'Selam-Tevhid' casusluk ve terör soruşturmasıydı

Türkiye'nin yasadışı dinleme iddialarıyla adını yeniden duyduğu Selam Terör Örgütü'ne dair çarpıcı ayrıntıları geçtiğimiz aylarda Kanal D Ana haber yayınlamıştı.

Polisin, casusluk faaliyetleri yürüten bir terör örgütünün üyeleri olduğu ileri sürülen zanlıların peşinde olduğu ortaya çıktı. Ancak "Binlerce kişi yasadışı dinlendi" haberleriyle aslında bir casusluk ve terör soruşturması deşifre oldu.

Selam Örgütü'nün adı, ilk olarak 1990'lı yılların sonlarında duyuldu. Örgüt, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinden sorumlu tutuldu. Amerika, İsrail, Hindistan, Suudi Arabistan konsolosluklarında görevli personellere suikastler düzenledi. Tam adı "Selam Tevhid Kudüs Ordusu" olan ve yıllardır sesi çıkmayan örgüt yasadışı dinleme iddialarıyla yeniden gündeme geldi.

Soruşturmanın fitilini 3 yıl önce polise başvuran Kamile Yazıcıoğlu ateşledi. Kamile Yazıcıoğlu, kocasını polise şikayet etti. "Beni sürekli dövüyor" dediği eşinin örgüt üyesi olduğunu, eylemler planladığını iddia etti.

Kamile Yazıcıoğlu, kocası Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun İran adına casusluk yaptığını, İsrail Başkonsolosluğu'nda ve Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi'nde saldırı amacıyla keşif yapıldığını öne sürdü. Eşininin notlarını, askeri haritaları, uydu fotoğraflarını, Türk savunma sanayi hakkındaki belgeleri, sahte kimlik ve pasaportu polise teslim etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da bu bilgiler ışığında soruşturma başlattı. 234 şüpheli hakkında dinleme kararı çıkartıldı. Daha sonra bu sayı 60'a geriledi.

Soruşturma dosyasındaki iddialara göre; Hüseyin Avni Yazıcıoğlu Bakanlıklar, üniversiteler ve Meclis'teki irtibatları sayesinde, belge toplayarak İran ajanlarına teslim ediyordu. Casusların buluşma noktası ise Metrobüs hattıydı. 2011 yılının Ekim ayında çekilen görüntüleri KanalD haber yayınladı. Örgüt üyesi, elindeki dosyayı, bir İran ajanına teslim etmek üzereyken görüntüleniyor.

İddiaya göre; Yazıcıoğlu, buluşmalar sırasında, İran ajanına bilgi ve belge veriyor, karşılığında da yeni eylemlere ilişkin notları alıyordu. O notlardan bazıları polis tarafından ele geçirildi. Ancak soruşturma 10 bin kişinin dinlendiğine ilişkin haberler nedeniyle sekteye uğradı. Soruşturmanın deşifre olmasının ardından polisin takibindeki şüpheliler, Türkiye'den kaçtı.

26 Mayıs 2011'de İstanbul Etiler'de düzenlenen kanlı saldırıda Selam örgütü izlerine rastlandı. Koç Köprüsü altına yerleştirilen zaman ayarlı bomba yüklü elektrikli bisiklet patlatılmış, 1 polis memuru ve 8 vatandaşın yaralandığı patlamada Ayten Bal adlı kadının bacağı kopmuştu. Olayda asıl hedef olan İsrail Başkonsolosu, o gün oradan geçmediği için kurtulmuştu. Polis saldırıda kullanılan elektrikli bisikleti oraya getiren kişinin Selam Örgütü'yle bağlantılı bir İran ajanı olduğunu tespit etti, ancak İran ajanı Türkiye'den kaçmıştı.