Hükümete yakın üyelerin atandığı HSYK 2. Dairesi tarafından verilen kararın, darbe algısı oluşturmak ve yolsuzluğu unutturmak amacıyla yapıldığı kaydedildi.

HSYK, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten 4 savcıyı açığa alma kararında hukuksuzluklara imza attı. HSYK 2. Daire, soruşturmanın selameti ve yargı nüfuzunu kullanma gerekçesiyle savcıları açığa aldı. Ancak savcılar, hükümetin HSYK’yı kontrol altına alması sonrası yolsuzluk soruşturmasından alınarak farklı illere sürülmüştü.  Yolsuzluk dosyasından el çektirilerek sürülen savcıların dosyaya ulaşma ve delilleri etkileme ihtimali olmadığından soruşturma selametine zarar verme iddiası da gerçek dışı.

AMAÇ DARBE ALGISI OLUŞTURMAK

Savcılar Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkındaki soruşturma 1 yıldır devam ediyor. Bu sürede tüm delillerin toplanmış olması gerekirken, 1 yıl sonra soruşturmanın selameti gerekçe gösterilerek verilen açığa alma kararı şaşkınlığa yol açtı. Yargı camiası, HSYK kararını ‘savcılar cezalandırılmak, diğer hakim ve savcılara da gözdağı’ amacıyla verildiği şeklinde değerlendirdi. 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının unutturulması, soruşturmanın bir darbe girişimi olduğu algısının oluşturulması amacıyla savcıların açığa alındığı yorumu yapıldı.

DÖRDE KARŞI ÜÇ OYLA İHRAÇ

HSYK 3. Dairesi, 25 Kasım 2014’te savcılar Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında 4’e karşı 3 oyla ihraç talebiyle yürütülen soruşturmaya izin vermiş, savcıların tedbiren görevden uzaklaştırılmasını istemişti.

Hükümete yakın YBP’li ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan üyelerin çoğunlukta olduğu 2. Daire, savcıları 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 77. maddesi gereğince 5’e karşı 2 oyla açığa alınmalarına onay verdi.

HUKUKTAN TAMAMEN YOKSUN

Soruşturmanın başlatılmasından 1 yıl sonra soruşturmanın selameti gerekçesiyle verilen bu karar hukuktan yoksun bulundu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın teklifiyle 1. Daire’de 2 üyenin görev yerine değiştirmesinin ardından söz konusu savcılar yolsuzluk soruşturmalarından alınarak İstanbul dışına sürülmüşlerdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz önce Bakırköy Başsavcıvekilliği’ne oradan da Bolu savcılığına atanmıştı. Celal Kara Afyon’a, Mehmet Yüzgeç Kahramanmaraş’a Muammer Akkaş ise Tekirdağ’a atanmıştı. Bu nedenle adı geçen savcıların soruşturmayı etkileme ya da yargı erkinin nüfuzunu kullanma güçleri bulunmuyor.

1 YILDA TOPLANMIŞ OLMALIYDI

HSYK Başmüfettişi Ömer Kara tarafından yürütülen soruşturmanın izni 1 yıl önce verilmişti. 1 yıllık süre zarfında savcılarla ilgili tüm delillerin toplanmış olması gerekiyordu.

Savcıların soruşturmanın başında delilleri karartma ya da soruşturmayı etkileme iddiası gündeme getirilebilirdi. Dolayısıyla soruşturmanın selameti gerekçesiyle savcıların görevlerinden uzaklaştırılması hukukilikten uzak bulunuyor.

DANIŞTAY DEĞİŞİKLİĞİ SONRASI KARAR

Danıştay’ın daire ve üye sayısının artırılarak yeni görevlendirme sonrası savcıların ihraç edilmesi dikkat çekti. Danıştay’da yeni kurulan 16. Daire’ye kamu görevlilerinin sözleşme feshi, resen emeklilik, meslekten çıkarma ve HSYK’nın ihraç kararlarına karşı açılan davaları karara bağlama yetkisi verildi. HSYK 2. Daire’nin, ihraç kararı durumnda Danıştay’dan dönmemesi için yeni daire ve üye yapısının oluşmasını beklediği iddia edildi.

