Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, 21 Kasım Dünya Balıkçılık Günü’ne özel, balığın içerdiği mineral ve vitaminlerle bağışık sistemine olan katkılarını anlattı. Dört mevsim, haftada 2 kez balık tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Göral, “Öğünler, 180-200 gram olmalı. Besin içeriği açısından en zengin olan tür ise hamsidir. Ayrıca tüketeceğiniz balık çiftlik balığı değil mutlaka deniz balığı olmalıdır" dedi. 

Balığın vücut için ecza deposu görevini üstlendiğini belirten İstanbul Medipol Hastanesi’nde Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, içinde çeşitli proteinler, yağ, omega3, çinko, demir, magnezyum, iyot, flor, toplam 13 vitaminin hepsinin bulunduğunu söyledi. Bu yüzden balığın vazgeçilmez olduğuna değinen Prof. Dr. Dr. Göral, “Balık bağışıklık sistemini düzenleyip güçlenmesine yardımcı olur. Kışın ise özellikle tüketilmelidir. Yetişkinler haftada en az 2, çocuklar ise en az 1 kere tüketmelidir. Öğün başı ise 180-200 gram olmalıdır. Yetişkinlerde; kemik, hafıza güçlendirir. Cildi, bağışıklık sistemini, kalp fonksiyonlarını düzenler. Alzheimer hastalığını azalttığı iddiaları da var. Çocuklarda ise balığın bütün vitaminleri içermesinden dolayı tüketilmesi çok önemlidir” açıklamasını yaptı. 

BALIĞIN YETERLİ İRİLİKTE OLMASI ÖNEMLİ

Balık tüketilmediğinde eğer başka kaynaklardan besleniliyorsa kişilerde sorun ortaya çıkmayabileceğine de değinen Prof. Dr. Dr. Göral şu açıklamaları yaptı: 

“İnsan vücudunun sağlığı için özellikle et tüketimi önemlidir. Ama hem balık hem et de tüketilmiyorsa bu defa vitamin, özellikle Omega3 eksikliğiyle kemiklerde erime, ciltte kırışıklık, hafıza bozukluğuna neden olabilir. İçerik açısından en zengini yani balığın hası ise hamsidir. Balığı rastgele satın almamalı. Kendinize özel, bilindik, güvenilir bir balıkçı bulmanız çok önemlidir. Hamsi 12-13 santim olabilir, levrek veya çupra için 20-21 santim olabilir, yılan balığı bazen 50 santime kadar uzayabilir. Balığın yeterli irilikte olması önemlidir. 

“KÜÇÜK KILÇIK YUTULABİLİR” 

Küçük balık kılçığı yutunca herhangi bir sorun olmayacağını belirten Prof. Dr. Dr. Göral, “Onlar pek bir şey yapmaz ama çok büyük kılçıkları yuttuğunuzda sonuç; yemek borusunda delinme, iltihaplanma, perforasyon ve ölüme kadar gidebilir. Böyle bir durumda panik olmadan kılçık boğazdaysa kulak burun boğaz uzmanına başvurmalı. Eğer yemek borusuna kaçtıysa da endoskopi yapıp o balığın kemiğinin çıkarılması lazım. Bu yüzden çocuklar balık yiyorsa aileler kontrol etmelidir. Yetişkinler yiyorsa balığı ağzında kontrol ettikten sonra yutmasını tavsiye ediyoruz” uyarısında bulundu. 

“TAZE BALIKLA YOĞURT TÜKETİLEBİLİR” 

Sağlıklı beslenme açısından balığın yanında tamamlayıcı olarak bol sebze tüketilmesini öneren Prof. Dr. Göral, “’Balığın yanında yoğurt tüketilir mi’ sorusu ise her zaman karşımıza çıkmaktadır. Balık taze ise yoğurt yenebilir. Ama balık bozuksa ya eğer içinde histamin olduğu için ve yenilenen yoğurtta da histamin olduğu için vücutta bu histaminlerin fazla olması birtakım olumsuz etkilere yol açabilir. Ama balıkla yoğurt yenmesinde sorun yoktur. Aksi takdirde; bulantı, kusma, zehirlenme, karın ağrısı tansiyon düşüklüğüne neden olabilir” şeklinde konuştu. 

“OMLETLERDE, MAKARNADA, PİZZADA HER ŞEKLİYLE TON BALIĞINA YER VERMEK MÜMKÜN” 

Beslenme Uzmanı Berrin Yiğit de her yaş grubunun balık tüketmesini tavsiye ederek, “Beslenme, bağışıklık sistemini en çok etkileyen unsurlardan biri. Yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerde bağışıklık sisteminin de zayıfladığını biliyoruz. Tüm bunlara ilaveten kaliteli protein ve sağlıklı yağ almanın en lezzetli yolu haftada 2-3 kere balık tüketmekten geçiyor” dedi. 

Yiğit, açıklamasının devamında şu bilgileri verdi:

“Balığı karnabahar, kereviz, ıspanak, pırasa, havuç, şalgam, soğan, lahana, brüksel lahanası, pazı, roka ve tere gibi mevsim sebzeleriyle de buluşturunca vücut, bağışıklık için duvar örmeye hazır hale geliyor. Örneğin roka, tere, turp ve kırmızı soğanla hazırladığınız bir salatanın üzerine ton balığı koyup limon, zeytinyağı, balzamik sirke ve kekikli sosu gezdirin; çok yakışıyor. Yemeklerin yanına garnitür veya sandviç arasında doyurucu bir öğle öğünü olmaya hazır bir başka tarif; kereviz ve havucu rendeleyin, süzme yoğurt, ton balığı ve baharat (kimyon, pul biber) ekleyip karıştırın. Balık yemeyen çocuklar için harika bir alternatif olarak ise Fish Fingers ile hamburger yapabilirsiniz. Kahvaltıda ekmek üstü çok kolay bir tarif; kızarmış tam tahıllı ekmek üzerine avokado sos sürün ve ton balığı ekleyin, son olarak kekik serpiştirin. Omletlerde, makarnada, pizzada her şekliyle balığa yer vermek mümkün.” 

“SOFRANIZDAKİ BALIĞIN GEÇTİĞİ TÜM SÜREÇLERİ GÖREBİLİRSİNİZ” 

Balık tüketimi yaparken sürdürülebilir balıkçılığı da desteklemek önemli. Denizlerin, okyanusların korunması ve balıkçılığın sürdürülebilirliği için büyük üreticilere önemli görevler düşüyor. Sürdürülebilir balıkçılığı savunan Dardanel, 2013 yılından bu yana Friend of the Sea’nin (FOS) gönüllü üyesi. Sürdürülebilir deniz ürünlerine verilen FOS sertifikasına sahip olan marka, Türkiye'nin canlı türlerine saygılı ve denizlerle dost ton balığını sunuyor. Bunun yanında ürünlerinde kullanılan ton balıklarının yakalanırken hiçbir yunusa zarar verilmediğini gösteren Dolphin Safe sertifikasına da sahip. Dardanel, ekosistemin sürdürülebilirliği adına olası riskleri azaltmak için somut adımlar atıyor. 2017 yılından bu yana ‘Balığını Sorgula’ adlı bir sistem yürütüyor. Bu sistemle, aldığınız Dardanel ürününün kutusundaki kodu Dardanel.com.tr sitesine girip sofranıza gelen balığın avlanmasından itibaren geçtiği tüm süreçleri görebiliyorsunuz.