CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Barosunu ziyaret ederek Baro Başkanı Hakan Canduran ile görüştü. Görüşmenin ardından, Barodaki Atila Sav Sanat Galerisi'nde açılan "Mirasın Bugünü", gümüş kazaziye sergisini gezen Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Baroya yaptıkları ziyaretin daha önce planlandığını belirten Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğünü, hep birlikte savunmak zorunda olduklarını söyledi. Hukukun herkes için eşit koşullarda uygulanması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Üstünlerin hukuku ayrı, vatandaşın hukuku ayrı olmamalı. Bunu en çok da barolar, hukukçular, avukatlar savunuyorlar ve doğruyu söylüyorlar" dedi 

"Eğer güçlü olacaksak, adalete inandığımız için güçlü olmalıyız. Gücü baskıyla değil adaletle sağlamalıyız" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu konuda önemli adımlar atması durumunda, dünyadaki saygınlığının artacağını vurguladı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Saraylarla, sarayların penceresinden dünyaya bakarak, Türkiye'ye bakarak kendinizi güçlü göremezsiniz. Güç farklı bir şeydir, akılla elde edilir, baskıyla, kaba kuvvetle, kol gücüyle elde edilmez. O nedenle hukukun üstünlüğü kavramına hepimizin çok daha fazla ihtiyacı var. Hukukçularla aynı şeyleri düşünüyoruz. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, eşitliği savunuyoruz. Ama Türkiye bugün, bu koşulları yaşamıyor. Türkiye'de maalesef birilerinin hukuku var, birileri üzerine yoğun baskılar yapılıyor. Parlamento da bu süreç içinde gerekli özeni göstermiyor."

"Ciddi kaygılar taşıyorlar"
Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından soruları yanıtladı. "Dün yapılan operasyon, yurt dışında da tepkiyle karşılandı. Türkiye'nin imajı noktasında, basına yapılan operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin imajında, öteden beri süren, son 3-4 yıldır devam eden ciddi bir kayıp var, bunu görmemek mümkün değil. İktidar kanadı da bunu görüyor, çağdaş dünyanın, Avrupa Birliği'nin, önemli kurumların Türkiye ile ilgili ciddi kaygıları var. Özellikle demokrasi, özgürlükler konusunda ciddi kaygılar taşıyorlar. 'Türkiye'de neler oluyor, basın üzerindeki baskılar, demokrasiye yönelik müdahaleler' pek çok çevreyi kaygılandırıyor" yanıtını verdi.

"MHP, 17-25 Aralık'ı rüşvet ve yolsuzluk haftası ilan etti ve 9 büyük ilde toplantılar yapacak. Sizin de böyle bir projeniz var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık'ın yolsuzluk haftası olmasını ısrarla dile getirdiklerini, bu konuda çalışmalarının olduğunu, bilboardları kiralama konusunda engeller yaşadıklarını söyledi.

Yolsuzlukların unutturulmak istendiğini savunan Kılıçdaroğlu, bunu unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. "Operasyonda, dizi senaristleri, yönetmenleri ve hatta asistanları gözaltına alındı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Operasyonlar, bize öğretilen hukuk çerçevesinde yapılan operasyonlar değil. İntikam alma güdüsüyle yapılan operasyonlar bunlar. Devleti yönetenler, devleti intikam güdüsüyle, hınçla yönetemezler. 'Ben rövanşını alacağım bir öncekinin' anlayışıyla devleti yönetemezler" cevabını verdi.
Devletin televizyonu TRT'nin bile önyargıyla haber yaptığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunların doğru olmadığını kaydetti.

"Güler'in sözleri değerlendiriliyor"
"CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, 'cemaat ile CHP yerel seçimlerde işbirliği yaptı' iddiasında bulundu. Bu sözlerle ilgili neler söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "O konuyu arkadaşlarım değerlendiriyor. Önce, o ifadeler gerçekten söylenmiş mi söylenmemiş mi bakılacak, ona göre değerledirilecek" dedi.

"HDP ile ittifak yapılıp yapılmayacağı" yönündeki soruya Kılıçdaroğlu, "Bizim hiç kimseyle ittifak yapmaya ihtiyacımız yok. Biz CHP olarak seçimlere gireceğiz. Bu özellikle AKP kanadının bilinçli olarak dillendirdiği bir söylem" cevabını verdi. 

"Hülya Avşar size, Cumhurbaşkanlığı Sarayı için kullandığı ifadelerle ilgili tazminat davası açtı. Bununla ilgili ne diyorsunuz?" sorusu üzerine de şunları söyledi: "Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır. Kimse kusura bakmasın, yalakadan sanatçı olmaz. Herkes bunu böyle bilmek zorundadır. Sanatçı dik durur, aykırı insandır. Gücün karşısında sanatçı eğilmez. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez. Sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyanın ortak söylemidir bu. Sanatçı dik durur, rüzgara karşı yürür, aykırıdır, aykırılığın uyumudur sanat. Bunu böyle bilmemiz gerekiyor."  Kılıçdaroğlu'na ziyaretinde, Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan ve Yakup Akkaya da eşlik etti.