TBMM Genel Kurulu'nda, eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'la ilgili tek bir Meclis Soruşturma Komisyonu kurulması önergesinin oylamasında 9 ret oyuna karşı 453 kabul oyu çıktı.
 
Eski İçişleri Bakanı AK Parti Mardin Milletvekili Muammer Güler, kabul anlamına gelen beyaz oyunu kabin dışında zarfa koydu.
 
Kabul olan beyaz pulu zarfın içine koyarken yanında bulunan Meclis Başkanvekili AK Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut'a gösteren Güler, daha sonra zarfı kupaya attı.
 
GÜLER: BİR BAKAN ŞÜPHELİ OLARAK ADDEDİLEMEZ
 
İçişleri eski Bakanı, AK Parti Mardin Milletvekili Muammer  Güler, "Bir bakan şüpheli olarak addedilemez ve hakkında savcı soruşturma yapmaya  yetkili değildir. Makul şüpheyi öğrenen savcı derhal dosyayı ayıracak, Cumhuriyet  Başsavcısına bilgi verecek, TBMM Başkanlığı'na gönderecek" dedi. 
 
Güler, şöyle konuştu: 
 
"Operasyondan önce bütün gizlilik kurallarının çiğnendi, bizzat  görevliler tarafından bazı basın ve televizyon kuruluşlarına önceden servisler  yapıldı; görüntü ve iletişim kayıtlarında yer alan bazı kelimeler ve cümleler  dijital ortamda kesilerek başka yerlere eklenmiş, hukukiliğine ve olayla ilgili  olup olmadığına bakılmaksızın tüm dosya bilgileri sızdırılarak evrensel  nitelikteki masumiyet karinesi yok sayılmıştır. Aslında bu operasyon gizli değil.  Yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekat,  itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. 
 
Oysa Ceza Kanunu'nun 153. maddesine göre, gizlilik ve kısıtlılık  kararı bulunan ve müdafilerin dahi inceleme yetkileri olmayan dosya  ayrıntılarının kasıtlı şekilde saptırılması suretiyle kamuoyuna yansıtılmış  olması, soruşturmanın önceden hedeflenmiş amaçları için kullanıldığını açıkça  ortaya koymaktadır. Soruşturmanın belli bir süre bekletilmesi de manidardır.  Konusu, tarafları, mahiyetleri ve suç tarihleri birbirinden tamamen farklı olan  ve aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunmayan başka soruşturmalarla  birleştirilerek, aynı tarihte müşterek bir operasyon icra ediliyor, bu surette de  kamuoyu algısı oluşturuluyor. Haberleşme özgürlüğü, soruşturmanın gizliliği,  masumiyet karinesi yok sayılmış, basına bilgi sızdırılarak yargı görevlilerinin  de etkilenmesi amaçlanmıştır. Kanuna açıkç aykırı bir biçimde aylarca yürütülen  ve bakanların şüpheli olarak addedildikleri bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet  Başsavcısı'nın bilgisi yoktur. Gizli olduğu için yayınlanmayan Emniyet Genel  Müdürlüğü operasyon yönetmeliğine de burada uyulmamıştır." 
 
‘Canımız feda olsun’

Muhalefetin protestosu ve Ak Partililerin alkışları arasında konuşmaya başlayan Çağlayan, özetle şöyle konuştu:

- Sistematik bir itibarsızlaştırma, linç kampanyasıyla karşı karşıya kaldık. Bunlar beni yaralıyor ama bu ülke için canımız feda olsun.

- Sözü edilen saat tarafımca alınmış, bedeli tarafımca ödenmiş ve mal beyanıma da girmiştir arkadaşlar.

- Reza Zarrab’ın uçağıyla gittiğim iddiasına gelince... Defalarca hac ziyareti defalarca umre ziyareti yaptım. Söz konusu ziyaretimi de ben bir acente üzerinden gerçekleştirdim. Bedelinin de tarafımca ödendiğini, belgelerle size gösteriyorum.