SAVCI MEHMET YÜZGEÇ: ARTIK YOLSUZLUK SUÇU SORUŞTURULAMAZ

Açığa alınan savcı Yüzgeç, bu karar sonrası savcıların nasıl bağımsızlık ve güven endişesi duymadan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları yapabileceklerini sordu.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı iken 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından geçen haziran ayında Kahramanmaraş'a atanan Mehmet Yüzgeç, HSYK’nın hakkında verdiği açığa alınma kararını yazılı açıklamayla değerlendirdi. 17-25 Aralık soruşturması savcılarından Yüzgeç, görevden uzaklaştırma kararıyla hukukun büyük yara aldığını kaydetti. Yüzgeç, “Böyle bir karardan sonra Cumhuriyet savcılarının nasıl bağımsızlık ve güven endişesi duymadan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları yapmaları beklenebilecektir” dedi.

Yüzgeç gizli olması gereken HSYK kararının henüz kendisine veya avukatına bildirilmeden basın kuruluşlarına sızdırılmasını ‘manidar’ bulduğunu ifade etti. Yüzgeç, “Basına yansıyan haberlerden görevden uzaklaştırılmama karar verildiğini öğrendim.

HAKKIMI ARAYACAĞIM

Hakkımı ulusal ve uluslararası yargıda arayacağım” dedi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı iken imar yolsuzlukları ile ilgili soruşturma nedeniyle disiplin soruşturması açıldığını anımsatan Yüzgeç, dosyanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki müdürler ile özel şehir plancıları ve resmi kişi ve unsurlardan oluşan yapının rüşvet ve baskıyla devletten ihale kazanan şirketlerin imar usulsüzlüklerine göz yumduğu iddialarını içerdiğini söyledi.

SAVCI KARAR: KARAR SİYASİ

Savcı Celal Kara, 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili, “Pişman değilim. 17 Aralık insanlık tarihinin en delilli dosyasıdır. Hukukla ilgili olmayan ve kasıtlı alınmış siyasi bir karar. İhraç baştan beri zorlanıyor. Karara itiraz edeceğiz. Müfettiş raporu hakkındaki belge gizlenerek dosyaya konmadı. İtirazımız alınmadan karar verildi. Soruşturmayla ilgili en küçük tereddüdüm yok” dedi.

‘TEMİZ ELLER’ BENZETMESİ

Erdoğan, Zekeriya Öz’ün yürüttüğü Ergenekon soruşturmalarını İtalya’da derin devlete yönelik yapılan ‘Temizeller Operasyonu’na benzetmişti. Erdoğan şunları söylemişti:  “İtalya'daki temiz elleri örnek gösterenler, lütfen şu anda Türkiye'de temiz eller operasyonunu yapanlara saygı duysun. Ülkemdeki bu operasyonu yapana da saygınız olsun. Niye ona durmadan vuruyorsunuz. Bırakın bakayım, nereye varacak bu işin sonu. Rahat olun”

‘EVET SAVCISIYIM’

Erdoğan, Ergenekon soruşturması eleştirilerine karşı şunları söylemişti:  “Biz kendimize hiçbir vasıf tayin etmemişken bize de savcılık görevini sağ olsun onlar veriyor. Savcı millet adına vardır, biz de millet adına hakkı aramanın gayreti içindeyiz. Eğer bu anlamda savcılık ise evet savcıyım.”

ÖZ: SAVUNMAM DAHİ ALINMADI

Savcı Zekeriya Öz açığa alınma kararının HSYK’da değil başka yerlerde alındığını belirterek karara itiraz edeceğini söyledi. Öz şunları kaydetti: “Tarafıma tebligat veya açıklama gelmedi. Savunmam dahi alınmadı. Bana bildirilmeyen kararın medyaya alelacele servis edilmesi, HSYK'nın hangi etik değerlerle hareket ettiğini gösteriyor. Siyasi bir karar.  Bilmediğimiz suçlamaları medyada yayınlanıp sansasyon yapılıyor.”

ERDOĞAN'DAN ZIRHLI MERCEDES

Ergenekon soruşturmalarında dönemin Başbakan’ı Erdoğan, Öz’ü kahraman ilan etmişti. Öz’e yönelik suikast tehditleri üzerine Erdoğan, eski makam aracı olan zırhlı Mercedes’ini Öz’ün hizmetine
vermişti.