Günlerdir adliye önünde bekleyen binlerce kişilik kalabalığa seslenen Dumanlı kendilerine yöneltilen terör örgütü üyeliği suçlaması için “Terör yaftasını alınlarına yapıştırıyorum” dedi.

Serbest bırakılan Zaman Gazetesi Gelen Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’yı adliye önünde binlerce kişilik kalabalık karşıladı. Özgür basın susturulamaz sloganları eşliğinde alana giden Dumanlı, kalabalık ve sevgi gösterileri nedeniyle güçlükle ilerleyebildi.

Dumanlı burada yaptığı açıklamada bir dizinden terör örgütü üretilmesini eleştirdi: “Türkiye bir tiyatro seyrediyor. Kendi ayıplarını, günahlarını, kendi yolsuzluklarını gizlemek isteyenler bizi hedef aldı. Basın özgürlüğünü tehdit altına aldı. Türkiye’yi rezil etmeyi göze aldı.   

TERÖR İÇİN ETRAFINIZA BAKIN

Silahlı terör örgütü arayanlar uzağa değil etraflarına baksınlar. Teröristlerin baş tacı edildiği onlara altın yaldızlar dağıtıldığı teröristlere madalyalar takıldığı Türkiye’de bu ülkenin has be has evlatlarına terörist diyen siyasetçilere ve kalemlere söylüyorum; bu iddiayı aynıyla alnınıza yapıştırıyoruz. Cebinde tırnak makası taşımayanlara terörist diyenler Allah sizi bir an önce ıslah etsin.

Türkiye nereye geldi? İki tane yazı yazıldı diye ki yazılarda da hiçbir şey yok, kanun dışı hiçbir şey yok. Bir tane haber yapıldı diye, yazıyı yazmayan ve genel yayın yönetmeni olan bir adam günlerce karakollarda, adliyelerde süründürülür mü? Şuranın adı adliye sarayı. İki gündür eksi 7’de duruyoruz. Eksi 7 nedir bilir misiniz? Bende yeni öğrendim.

Eksi 7 yerin altına doğru 7 kat aşağıda nezarethaneymiş. Madem bu nezarethaneyi yaptın insan iki petek koymaz mı? Oradaki insanlara acıdım. Duvarlarda yazılar okudum. Duvarlara demişler ki; ‘ haram lokma yemedik.’ Kendileri çekip gitmişler. Ama arkalarında o cümle kalmış.

Türkiye’de artık hiç kimse güvende değil. Hakimin karşısına çıkarıldık, ben dedim ki 'etrafımızda bu kadar hava estirildiğine göre belki sürpriz bir şey çıkacak karşımıza.' Samimiyetle huzurunuzda söylüyorum.

KUMPAS YAPILIYOR

Sokak sokak, dosya dosya dolaşanlar yalancı şahitlik yapmak üzere, iftirada bulunmak üzere gizli tanık sıfatıyla, yahut bir kısım güvencelerle insanlar hakkında bir kumpas yapılmakta.

Allah için kurgusal bir senaryodan bir terör örgütü bulma gibi muhteşem bir zekayı nereden elde ettiniz. Böyle bir şey var mı? Hakim Bey'e sordum rica ediyorum benim suçum ne? Bu hikayeleri bırakın, Ekrem Dumanlı burada niye var?

TÜRKİYE NEREYE GELDİ?

İki köşe yazısı bir tane haber benim buraya getirilmem, dünya basınının dikkatini çeken bunun özü iki tane haber midir? Yemin ediyorum Allah şahidim olsun ‘evet budur’ dedi. Arkadaşlar Türkiye nereye geldi? Bundan bir terör örgütü nasıl çıkarılır?”

KİMSEDEN KORKUMUZ YOK

Kimseden korkularının olmadığını vurgulayan Dumanlı şöyle konuştu: “Çünkü suçumuz yok. Kimseye diyet borcumuz yok. Birileri ile yol arkadaşlığı yaptıysak, onları demokrat sandık da yaptık. Özgürlükçü sandık da yaptık, bu ülkeye gönül verdiler diye yaptık.

U DÖNÜŞÜ YAPANLAR

Türkiye’de demokratik reformları yapacak diye yaptık. Yolculuk yaptıklarımız insanların bir zaman sonra yörüngesini değiştirip, U dönüşü yapmalarında, bizi de yanlarında görmek istemelerini hayretle karşılıyorum.

