4 Haziran Pazar günü gerçekleşecek olan Liselere Geçiş Sınavı'na (LGS) girecek öğrenciler için tavsiyelerde bulunan Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç, sözel ve sayısal oturumlar arasındaki 45 dakikalık süreye dikkat çekerek, “Öğrencilerimiz, diğer oturuma geçmeden önce birinci oturumla ilgili ‘iyi geçti, kötü geçti, yaptım, olmadı’ gibi değerlendirmesi yapar ve motivasyonlarını bozacak bir konuşma içerisinde olurlarsa ikinci oturuma moralleri bozuk gireceklerdir. Bu yüzden bedenen rahatlayacak, kendilerini diğer öğrencilerden uzaklaştıracak birtakım tercihlerde bulunup sınav bitinceye kadar hiçbir konuşmayı, bile isteye yapmamalarını tavsiye ediyoruz” dedi.  

Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç, 4 Haziran Pazar günü gerçekleşecek Liselere Geçiş Sınavı'na (LGS) girecek öğrenciler için tavsiyelerde bulundu. Sınava son 3 gün kaldığını belirten Kılıç, çocuğu sınava girecek veliler için de süreci nasıl yöneteceklerine dair bilgilendirmeler yaptı. Kılıç, “Burada anne babanın ne istediğinden ziyade öğrencinin ne istediği ve neyi tercih ettiği çok kıymetli. Öğrenci bu son 3 günü mümkün olduğunca keyif alacağı aktivitelerle geçirirse onun açısından daha sağlıklı olacaktır” şeklinde konuştu. 

“VELİLER, KALAN 3 GÜNDE ÖĞRENCİLER ÖZELİNDE KARAR VERMELİ” 

Öğrencilerin 3 gün sonra girecekleri sınav öncesinde zamanlarını nasıl değerlendirmeleri gerektiğiyle ilgili bildilendirmelerde bulunan Kılıç, “Öğrencilerimizin ekstra çalışmayı yavaş yavaş bırakmaları gereken, hatta çok ihtiyaç hissetmiyorsa da çalışmayı tamamen bırakmaları gereken bir dönemdeyiz. Öğrencilerimizin çalışmak yerine kendilerini rahatlatacak, iyi hissettirecek ve deşarj olmalarını sağlayacak aktiviteler yapmaları çok önemli. Tabi ki bu her öğrenciye göre değişiyor; kimi yürüyüş yapmaktan hoşlanıyor, kimi arkadaşlarıyla sohbet etmekten hoşlanıyor, kimi yalnız kalmaktan hoşlanıyor. Burada anne babanın ne istediğinden ziyade öğrencinin ne istediği ve neyi tercih ettiği çok kıymetli. Öğrenci, bu son 3 günü mümkün olduğunca keyif alacağı aktivitelerle geçirirse onun açısından daha sağlıklı bir süreç olacaktır. Öğrencinin sınava son 2 gün kala çalışıp çalışmaması da velilerin en çok tereddüt ettikleri şeylerin arasında geliyor. Son 2 gün kala ders çalışmak hiçbir öğrenciye fayda sağlamaz. Ancak orada da çok keskin bir tavır sergilememeye çalışıyoruz. Çalışmak öğrenciye iyi hissettirecekse, rahatlatacaksa buna devam edebilir. Dediğim gibi önemli olan öğrencinin ne yapmaktan hoşlandığı ya da neyi tercih ettiği. Bu konuda velilerin de öğrenciler özelinde karar vermelerini sağlarsak bu son 3 gün çok daha sağlıklı olacaktır” ifadelerini kullandı.  

