TÜRKİYE’DE FUTBOLUN SORUNLARI

Recep Durul ( İş Adamı ) Türkiye’de toplumsal kültürün en önemli ögelerinden birisi hiç kuşkusuz futboldur. Toplum olarak spor yapmaya çok istekli olmasak da neredeyse herkes bir takıma gönül vermiştir. Anneler dünyaya gelecek bebekleri için kıyafet hazırlarken tuttukları takımın rengine uygun tercihlerde bulunur; babalar oğulları ile vakit geçirmek için onları maça götürürler, en değerli hatıralar orada birikir.

Spor 07.08.2023, 00:56 07.08.2023, 09:46 Salih Sütlan
TÜRKİYE’DE FUTBOLUN SORUNLARI

Her mahallenin iyi futbol oynayan bir çocuğu ve delikanlısı vardır. Çift kale yapılan maçlarda o çocuk bizim takımdan olsun diye gazozdan baklavaya türlü hediyeler vaat edilir. Yaşı 50’leri bulmuş olan nesil için futbol, geç kaldığı için babadan azar işitme pahasına peşinden koşulan eğlencedir. Havanın kararmasına aldırış etmeden, topu görmeden oynanan, saatlerin nasıl geçtiğinin anlaşılmadığı bir oyundur futbol. Futbol uğruna çalışılamayan sınavlar, kırık gelen karneler dolayısıyla az çocuğun kulağı çekilmemiştir. Devre aralarında annelere yaptırılan salçalı ekmek, komşu teyzenin elinden içilen buz gibi soğuk su ve mahalle kültürünün başka türlü anlatımıdır futbol. Bazen o kadar eğlence artar ki komşu abiler, yaşlı amcalar, hatta topun sektiği yaşlı teyzeler bile taç ve korner atışları ile takıma 12. Oyuncu olarak girerler. Kendisine yapılan büyük tezahürata dayanamayan teyzemiz evde hazır olan yaprak sarmaları oyun sonunda bütün oyunculara ikram eder. Kan ter içinde dolmalar eşliğine biten oyunun rövanşı daha oyun bitmeden konuşulmaya başlanır. Mahalle kültürünün yavaş yavaş unutulduğu günümüzde aileler çocuklarını hafta sonları üye oldukları spor kulübünün tesislerine götürüyorlar artık. Değişen zamanla birlikte değişen kültürün bir sonucu olarak artık babalar futbol oynadığı için çocuklarına kızmak yerine, yeteneği varsa futbolcu olması için özel eğitimler aldırmaya çalışıyorlar. Ebeveynler için oğullarının doktor, mühendis olması kadar futbolcu olması da büyük gurur kaynağı artık. Neden olmasın ki… Erken yaşlarda çok büyük paraların kazanıldığı, büyük bir şöhret ve saygınlık getiren başka kaç meslek vardır?

Günümüzde halen en derin kahve sohbetlerinin, akraba ziyaretlerinde enişte ile muhabbetlerin temel konusudur futbol. Derbi maçlarında Kadıköy’de genç-yaşlı herkesin sarı-lacivert, Beşiktaş’ta siyah-beyaz, Trabzon’da borda-mavi formalarla dolaştığı kültürdür futbol. Özetle futbol Türkiye’de toplumu birbirine bağlayan maya gibidir.

Futbol, toplumsal değer olarak hayatımızda önemli bir yere sahip olmasının yanında ekonomik ve sosyal yönden de oldukça büyük bir öneme sahiptir. Yıldız futbolcuların transfer sezonlarında aldıkları dudak uçuklatan bonservis ücretleri, transfer paraları başta olmak üzere bu sektörde çok büyük bir finansal döngünün gerçekleşmesi futbolda istenmeyen olayların ve durumların da yaşanmasına yol açabilmektedir. İngilizce bir deyim olmakla birlikte nerdeyse tüm dillerde ortak olarak kullanılan “Fair play” (adil oyun, dürüst oyun) kavramı futbolda oyunla ilgili somut kurallar yanında etik ilkelerin de önemine atıf yapar.

