Kâinatın düzeni, kâinatı yaratan tarafından konulmuştur. Düzen emredildiği şekliyle doğrudur. Emredilen düzenin içine başka bir düzeni sokmaya çalışırsanız, düzen bozulur. Kâinat, cemiyet, aile, fert ve bütün her şey bozulur. Ticaret, siyaset, eğitim, komşuluk ilişkileri, sevgi saygı ortadan kalkar.
Seçkin Peygamber Hz Muhammed Mustafa (sav) toplumun en güvenilir insanıdır. Mekke toplumu bozuk değil çürümüş bir toplum haline gelmiş. Çürümüş toplumda tek güvenilir ve sevilen sayılan kişidir Hz Muhammed ve onun adı El Emin’dir. El Emin olan Hz. Muhammed Allah tarafından Peygamber olarak görevlendirildi. İnsanlar teker teker batak düzende kirlenen ruhlarını arındırıp İslam’ın tertemiz çemberinin içine giriyordu. İslam ilacını içen sistemini temizliyordu. Asla bir daha Mekke’nin bozulmuş düzenine geri dönmüyordu. Gittikçe güçlenen Hz. Muhammed ve ona inananları durdurmak için Mekke Yönetimi çareler arıyordu. Masalar kuruluyor ve türlü türlü yollara başvuruluyordu. Güçlenen İslam Peygamberinin durdurulması gerekiyordu. Karar verdiler dediler ki, ona gidip güç kullanmadan koalisyon teklif edelim. Peygamberimize gelip dertlerini anlattılar. Dediler ki; “Ey Muhammed sana inanan kim varsa en zayıfımız bile olsa aslan kesiliyor. Davasından vaz geçiremiyoruz. Biraz dur. Teklifimiz şudur. Bir sene sen bizim putlarımıza tap, bir sene de biz senin Tanrına tapalım. Koalisyon kuralım. Aramızdaki kavgayı bitirelim. Asıl amaçları çürümüş düzen içinde, düzene başkaldırmış bu iradesi güçlü insanlarının kararlı duruşlarını durdurmak ve onları yeniden sefil çarkları arasında ezip yok etmekti. Çünkü yeni gelen İslam sistemi onların bütün haksız kazançlarının önünde engeldi.
Şimdi ki aklımızla bile düşündüğümüzde çok mantıklı bir düşünce gibi görünüyor. Öyle ya, hem Mekkeli putperestleri, zenginleri, soyluların milletin sırtından geçinen sistemlerine çomak sokmamış, onları üzmemiş olurlar. Hem de bir sene bekleyince onların Tanrısına taparlar. Koalisyon ve güçlüden yana olmak daha mantıklı gelebilir. 
Bugünümüzün sefil insanları kendi düzenleri uğruna ne yerden ne yardan geçmemek için inançlarına ters düşse de kendileri gibi düşünmeyen topluluklarla bir arada bulunabiliyorlar. Hz. Muhammed ve ona inananlar yapılan teklif karşısında ne yaptılar, insan merak ediyor değil mi? 
İşin içinde işkence var. Ezip geçme var. Her türlü açlık ve sefalet var. Bir davadır tutturulmuş gidiyor. Mekke düzenine girilirse ellerinden her şeyleri alınan Müslümanlar biraz nefes alırlar gibi görünüyor değil mi? Her dönem ve şimdi ki kimlikleri Müslüman olan insanlar gibi koalisyon taraftarı olmadılar. İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav) ve arkadaşları Mekke şirk düzenine öyle bir duruş sergilediler ki geçmiş asırlara ve gelecek asırlara meydan okudular. Asla koalisyonu kabul etmediler. Önemli olan koalisyon mu dik duruş mu? Kâinatın efendisi kendi nefsinden konuşmadı. Konuştuğu hep vayh’di. Hiçbir hususta onu yalnız bırakmayan Yüce Allah derhal Cebrail’i gönderdi. İlahi düsturu ona tebliğ etti. O da kendisine geleni heyete açıkladı.
De ki, Ey inkârcılar. Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmam. Ellerinizle yaptığınız heykellere ve şekillere tapmam. Tapsaydım bu ilahi yol bana gösterilmezdi. Yolunuz Hak olurdu. Ama yolunuz Hak değil. Yolunuz Hak olmayınca;
Siz de benim taptığıma tapmazsınız. Bizi kandırmanıza gerek yok. Siz de benim taptığıma tapmazsınız.
Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Sizin taptığınız, yolunda gittiğiniz bozuk düzeninize uyacak değilim. Putlarınıza tapacak değilim. Hak olan Allah bize İslam yolunu göstermezdi.
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Koalisyon teklif ediyorsunuz ya sizler de iyi biliyorsunuz ki benim taptığıma, benim tebliğ ettiğim Hak yola girecek değilsiniz. Bizi sadece kandırırsınız, oyalarsınız.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır. (Kafirun) Sizin düzeniniz size Allah’ın düzeni bizedir. Biz kendi yolumuzdan siz kendi bildiğiniz bozuk düzende yürümeye devam edin. Hak geldi mi batıl yok olmaya mahkûmdur. 
Dostlarım, 23 senede Allah nurunu tamamladı. Bizlere din olarak İslam’ı seçti. Biz bu yolda yürürsek dünyaya Hak ve Adaleti getiririz. Koalisyonlara girersek asla başarılı olamayız. Zincir halkalarını düşünün lütfen. Halkalardan bir kaçını demir değil de ipten yapsak zincir olur mu? Sistem kopar. İslam’ın sistemine beşeri sistemleri eklemeyelim. Allah asla kendine eş koşmayı kabul etmez. Eğer Allah’ın sistemine beşeri sistemleri eklerseniz sistemi bozarsınız. 
Şimdi, her insan, her cemiyet ve toplum başını ellerinin arasına alsın düşünsün. Biz nereye gidiyoruz. İleri hedefleri gösteren Allah bize sistemini de göstermiş. Biz hangi taraftayız? Eğer başarmak, ilerlemek ve Hak ve Adaleti yeryüzüne hâkim kılmak istiyorsa Allah’ın hükmüne ram olmak durumundayız. Yoksa tefrikalar, kırılmalar bizi yok eder. Sosyal, siyasi, ekonomik, içtimai olarak İslam’a dönelim. Asla İslam sistemi dışında olmayalım. Her insan mutlaka bir fikir ile hareket edecektir. 
İyi pazarlar. Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 6 Kasım 2022