Çözüm sürecine değinen Yılmaz, bu sürecin riskli ve zor bir süreç olduğunu söyledi. Bir yılı aşkın süredir hiçbir ocağa ateş düşmediğini ifade eden Yılmaz, "Gelirken son rakamları da aldım. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şehit sayısı 5 bin 347, gönüllü köy korucusu şehidimiz bin 378, polis 283, vatandaştan şehidimiz 5 bin 791. Yaklaşık 13 bine yakın şehit verdik, kaybımız oldu. Terör örgütü istiyor ki her ocağa bir ateş düşsün de bu insanlar ile evlerine ateş düşen insanlar arasındaki mesafe daha çok açılsın. Hamdolsun bu barış süreci, 1984'ten bu yana kanı durdurması itibarıyla bile demokratikleşme yolunda atılan adımların en önemlisi" diye konuştu.
Yılmaz, terörün ülkeye ekonomik anlamda da zararları olduğunu belirterek, çözüm sürecinin ülke açısından önemini vurguladı.
"Demokratikleşme süreci, uzun ince, meşakkatli ve zorlu bir yoldur" diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"Demokrasiden taviz vermeden, olabildiğince Türkiye'yi medeniyet yarışında hızlı hareket ettirmek, AK Parti'nin misyonu olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizin refahı için terörle, vatandaşı birbirinden ayırt ettik çünkü eğer o bölgeyi kalkındıramazsan bu sorunu da çözemezsin. Bataklığı kurutamazsan, sivrisineklerle uğraşmakla bir netice alamazsın. Yola çıkarken ve emin adımlarla ilerlerken demokratikleşmeden risk almaktan kaçınmadık."
Kamuoyunda "Yeni Demokratikleşme Paketi" olarak bilinen kanun teklifine de değinen Yılmaz, özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağını, azami tutukluluk süresinin 5 yılla sınırlandırılacağını belirterek, "Tutuklama için somut deliller arıyoruz. Dinleme kararları için hat sahibi gösterilecek. Bir yapı düşünün ki kendi valisini, bakanını, başbakanını dinliyor. Siz buna hukuk devleti mi dersiniz. İşte şimdi diyoruz ki kimi dinliyorsan onun hat sahibi olduğunu kimliğinde göster" dedi.
"NE GEREKİYORSA ONU YAPTIK"
AK Parti hükümetleri döneminde yapılan hizmetler hakkında bilgi veren Yılmaz, partililerden yapılan hizmetleri bulundukları her ortamda anlatmalarını istedi.
Demokrasinin gelişmesi ve özgürlüklerin artması durumunda, ülkenin milli gelirinin artacağını ve refaha kavuşacağını ifade eden Yılmaz, "Bizden önceki dönemde, hükümetlere adeta altyapı hükümetleri görevi verilmişti. Baraj, yol, kanalizasyon yaparsın ama vatandaşın özgürlük alanına girme noktasında ne anayasayı değiştirirsin ne İç Hizmet Kanununu değiştirirsin ne de başörtülüyü kamuya alabilirsin, alamazdın. Bu konular adeta iktidarın görev alanı içinde değildi. Allah'a hamdolsun, şimdi bu milletin özgürlükleri, gelişmesi ve kalkınması için, evladıyla, ailesiyle bu ülkenin vatandaşının alnı açık, başı dik yaşaması için ne gerekiyorsa onu yaptık" diye konuştu.
AK Parti'nin demokrasi ve özgürlük anlamında önemli adımlar attığını belirten Yılmaz, "Türkiye'de büyük demokratik devrimi gerçekleştirdik" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun değiştirildiğini hatırlatan Yılmaz, "Her darbeyi yapan 'bu kanundan görevimi aldım' diyordu ama biz, bu dönemde İç Hizmet Kanunu'nu değiştirdik" ifadelerini kullandı.
"Kamuda her disiplin cezasında yargı yolu açık değildi" diyen Yılmaz, "Gerek askeriye de gerek sivilde verilen her türlü idari disiplin cezasına karşı yargı yolunu açtık. Bu da demokratikleşme yolunda önemli bir adımdır" şeklinde konuştu.
"BU, İNSAN HAKLARINA SAYGI MI, HUKUK DÜZENİ Mİ?"
Bakan Yılmaz, İstanbul merkezli operasyona ilişkin şunları söyledi:
"Mağdur veya şüpheli olanlar dosyanın içeriğini bilmiyor ama dosya içeriğini hem basın biliyor hem de her birinden bir suret, ana muhalefet partisi biliyor. Dosya içerisinde 'kısıtlılık var, gizlilik var, kimse göremez' diyor, kişinin avukatı kendisine ne sorulacağını bilmiyor ama basından ve muhalefet partisinin görüntülerinden biliyor. Bu, insan haklarına saygı mı, hukuk düzeni mi? Hukuka aykırı. Başkasının hukukunu ihlal ederken iyi, size geldiğinde ise kötü."
İnternet Yasası'na ana muhalefet partisinin tepki gösterdiğini ifade eden Yılmaz, "İnsan onurunu korumak için yapıyoruz. Temel hak ve özgürlükleri korumak, artırmak için yapıyoruz. Yoksa yasaklamak için, azaltmak için değil" diye konuştu.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak elde edenlere ve yayanlara da cezaların artırılacağını belirten Yılmaz, "İnşallah, insan haklarına saygılı, demokratik bir yere ulaşabilmek için insan onurunu her şeyin üzerinde tutmak ve düzenlemelere uygun olarak yapmak gereklidir. Bizim yaptığımız da budur" dedi.
"İHRACATIMIZ İYİ GİDİYOR"
Türkiye'yi ekonomide sarsmak ve yıkmak isteyenlerin bulunduğunu, dış güçlerin bir planı olduğunu dile getiren Yılmaz, "Cenabı Allah'a hamdolsun, ocak ayının ihracat rakamı 12 milyar 15 milyon dolar. Geçen yılın aynı ayına göre artış yüzde 9,6. İhracatımız iyi gidiyor, yani hem kaliteli mal üretiyoruz hem yeni pazarlara gidiyoruz hem de ihraç edebiliyoruz" şeklinde konuştu.
İstikrar ve güven ortamının devam etmesi durumunda Türkiye'nin ekonomi ve demokraside ilerleyeceğini belirten Yılmaz, "Bunun için birlik ve beraberliğimizi devam ettirmemiz ve çok çalışmamız lazım. Her yapılan çalışmanın amacı, millet iradesini hakim kılmaktır" dedi.
"30 MART, BİRLİK VE BERABERLİĞİ GÖSTERME GÜNÜDÜR"
Söz ve kararın millette olduğunu göstermek için yerel seçimlerin çok önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
"30 Mart seçimlerinde, bu topraklarda sadece ve sadece milli iradenin hakim olduğunu gösterebilmek lazım. Milli irade, bin yıllık süreçten gelmiş, tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden süzülmüş gelmiş ve milletimizin ortak iradesidir. Bu irade üzerine kumpas kurmak isteyenlere, bu coğrafyada planlarının tutmayacağını göstermek için 30 Mart, birlik ve beraberliği gösterme günüdür. Milli iradeyi ve o iradenin bizlere verdiği vekalet görevini hamdolsun zerre kadar zaafa uğratacak hiçbir işlem yapmadık. Birlikte yürüdük, birlikte yürüyeceğiz, birlikte başardık, birlikte başaracağız."
Yılmaz, seçmenlerden AK Parti'nin Sivas Belediye Başkan adayı Sami Aydın'ı desteklemelerini istedi.
