Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) istişare toplantısında konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

''İşbirliğimiz ve istişarelerimiz kesintisiz bir şekilde devam edecek. Güven ve istikrarın bundan sonra da aynı kararlılıkla devam etmesi gerekir. Ülkenin bir bölgesi hızla kalkınırken diğer bölgesi hızla geriye gidiyordu. 12 yıllık süreçte makinenin parçaları arasındaki uyumu sağladık. Son 1,5 yıldır Türkiye içeriden ve dışarıdan belli operasyonlarla hedef alındı.

Sanmayın ki şahsıma yönelik bu operasyonların tamamı Türkiye'ye Türkiye'nin varlığına bağımsızlığına yönelik operasyonlardır. Daha önce de ifade ettim bütün bu atılan adımların arkasında bir üst akıl vardır. Gündeme oturdu ondan sonra.

Tabi sordular bana üst akıl kim? Dedim ki onu siz araştıracaksınız. Ne olduğunu da kim olduğunu da biliyorsunuz. Siz araştıracaksınız. Eski Türkiye'de çok iyi kazanıyorlardı. Yatırım yeri bakımından Türkiye'yi bir rakip olarak görmüyorlardır. Hiçbir iddiası olmayan bir Türkiye. O bunların işine geliyor. Başbakanlığım döneminde dünya krizi yaşarken biz yatırımlarımıza devam ettik. Şu anda da yine Türkiye yine yatırımlara dur demeyecek. Ama yüksek faizin olmaması gerek.''

PARALEL YAPI

17 Aralık sabahından itibaren bir kısım medya yargının operasyonuyla eş zamanlı algı operasyonuna başladılar. 17 Aralık'ta bu oyunu görmeseydik 25 Aralık operasyonunu yapacaklardı. Bakanlar nasıl alınacak başbakan nasıl alınacak bunların planı hazırdı. Bizim alınmamızdan sonra kurulacak hükümet başbakan ve bakanlar dahi tek tek hazırlanmıştı. Bir hükümeti devirecek yerine onlara hizmet edecek bir hükümet kuracaklardı.
Gezi olaylarına,  17-25 Aralık operasyonlarına darbe girişimi değimde bazıları kabul etmek istemiyor.

Gezi bir darbe girişimiydi ama bunu başaramadılar. Mısır'da Ukrayna'da işe yaradı ama Türkiye'de işe yaramamadı. 17-25 Aralık darbe girişimiydi. 17 Aralık sonrasında ne dedik inlerine gireceğiz. İnlerine girdik ve giriyoruz. Yolsuzluk kılıfı, yolsuzluk maskesi darbe niyetinin üzerini örtmeye yetmedi. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte bugünlerde görüyoruz. Daha da fazlası çıkacak, zincir bunu gösteriyor, daha şaşırtıcı şeyler de görecek duyacaksınız.

Bu paralel yapı hiçbir zaman yalnız hareket etmedi. Zaten tek başına böyle bir darbe girişimini planlayacak zekaya da sahip değil. Paralel yapı sadece maşa oldu. Güneydeki sevdikleri bir ülke yönetimi bunları maşa olarak kullandı ve kullanıyor. Devlet içinde dahi onursuzca kendisini gizleyip bu şebekenin maşalığını yapan kurumları kuruşları haince koruyanlar var. Kara para aklama bunlarda bütün bu oyunları bozmak lazım. Bunların meselesi şahsımla değil Türkiye'nin bağımsızlığıyla.''

ÇÖZÜM SÜRECİNE MİLLET SAHİP ÇIKTI

 Çözüm sürecinde Türkiye, artık çok önemli bir aşamaya geldi. Artık kuru tehditler, sabotajlar, kirli ittifaklar hamdolsun çözüm sürecini rayından çıkaramaz, istikametinden uzaklaştıramaz. Çözüm sürecini sokakla, caddeyle, dağ ile tehdit edenler artık Doğu, Güneydoğu'daki vatandaşlarımız nezdinde de itibar görmüyorlar. Bu kuru tehditleri savuranlar 6-7 Ekim olaylarında ellerine bulaşan kanı temizleyecekler. Ellerine, yüzlerine bulaşan o kanın hesabını verecekler. Göreceksiniz, ucuz ve kuru tehditlerinin de altında kalacaklar. Çözüm sürecine millet sahip çıkmıştır.

'SARAYIN TEKERLEĞİ YOK'

 Giderken sarayı da götürdü diyorlar. Bu sarayın tekerleği mekerleği yok. Neyi nereye götürdük? Buranın kaçak saray olduğunu söyleyenler bu ne edebe ne adaba sığmaz. İtibardan tasarruf olmaz, burası Türk milletinin itibarıdır, tasarruf olmaz. Bunlar güzellik adına ne yapılıyorsa karşı çıkıyorlar. Bunlarda ufuk yok.