Demokratlığa devam ettiniz de yanınızda durmadık mı? Reformlara devam ettiniz de desteklemedik mi? AB yolunda ilerlediniz de alkış tutmadık mı? Nerede bir yolsuzluk, nerede bir usulsüzlük, nerede bir adam kayırma, nerede bir özgürlüğü kısıtlama söz konusuysa hemşerim biz orada yokuz dedik, yokuz diyeceğiz. Bu bir suç mudur?”

'SUÇUM VARSA ÇIKMAK İSTEMİYORUM'

Yöneltilen suçlamalarla ilgili hiçbir somut delilin olmadığını belirten Dumanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alın dosyaları inceleyin. Dosyalarımız avukat arkadaşlarda. Satır satır okuyun. Elinizi vicdanınıza koyun. Hakim Bey’e de söyledim. Elinizi vicdanınıza koyun; ‘bir suç varsa ben çıkmak istemiyorum’ Benim hakkımda ‘serbestsin dediler’. Sen bana sor: ‘Mutlu musun? Bir saat, iki saat önce dünyaya bebeğin gelmiş. Adını Saadet koymuşsun, saadet duyar mısın?’ Duymam. İçimde bir burukluk var. STV yöneticisi ve benim değerli arkadaşım Hidayet Karaca kardeşim de burada olmalıydı.

Serbest bırakıldım, hak yerini bulmuştur ama eksiktir. Samanyolu’na yapılan muamele yanlıştır. Zaman Gazetesi’ne yapılan muamele yanlıştır. Hidayet Bey’in gözaltına alınması, ardından tutuklanması yanlıştır.”

YAZDIĞINIZ ADRESE GİTTİM

Dumanlı, kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi: “Ben yokken, meydanlarda televizyonlarda bazıları şöyle demiş ‘Niye gazetede bekledi, çağırdı?’ Arkadaş, arama emri, yakalama emri, her ne emri ise zaten o adrese yazılmış. Belki siz de duydunuz, bir bebek bekliyorum. Ne yapacağım, sizi çağırıp da bebeğimle mi tanıştırayım sizi? Siz hangi adrese yazmışsanız yakalama emrini, ben o adrese gittim bekledim. Daha ne yapabilirim?”

NE ZAMAN GAZETECİ OLDUNUZ?

‘Televizyon dizisi üzerinden suçlamalar üretildiğini, bazı gazetecilerin de bunları konuyla ilgili ahkam kestiğini söyleyen Dumanlı, “Bir televizyon dizisi bu. Tek Türkiye de Tek Türkiye… Arkadaş Tek Türkiye sizi ne kadar rahatsız etmiş böyle? Oyuncular arasındaki replikleri okudum, Yahu bundan ne olur? Bazı IQ’su düşük gazetecilerin de çıkıp buradan ahkam kesmesini ancak olsa olsa Mazhar Osman’a emanet etmek lazım. Siz ne zaman gazeteci oldunuz, ne zaman senaryolardan terör örgütü uydurmaya başladınız.

Hidayet Bey’e yapılan suçlamaları da okudum. Bir kısmını da sayın savcı bana göstererek sorular sordu. ‘Sayın Savcım, ben STV çalışanı değilim ama size tarih huzurunda söylemeye mecburum, bunlar suç olmaz. Bunlar suç olursa Türkiye’deki bütün dizilerin tutuklanması lazım. Senaristlerin tutuklanması lazım, yapımcıların tutuklanması lazım, kurgusal şeyleri gerçekmiş gibi sayıp, onun üzerine ahkam bina edip oradan bir silahlı terör örgütü çıkarmak bir hukuk ayıbıdır.”

YOLSUZLUK VARSA YOKUZ DEDİK

Düne kadar alkışlanıyorduk, düne kadar saygın gazeteciler muamelesi görüyorduk, yolsuzluk söz konusu olduğu zaman biz yokuz dedik diye şimdi bir anda terör örgütü üyesi mi olduk? Bu nasıl bir tutarsızlıktır, bu nasıl bir kalleşliktir diyeceğim. Dün neredeysek bugün de oradayız.

ZAMAN GAZETESİ SUSMAZ

Bu ülkede demokrasiden geriye dönüş yok. Özgürlüklerden geriye dönüş yok. Fikir hürriyetinden geriye dönüş yok. Adaletten geriye dönüş yok. Cesaretten geriye dönüş yok. Korkaklar korkup gidebilir, kaçıp gidebilir. Bu can bu tende olduğu müddetçe, ne âcizane ben susarım ne Zaman Gazetesi’nde çalışanlar susar. Ne bu gazetenin yazarları susar.”