Esasında fair play kavramı geçmişi 15. Yüzyıla dayanan oldukça eski bir kavramdır. O dönemde şövalye yarışlarında kazanmak için rakibine centilmenlik dışı davranışlar yapan yarışmacılara yönelik “faul play” tabiri geliştirilmiş. Bundan yüz yıl sonra Shakespeare, eserlerinde “fair play” ifadesini kullanmış.  Bir spor terimi olarak ilk defa 18. Yüzyılda İngiltere’de kullanılmış. Daha yakın tarihte fair play kavramı, bir slogan olarak 1963 yılında Almanya’da UNESCO Gençlik Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen bir seminerde geçmektedir. Seminerde sporda şiddet ve şovenizm konularına dikkat çekilerek fair play nasıl olmalı tartışmaları gerçekleştirilmiş. Fair play dendiğinde oyunu tanımlı kurallarına göre oynama, rakibini düşman gibi değil, oyunun parçası olarak görme, oyunda şansı odağa koyup centilmenlik dışı davranışlardan kaçınma ve oyunda galibiyette ya da kaybetmede karşı tarafı rencide etmemek gibi ilkelerden söz edilir.

Fair play her ne kadar saha içinde oynanan oyunun etik kurallarını tanımlasa da futbol, saha dışında da çok yönü olan bir olgudur. Kulüp başkanlarından yönetim ekibine, hakemden seyirciye kadar futbolun paydaşlarının tamamının fair play kavramını doğru şekilde anlayıp uygulamaları gerekir.

Ancak küresel ölçekte milyarlarca euroluk büyük bir finansal döngünün gerçekleştiği futbol sektöründe etik değerler ve kurallara uyma konusunda çok zaman ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Farklı ülkelerde ülkenin kendi dinamiklerine bağlı farklı sorunlar da gözlenmektedir. Örneğin İngiltere’de yıllardır holigan sorunu bir türlü çözüme kavuşamazken Latin Amerika ülkelerinde futbol takımları taraftarları arasında kavgalar çete savaşlarına dönüşmektedir.

Türkiye’de ise özellikle kulüp yöneticilerinin görev, yetki ve sınırlarının doğru şekilde çizilmesinde önemli güçlükler yaşanmaktadır. Öte yandan kulüp yöneticileri ile hakemler arasındaki ilişkiler ve hakemlerin müsabakaları yönetim performansları da Türkiye’de futbolun etik değerlerin korunması ve kalitenin artırılmasında üzerinde durulması gereken konulardır. Zira kulüp yöneticilerinin tutum ve davranışları yanında hakemlerin maç yönetiminde tecrübeleri, taraftarların tutumlarını da doğrudan etkilemektedir. Bu çerçevede futbol kulüplerinin, yönetim ve yöneticiliğinde takip ettikleri ilke ve prensipler, kulüplerin basın ve medya ile ilişkileri, kulüplerin altyapı ve amatör kulüpler ve federasyonlarla ilişkileri yanında konfederasyonlarının birbirileriyle olan ilişkileri de futbol sektöründe kalitenin seviyesinin oluşmasında temel değişkenlerdir.

Türkiye’de kulüp yöneticileri genellikle iş insanları arasından seçilir. Kulüp başkanlığı ve yöneticiliği, iş insanı için tanınırlık ve repütasyon sağlamakla birlikte, futbolu amatör izleyici olarak takip edip sevmekten çok daha fazlasını gerektirir. Gerçekten de futbol, ciddi eğitim, çalışma, disiplin ve strateji gerektiren bir spordur. Futbolun paydaşlarını da eklediğimizde salt iyi niyetli bir iş insanı olmanın ötesinde konuya profesyonelce hakimiyet gerektiren bir sektör olduğu ortaya çıkar. Ülkemizde hem büyük hem de Anadolu’nun küçük takımlarında genellikle kulüp yöneticiliği gönül verdiği takıma amatör duygularla katkı sağlamak isteyen yöneticilerden oluşmaktadır. Bu da sektörün kulüp yöneticileri tarafından sorununun belki de en önemli kaynağını oluşturmaktadır. Bu yöneticiler, mensubu oldukları kulüplerin müsabakalarda başarılı olması için futbolcuların kondüsyonlarının ve oyun stratejilerinin geliştirilmesi yerine ikili ilişkilerle masa başı çözümler üretmeye çalışabilmektedirler. Bu durum, maçları yöneten hakemlerle ilişkilere de yansıyabilmektedir. Her ne kadar ülkemizde hakemlik eğitimi oldukça başarılı şekilde verilse de teorik olarak öğrenilenlerin sahada pratik edilmesi zaman ve yönetilen maçlarla birlikte gelişir. Bir başka deyişle, hakemlik eğitimini henüz tamamlamış çiçeği burnunda bir hakem, uzun yıllardır çok sayıda maç yönetmiş ama aynı eğitim düzeyine sahip tecrübeli bir hakeme göre kritik noktalarda çok daha kararsız kalacaktır. Maçın kaderini belirleyebilecek bu kritik anlarda alınan hatalı kararlar, taraftarların da sürece dahil olduğu istenmeyen olayların yaşanmasına yol açabilir. Bu durumlarda kulüplere verilen para ve seyircisiz oynama cezaları, futbolculara çıkarılan sarı ve kırmızı kartlar kısmen etkili olsa da Türkiye’de bu konularda yapısal dönüşümler gerekmektedir.