- İstanbul Atatürk Havalimanı’na inen, Gana’dan geldiği söylenen bir uçakta bulunan 1,5 ton altınla ilgili şahsıma yapılan bu işleme ilişkin adli ve idari soruşturmaları engellediğim yalanıdır. İşlem Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılmıştır.

- Geliyorum diğer bir safsataya. Reza Zarrab’ın İran’a yapmış olduğu ihracatlarda Halkbank’ın İran’a yapmış olduğu ihracatlarda Halkbank’ın komisyon oranının düşürülmesi ve ihracat yapılmasına kolaylık sağladığım iddiasıdır. Halk Bankası’nın 1980 yılından beri İran’da temsilciliğinin bulunması nedeniyle devrede olduğunu unutmayın. Komisyon indirimi ve işlemler arasında ayrım yaptığı iddiaları tek tek incelenmiş bulunmaktadır. Savcılık soruşturması konusunda, Royal Grubu ve diğer grupla ilgili yapılan araştırmalarda Halk Bankası, transfer bedelinin altın için binde 4, gıda ihracatı için binde 8 oranında komisyona tabi tutulduğu ve firmalara uygulanan oranların piyasa koşullarına göre makul sevilerde olduğu ve herhangi bir firma için özel bir uygulamaya gidilmediği ortaya konulmuştur.
- İddiaların hepsi yalandır, dolandır, iftiradır. Bu operasyonda amaç, Tayyip Erdoğan ve ailesi; araç, Zafer Çağlayan ve ailesi olmuştur.

‘Yuh’ sesleriyle konuştu

Bağış kürsüye gelirken CHP ve MHP’liler yuhaladı ve sıra kapaklarına vurdu. MHP’li Lütfü Türkkan’ın “Allahsız adam, haysiyetsiz herif, makara yapmaya devam et” sözleri tutanaklara da yansıdı.

Ak Partililerin alkışladığı Bağış, şunları söyledi:

-Linç kampanyasına maruz bırakıldık. 17 Aralık’tan bir hafta önce televizyon programında dershanelerle ilgili verdiğim cevap üzerine paralel yapının medyasından 3 önde gelen ismin tehdit imalı cep telefonu mesajlarını aldık. Tehditle, şantajla bizi susturamayanlar iftiralarla siyasi darağaçları hazırlamaya kalktı. Artık susmayacağız, yutkunmayacağız.

‘Zarrab’ı 5 yıldır tanırım’

- 17 Aralık soruşturmasında şahsımın bir iş adamından 3 kez rüşvet aldığı iddiası şerefsizce kurgulanmış bir iftiradan başka bir şey değildir. Zarrab’ı beş yıldır tanırım. Sarraf’tan 3 kez, toplamda 1,5 milyon dolar rüşvet almak iddia. İddia bir: Reza Zarrab’ın babasına İtalyan vizesi başvurusuna yardımcı olmak karşılığında 500 bin dolar. Evet, Zarrab’ın babası için bir vize yardım talebi aldım ama vizeye başvurmadılar bile. Gelelim ikinci iddiaya: Adı geçen şahsın otel projesine aracılık yaptığım ve bunun için de bir 500 bin dolar daha aldığım. Bir etkinlikte karşılaştığımızda ortak bir tanıdığımızdan otel yapma düşüncesiyle bir bina satın aldığını söyledi, ben de her ikisine de hayırlı olsun dedim, onun dışında tek bir müdahalem olmamıştır. Gelelim üçüncü iddiaya: Aynı şahsın, Reza Zarrab’ın aleyhinde yapılacak bir haberi engellediğim için de 500 bin dolar aldığım iddia edildi. Olayın özeti şudur: Reza Zarrab beni telefonla aradı, tanıdığı bir siyasetçiye bir şikâyeti bildirmek üzere. Yanımda gazeteciler de vardı. O gazetecilerin önünde Sayın Hüseyin Çelik’i aradım, böyle bir durum var, bu konuda takdir sizindir dedim.