“KAYGILI OLAN EBEVEYN ÇOCUĞUN YANINDA ÇOK FAZLA VAKİT GEÇİRMEMELİ” 

Öğrencilerin üzerlerindeki baskıyı son zamanlarda daha fazla hissedebileceklerini aktaran Kılıç, “Öğrencilerimiz çok uzun süredir bu sınava hazırlanıyor. Dolayısıyla sınav günü yaklaştıkça ister istemez hem o yorgunluğu hem de baskıyı üzerlerinde hissediyorlar. Onun için son zamanlarda akademik destekten ziyade rahatlamaları daha kıymetli. Çocuklarımızın olduğu kadar ailelerinin de kaygıları, stresleri artıyor. Bu süreçte anne-babalara düşen en önemli görev kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmamak. Mümkün olduğunca sıradan bir gün gibi kalan günleri geçirmeye çalışırlarsa daha rahat edeceklerdir. Kaygılı olan ebeveynin çocuğun yanında çok fazla vakit geçirmemesi, sınava giderken rahat olan ebeveynin çocuklara eşlik etmesi çok önemli. Duyguların karşı tarafa geçtiği unutulmamalı. Onun için anne babalar çocuklarına en büyük faydayı birer yetişkin olarak kendi duygularını kontrol edebilirlerse sağlarlar” dedi.  

“SINAV SON DAKİKAYA KADAR DEVAM EDİYOR” 

LGS sınavı öncesi son detayları özetleyen Kılıç, konuyla ilgili şöyle konuştu: 

“2023 LGS sınavında geçen senelerden farklı bir uygulama yok. Soru sayıları, süreler ve iki oturum aradaki 45 dakikalık süre aynı. Dolayısıyla tüm öğretmenlerin, okulların ve LGS’yi geçmişten takip eden öğrenci ile velilerimizin aşina olduğu bir sistemle karşı karşıyayız. LGS, sözel ve sayısal oturum olmak üzere iki bölümden oluşacak ve bu oturumlar arasında 45 dakikalık ara olacak. Öğrencilerimiz, sınav uygulaması konusunda deneyimliler ancak ara konusunda çok fazla deneyimleri yok. 45 dakikalık ara çok kıymetli olmakla aynı zamanda da dezavantaj yaratabilecek bir süreci kapsıyor. Öğrencilerimizi ve velilerimizi en çok uyardığımız nokta bu 45 dakikalık ara oluyor. Öğrencilerimiz, diğer oturuma geçmeden önce birinci oturumla ilgili ‘iyi geçti, kötü geçti, yaptım, olmadı’ gibi değerlendirme yapmaya kalkar, motivasyonlarını bozacak, sınavın kötü gittiğine dair kendilerinin olumsuz etkilemesine sebep olacak bir konuşma içerisinde olurlarsa ikinci oturuma moralleri bozuk gireceklerdir. Dolayısıyla öğrencilerimize verebileceğimiz öneri bu 45 dakikada bahçeye çıksınlar, ihtiyaçlarını karşılasınlar ve biraz yürüsünler. Bedenen de rahatlayacak, kendisini diğer öğrencilerden uzaklaştıracak birtakım tercihlerde bulunup sınav tamamen bitinceye kadar hiçbir konuşmayı, bile isteğe aslında yapmasınlar. Çünkü sınav son dakikaya kadar devam ediyor. Öğrencilerimiz için bir soru bile çok kıymetli. Bu sebeple o arayı dikkatli değerlendirmeleri gerekiyor.” 

“YANLARINDA KALEM, SİLGİ, KALEMTIRAŞ VE GEÇERLİ BİR KİMLİK BELGESİ OLMALI” 
Öğrencilerin sınav esnasında yanlarında ne götürmeleri gerektiğiyle ilgili de bilgi veren Kılıç, “Öğrencilerimiz sınava giderken, yanlarında kalem, silgi, kalemtıraş ve geçerli bir kimlik belgesi olmak üzere gerekli birkaç malzeme dışında hiçbir şey götürmemeli. Sınav giriş belgeleri zaten sınava girecekleri salonda ve oturacakları sıranın üzerinde hazır bulundurulacak. Dolayısıyla bunu teyit edebilecekleri geçerli bir kimlik belgesi ve dediğim gibi kalem silgi yeterli. Bir de eğer arzu ediyorlarsa yanlarında şeffaf pet şişe içerisinde, bandajı açılmış bir su götürebiliyorlar. Bazen kollarında, kulaklarında alışkanlık haline getirdikleri küpeler, kolyeler oluyor. Ayrıca öğrencilerimiz sınav hazırlığı süresince saat takmaya çok alışıyor. Bahsi geçen maddelerin hepsi öğrencilerimizin sınava girerken yanlarında olmaması gereken malzemeler. Eğer bir sağlık sorunu varsa doktor raporuyla belirlenmiş malzeme, cihaz ya da ilaç bulundurabilirler. Okullarımız bu konuda bilgi sahibi olup öğrenciyle irtibat halinde durumu organize ediyor” diye konuştu.  