Bu çerçevede her şeyden önce kulüp yöneticilerinin başkanı olduğu kulübe gönül vermesinin yanında belli yöneticilik eğitim ve sertifikalarına sahip olmalarında fayda vardır. Bu eğitimler yöneticilerin istenmeyen ve hatalı davranışlarını önemli ölçüde azaltacaktır. Basınla ilişkilerde agresif tutumlar sergilemek yerine futbolun centilmenlik gerektiren bir spor olduğunu bizzat kendilerinin lisan-ı hali ile ifade edebilmeleri kulüp yönetiminden taraftarına herkesin tutum ve davranışlarını etkileyecektir.

Zaman zaman kulislerde yayılan hakemlere baskı yapıldığına dair söylentiler de üzerine gidilmesi gereken önemli bir durumdur. Özellikle tecrübesiz hakemlerin yönetmek durumunda kaldıkları derbi maçlarında bu tür söylemlerin önüne geçmek için yapılması gereken ilk uygulama, bu müsabakalara tecrübeli ve kararlı hakemlerin görevlendirilmesidir. Bilgisayardan random olarak yapılan ve tecrübeli/tecrübesiz tüm hakemlerin yer aldığı havuzdan yapılan atamalar her ne kadar şeffaflık ilkesi çerçevesinde makul gibi görünse de kritik ve iddialı maçlarda önemli sorunlar oluşabilmektedir. Bu durumda hakem havuzlarının yönetilen maç sayısı, derbi sayısı ve diğer tecrübe kriterleri ile farkı hakem havuzları şeklinde tanımlanması doğru hakemin uygun maça atanması için isabetli bir gruplama olacaktır. Bu havuzlardan yapılacak hakem atamalarının amatör lig/profesyonel lig/küçük takım karşılaşmaları/büyük derbiler gibi kategoriler oluşturularak gerçekleştirilmesi, riskleri azaltıcı bir model ortaya koyacaktır. Tecrübeli hakemlerin derbilere atanması da hem kritik durumlarda doğru karar alma yetisini güvence altına alacak, hem de kulüp yöneticilerinin doğrudan ya da dolaylı baskılarını önemli düzeyde azaltacaktır. Hakemlerin maç kalitesini negatif yönde etkilememesi için, yani, her zaman adil ve etkin bir maç yönetmesi için bedensel ve zihinsel sağlıklarının her zaman iyi olması gerekmektedir. Bu konuda yaşam boyu eğitim anlayışı çerçevesinde bedensel ve zihinsel sağlığın gelişimi için sürekli eğitim ilkesinden taviz verilmemelidir. Bazı maçlar çok yüksek baskı ve yüksek seyirci katılımı ile gerçekleşmektedir. Koşullar ne olursa olsun hakemlerin en yoğun baskı koşullarında bile objektif kararlar vermesini sağlayacak eğitimi almaları gerekmektedir. Futbolun gelişimi ve evrenselliği açısından mutlak tarafsızlık ilkesine riayet şarttır. Mutlak tarafsızlık ilkesini yakalamada eğitim en önemli faktörlerden birisidir.