-Sokrat idama götürülürken eşinin ağladığını görmüş, “Niye ağlıyorsun?” diye sormuş, “Haksız yere sizi öldürüyorlar” deyince “Ne yani, haklı yere mi öldürsünler?” demiş.

‘Yönetmelik çiğnendi’

Güler ise şunları söyledi:

- Tüm dosya bilgileri sızdırılarak evrensel nitelikteki masumiyet karinesi yok sayılmıştır. Bu operasyon gizli değil, yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekât, itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. Bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bilgisi yoktur. Oğlumun ve diğer şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan Mali Şube Müdürü, 18 Aralık tarihinde tam 309 sayfalık “fezleke” niteliğindeki bir dosya hazırlıyor. Yeni gelen görevlilere imzalatılmak isteniyor, imzalamadıkları zaman da götürülüp 18 tarihi itibarıyla savcılığa teslim ediliyor. Açık bir yolsuzluktur. Bir bakanın ve bir cumhuriyet başsavcısının telefonunu kim hangi yetkiyle dinleyebilir ve hangi yetkiyle bunu basına sızdırabilir? “Ben hukuken elde edilmiş olup olmadığına bakmaksızın bunun içeriğine bakarım, bana ne.” demek, hukuku katletmektir, kanunsuz ve gayrimeşru dinlemelere meşruiyet kazandırmaktır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez ve hakkında savcı soruşturma yapmaya yetkili değildir. Makul şüpheyi öğrenen savcı derhal dosyayı ayıracak, Cumhuriyet Başsavcısına bilgi verecek, TBMM Başkanlığı’na gönderecek.

‘İspat et, vekillikten istifa edeyim’

TBMM Genel Kurulu’nda 4 eski bakan hakkındaki soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergelerin görüşmelerinde şu renkli görüntüler yaşandı:

- Eski bakanlardan kürsüye ilk gelen isim eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan oldu. Çağlayan’ın 10 dakikalık süreye itirazı üzerine birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Meral Akşener, sürenin işlememesi için mikrofonunu kapattı. Akşener, “Komisyon kurulacağı için hukuki olarak mümkün değil” dedi. CHP istanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın ayağa kalkarak “Paran burada geçmez” diye bağırması Akşener’i kızdırdı. Akşener, “İlzam ettiğiniz benim, hiç hoş değil” dedi. Akşener, tartışmanın sürmesi üzerine, “İnsanlar bir 10 dakika ferahlasın” diyerek birleşime ara verdi.

‘Delikanlı isen gel’

- Ara verildiği sırada kürsüde bulunan Çağlayan, kendisine laf atan CHP’li vekillere, “Delikanlı isen gel bekliyorum” diye cevap verdi. AK Partililer Çağlayan’ı kürsüden uzaklaştırdı.

- Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in konuşması sırasında CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba “Elin kanlısın, Ali İsmail Korkmaz’ın katilisin” diye bağırdı.

- Eski İçişleri Bakanı, Ak Parti Mardin Milletvekili Muammer Güler, oyunu kabin dışında zarfa koydu. Kabul olan beyaz pulu zarfın içine koyarken yanında bulunan Meclis Başkanvekili Ak Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut’a gösteren Güler, daha sonra zarfı kupaya attı.

- Oy kullanma işlemi sürerken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal bir süre HDP Milletvekili Hasip Kaplan ile sohbet etti.

- Eski Bakan Güler konuşurken, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Ali İsmail Korkmaz’ın kanı elinde, Berkin Elvan’ın kanı elinde, Gezi şehitlerinin kanı elinde! Elin kanlı Sayın Bakan!” diye laf attı. Güler ise, “Bu beyanınızdan dolayı sizi kınıyorum. Benim veremeyeceğim hesap yoktur. Bunu ispatlarsan ben de milletvekilliğinden istifa edeceğim. Lütfen ispat et” karşılığını verdi.