“BUGÜNE KADAR NE YAPTILARSA SINAVDA DA ONU YAPSINLAR” 

Kılıç sözlerine şöyle devam etti: 

“Öğrencilerimiz sınav uygulaması esnasında şunu unutmamalı; bugüne kadar ne yaptılarsa ve alışkanlıkları neyse aslında gerçek sınavda da onları uygulamalılar. Yanlış bir alışkanlıkları varsa bugüne kadar düzeltilmiş olması gerekiyordu. Bundan sonra sınav esnasında yeni bir deneme yapmak, onlar adına bir risk yaratacaktır. Herhangi bir risk almamak için geçmiş denemelerindeki pratikleri neyse gerçek sınavda da o şekilde uygulamaları çok önemli. Sınav, 09.30’da başlıyor. Her oturumdan önce öğrencilerimiz yerlerini alıyor ve orada hem soru kitapçıklarını hem de cevap kağıtlarını yani optiklerini kontrol etme fırsatları yakalıyor. Optikler, öğrencilerin TC'si ve adıyla kodlanmış olarak geliyor. Öğrencilerimizin bunları kontrol edip, yanlış bir durum varsa yetkiliyi bilgilendirip değiştirmeleri çok önemli. Optik üzerinde sadece cevapları işaretlemesi yeterli olacaktır. Okuma sırasında sorun olmaması için optiye zarar verecek, delecek, yırtacak, ekstra karalama yapmamaları gerekiyor. Kitapçık türü işaretlemeleri de çok önemli; A, B, C ve D olmak üzere dört tür kitapçık türü var. Her iki oturumda da sınav başlamadan önce kendi kitapçıklarına bakıp işaretleme yapmaları gerekiyor. Biriktirerek kodlama yaptığımızda hata payı artar bu yüzden bizim önerimiz normalde soruları çözdükten sonra bekletmeden cevap kağıdına kodlamasını yapmaları yönünde. Ama eğer buna alışkın değillerse alışık oldukları şekilde uygulama yapmaları gerekiyor ki bir sıkıntı yaşamasınlar.” 

“BİR DERS İÇİNDEKİ EN KOLAY SORU İLE EN ZOR SORUNUN PUAN DEĞERİ EŞİTTİR” 

LGS’de 3 yanlışın 1 doğruyu götürdüğünü söyleyen Kılıç, “Öğrencilerimizin özellikle sayısal dersleri olmak üzere net cevaba ulaşmadıkları hiçbir soru için işaretleme yapmamaları gerekiyor. Sözel sorularda da gerçekten yakın olduğundan emin olmaları lazım. Bir konuda daha hatırlatma yapmak isterim, ders bazında farklı sayılarda sorular var ve bunların içinde kolay sorular da zor sorularda mevcut. Bir ders içindeki en kolay soru ile en zor sorunun puan değeri eşittir. Dolayısıyla öğrencilerimizin turlama tekniği dediğimiz tekniği kullanarak, zor ve zaman alan soruları sonraya bırakıp ilk önce görece daha kolay olan soruları tamamlayıp, ardından zor sorulara geçmesi hem sınav esnasında zamanı verimli kullanmaları ve yapabilecekleri soruları yapmaları açısından çok önem arz ediyor” dedi.