Hakem atamaların söz ederken VAR uygulaması üzerinde de kısa durmak gerekmektedir. Bu uygulamayı savunanlar olduğu gibi aksi yönde görüş ileri sürenler de vardır. Geleneksel hakem kararlarında hakem duygusu, hakemlerin ruh hali belirleyici olabileceğinden kararlar tartışmalı olabilirken, VAR uygulaması sayesinde muhtemel yanlış kararların önüne geçilmektedir. VAR uygulaması hakkında negatif görüşe sahip olanlara göre, bu uygulama futbolun doğasına uygun olmadığı gibi oyunu mekanik bir hale getirmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki, modern bilgi çağında teknolojinin imkanlarından mutlak surette yararlanmak gerekmektedir. Futbolcuların, yöneticilerin ve hakemlerin VAR uygulamasına pozitif bakmalarında yarar vardır.

Sonuç olarak hem kulüp yöneticilerinin seçimi ve göreve atanmasında hem de hakemlerin eğitimi ve atamalarında bu yöntemlerin uygulanması yanında şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin işletilmesi, mevcut sorunların önemli ölçüde azalmasına katkı sağlayacaktır. Suç ile ceza arasında paralellik olması da önemlidir. Kural dışı işlemlerin tespit edilmesi durumunda verilen cezalar, faillerin göze alamayacağı ölçekte büyük yaptırımlar getirmesi durumunda daha caydırıcı olacaktır.

Centilmence yönetilen futbol kulüplerinin, centilmence oyun oynandığı, zevkli, eğlenceli futbol maçlarında buluşmak dileklerimizle…

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Namaz Vakti 25 Eylül 2023
İmsak 05:23
Güneş 06:47
Öğle 13:01
İkindi 16:24
Akşam 19:05
Yatsı 20:23
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Fenerbahçe 5 15
2. Galatasaray 5 13
3. Rizespor 6 11
4. Beşiktaş 5 10
5. Trabzonspor 5 9
6. Kayserispor 6 9
7. Konyaspor 6 9
8. Kasımpasa 6 9
9. A.Demirspor 5 8
10. Hatayspor 5 7
11. Alanyaspor 6 7
12. Ankaragücü 6 6
13. Antalyaspor 6 6
14. Karagümrük 6 6
15. Sivasspor 6 6
16. Pendikspor 6 4
17. Başakşehir 5 3
18. Gaziantep FK 6 3
19. İstanbulspor 4 2
20. Samsunspor 5 1
Takımlar O P
1. Eyüpspor 6 18
2. Bandırmaspor 6 12
3. Ahlatçı Çorum FK 6 12
4. Kocaelispor 6 12
5. Manisa FK 6 11
6. Keçiörengücü 6 11
7. Bodrumspor 5 10
8. Gençlerbirliği 6 10
9. Göztepe 6 8
10. Şanlıurfaspor 6 8
11. Erzurumspor 6 6
12. Adanaspor 6 6
13. Boluspor 6 6
14. Sakaryaspor 6 5
15. Giresunspor 6 4
16. Altay 5 3
17. Tuzlaspor 6 3
18. Ümraniye 6 2
Takımlar O P
1. M.City 6 18
2. Liverpool 6 16
3. Brighton 6 15
4. Tottenham 6 14
5. Arsenal 6 14
6. Aston Villa 6 12
7. West Ham United 6 10
8. Newcastle 6 9
9. M. United 6 9
10. Crystal Palace 6 8
11. Fulham 6 8
12. Nottingham Forest 6 7
13. Brentford 6 6
14. Chelsea 6 5
15. Everton 6 4
16. Wolves 6 4
17. Bournemouth 6 3
18. Luton Town 5 1
19. Burnley 5 1
20. Sheffield United 6 1
Takımlar O P
1. Barcelona 6 16
2. Girona 6 16
3. Real Madrid 6 15
4. Athletic Bilbao 6 13
5. Atletico Madrid 5 10
6. Valencia 6 10
7. Rayo Vallecano 6 10
8. Real Sociedad 6 9
9. Cadiz 6 8
10. Real Betis 6 8
11. Osasuna 6 7
12. Villarreal 6 7
13. Getafe 6 7
14. Deportivo Alaves 6 6
15. Las Palmas 6 5
16. Mallorca 6 5
17. Sevilla 5 4
18. Celta Vigo 6 4
19. Granada 6 3
20. Almeria 6 2