağı neden Ardahan olmasın? Bugün maalesef Ekspres Kars’ta makine kapatmaktadır. Bu hatadan bir an evvel dönülmeli ve kentimiz bu kervana katılmalıdır. Zira bu tarz seyahatlerde son istasyon ekonomik açıdan çok kıymetlidir. Gelen misafirler son alışverişlerini buradan yapma imkanına kavuşmaktadır.

ÖZEL TEDAVİ HASTANELERİ
Kentimiz Oksijen açısından ve hava değerleri açısından çok zengindir. Bunun tedavi maksadıyla kullanılması sağlanmalıdır. Astım ve bronşit gibi nefes ve göğüs hastalıklarının belirli dönemlerde tedavi edilmesi maksadıyla özel statülü bir hastane ve sanatoryum kurulması projelere eklenmelidir.

YEREL ŞİVEMİZ; ORTAK DEĞERİMİZ VE HAZİNEMİZDİR
Yerel Türkçemiz Kars, Iğdır, Gürcistan, Nahcıvan, Azerbaycan, Karabağ, ve İran’da olmak üzere; bugün çevre birçok ülkede rahatlıkla konuşulmakta ve rahatlıkla anlaşma sağlanabilmektedir. Bu kıymetin ortak toplumlar nazarında kurumsallaştırılması ve bu alanda edebiyat çalışmalarına hız verilmesi yöremizin kıymetini daha da artıracaktır.

ÇILDIR GÖL FESTİVALİ ULUSLAR ARASI HALE GETİRİLMELİDİR
Çıldır göl festivali, Çıldır ve çevresinin uluslararası turizme kazandırılması önemli bir ödevimizdir. Kış aylarında buz tutan Çıldır Gölü üzerinde ve çevresindeki dağlarda kayak, buz pateni ile bir çok kış sporlarının yapılabilme imkanı olduğundan, Çıldır Gölü ve çevresi de kış turizminin önemli bir bölgesidir.

Kışın ayazında insanlar neden İsviçre’yi tercih ediyor. Neden uzaklara gidip kar ve soğukla buluşuyor? Memleketimizin kıymetini bilmeli ve hazinelerinin farkına varmalıyız. Bu kadar özgüven yoksunluğu yeter artık.

MİLLİ VE MANEVİ KALKINMA, İLERLEMEYİ GETİRİR
Gençlerin dahil edilmediği bir çalışma ileriye dönük olarak kurgulanamaz.
Nesillerimiz elden gidiyor, bir an önce takviye etmek gerekiyor. 
Geri kalmışlığımızın önemli bir sebebi de gençlerimizin manevi eğitimlerini ikame etmekten geçmektedir. Gençleri kumar, alkol, uyuşturucu ve kültür erozyonundan kurtarmanın ana formülü; onları kökleri ile buluşturmaktır.

Yöre insanına, huzur, iş ve aş sunmak siyasetin ve bürokrasinin sorumluluğunun ilk kalemidir.
Bir yerden başlamak zorundayız. 
Başlamak bitirmenin imzasıdır.
İmza atmaya var mısın?

Nihat Ağdemir
16.05.2020