Bugün sizinle siyaset dünyasına dalıp çıkalım. Daldığımız yerde fazla kalmayalım. Çünkü birinin olmasa diğerinin rengi, kokusu, havası bizleri de tesiri altına alır. Çünkü biz hem geçmişten gelen asla değişmez siyasi yolumuzla veya duygusallığımızla hareket ederiz. Veya bakarız, görürüz, yapılan hizmetler bizi pozitif yönde etkiler de o yönü destekleriz.
Hiçbir zaman devletler ve milletler idaresiz kalmaz. İdareler yani devlet içinde hizmet veren siyasetçilerle bürokratlar toplumları bir şekilde idare ederler. 
Önümüze 14 Mayıs da seçim sandığı konulacak. Hayırlı olsun. Sandığa giderken herkesin tercihi kendinde şekillenecek ve beş yıllık zamana imzamızı atacağız. İmzamızdan bizler sorumluyuz. Bizler nasıl isek yöneticilerimizde bizim gibi olacaktır. “bir millet kendi halini düzeltmedikçe Allah o milletin halini değiştirmez.” 
Bu seçimlerde de geçer akçenin din olması çok manidardır. Seçim dönemine girilince nedense bütün siyasetçiler renk değiştiriyorlar. Herkes dindar oluyorlar. Dün din iman, Allah, Peygamberi hatırlarına getirmeyenler seçim perdesi aralanınca kimi hoca, kimi hacı, kimi peygamber soyundan gelme, kimi hafız kimi cemaatçi olup çıkıyorlar. Sizi bilmemde bana çok komik geliyor. 
Ben bir seçmen olarak kimin dinli kimin dinsiz olduğuna bakmıyorum. Kim bu vatana ve millete gerçek hizmet veriyor, ona bakıyorum. Çünkü herkesin dini kendinedir. Herkes Dininin gereklerini yapıp ederken hesabını Allah’a verecektir. Kul, kula hesap verici değildir. 
Dini kimse siyasete alet etmesin. Dinini yaşıyorsa her dem her alanda dininin gereklerini yaşamalıdır. Seçimden seçime milletle alay edercesine dindar görünmenin faydası olmaz. Bu milleti aldatmaktır. Dalga geçmektir. Dini inançlarımızı sömürmektir. Herkesin dini ve dininin gereklerini yerine getirmek kendinedir. Siz yapacaklarınızdan söz edin efendiler.  
Mesela; yeraltı zenginliklerimizi işletip dünya devletlerine biz de varız mı diyeceğiz yoksa yeraltı zenginliklerimizin çalışmasını iptal mi edeceğiz? 
Savunma sanayimiz çok güçlendi. Savunma sanayimizi güçlendiren bütün paydaşları, daha güçlü hale mi getireceksiniz yoksa kapılarına kilit mi vuracaksınız?
Tarım ve hayvancılığı teşvik mi edeceksiniz, yoksa belli bölgelere teşvik, diğer bölgeleri kaderine mi terk edeceksiniz?
Enerji çalışmalarında dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak mısınız yoksa kapatılan petrol kuyularını beklemeden açacak mısınız? Doğalgaz ve petrol zenginliğimizi milli hale getirecek misiniz yoksa çalışmaların kapılarına kilit mi vuracaksınız? Altın, Bor, Toryum gibi milletimizi ve devletimizi zengin edecek kaynakları kapatacak mısınız yoksa bunları daha ileri seviyede milletin ve devletin faydasına mı sunacaksınız.
Birçok konuda dış devletler üretimini yaptığımız sanayimizi durdurun, size biz bunları yarı fiyatına verelim diyorlar. Dışa bağımlı mı kalacağız yoksa TOOG gibi arabalarımızı daha nicelerinin üretimine devam mı edeceğiz?
Kapatacağımız bunca yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi kapattık diyelim. Buralarda çalışan bunca emektarlara iş bulabilecek miyiz yoksa bunlar bizi ilgilendirmez ne yaparlarsa yapsınlar mı diyeceğiz.
Avrupa’yı dize getiren İstanbul Havaalanını kapatacak mıyız? 
İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girerse toplum olarak ne kazanıp ne kaybedeceğiz? Bunları bize siyaset adamlarımızın açık açık anlatmalarını bir seçmen olarak ben istiyorum.
Eğitim sistemimiz sil baştan mı yoksa daha milli olması için mi uğraşacağız? 
Her gün marketlerin fiyatlarını artırırken ne tedbir alacaksınız? Artık marketlerde çalışanlar bile müşteriyi insan yerine koymuyor. Patronlardan gelen saat başı talimatlarla milletin içinde fiyatlar değişiyor. Bu millet parasıyla Karun’laşan marketlere ve pazara kim dur diyecek? 
Sevgili siyasetçiler! “Cek” ve “caklarla” değil biz seçmenlere ispatlı, tutarlı ve yaptığınız icraatlar la karşımıza çıkın. Beynimizi gönlümüzü çelmeyin. İçimize fesat düşürmeyin. Yoksa siz beş sene saltanat sürersiniz. Biz millet olarak saltanatınıza sekiz saatte devam veya tamam deriz.
Allah’ım aklımıza mukayyet ol. Cuma günümüz bereketiyle bizleri kuşatsın. Âmin.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 3 Şubat 2023