İşte 632 sayfalık kitaptan Türkiye ile ilgili dikkat çekici detaylar:
-  Türkiye bölümüne, “Avrupa’da hiçbir ilişkimiz, bir ayağı Avrupa diğer ayağı Güneybatı Asya’da olan, çoğunluğu Müslüman, 70 milyondan fazla nüfusa sahip Türkiye kadar ilgi gerektirmedi” ifadeleriyle başlayan Clinton, Türkiye’nin ABD güçlerine on  yıllar boyunca ev sahipliği yaparak Soğuk Savaş boyunca güvenilir bir müttefik olduğunu kaydetti. “Kendisini Atatürk’ün vizyonunun garantörü olarak gören Türk ordusunun ise bu yıllar boyunca çok fazla İslamcı, çok fazla solcu veya çok zayıf gördüğü hükümetleri devirdiğini, bunun Soğuk Savaş için belki iyi bir şey olsa da Türkiye’nin demokratik ilerlemesini geciktirdiğini” ifade eden Clinton, Türkiye-ABD ilişkilerine en fazla önceki ABD Başkanı George W. Bush’un “darbe vurduğu” değerlendirmesinde bulundu.
-  Kitabında, ABD Dışişleri Bakanı olarak Avrupa’ya ilk seyahatinde Türkiye’yi ziyaret ettiğini anlatan Clinton, hem hükümet hem de Türk halkına ulaşmaya çalıştığını belirtti. Clinton Türkiye’de, “Haydi Gel Bizimle Ol” televizyon programına katıldığını hatırlattı.
-  Türkiye’nin ve Türk-ABD ilişkilerinin geleceğinde anahtarı özellikli bir kişinin elinde tuttuğunu belirten Clinton, bu kişiyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olarak gösterdi. Clinton, “Erdoğan güçlü, etkili, dindar ve etkin bir politikacıydı” değerlendirmesinde bulundu. “Başbakan Erdoğan’ın yönetimi altında olumlu gelişmelere rağmen, hükümetin siyasi muhaliflerine ve gazetecilere yönelik davranışları hakkında artan kaygı ve hatta alarmlar bulunduğunu” yazan Clinton, şunları belirtti: “Kamuoyu önünde muhalefet için alanın giderek darlaşması, Erdoğan’ın  ülkeyi götürdüğü yön ve onun demokrasiye bağlılığına yönelik soruları arttırdı. Muhalifler Erdoğan’ın nihai amacının Türkiye’yi muhalefete hiçbir yer olmayan İslami bir devlete dönüştürmek olduğu yönünde şüphelere sahipti ve Erdoğan’ın  bazı eylemleri bu korkuları teşvik etti. Erdoğan’ın ikinci ve üçüncü döneminde kaygı verici oranda gazeteciler hapse atıldı ve protestoculara yönelik sert müdahalede bulunuldu”
-  Clinton, kitabında Başbakan Erdoğan’ın kızlarına ilişkin, “Erdoğan başörtüsü takan, başarıya ulaşmış kendi kızlarından çok gurur duyuyordu ve ABD’de yüksek öğrenim görmeleri hakkında benim de tavsiyemi sormuştu” diye yazdı.
-  Clinton, “Benim bu kitabı yazdığım sıralarda artan otoriterliğine rağmen Türkiye’nin daha muhafazakar bölgelerinde Erdoğan’a yönelik destek, güçlü kalmayı sürdürüyor. Türkiye’nin geleceğinin yönü belirsiz ama görünen şu ki: Türkiye hem Ortadoğu hem de Avrupa’da önemli rol oynamaya devam edecek. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin ABD açısından hayati önemi de devam edecek” değerlendirmesini yaptı.

‘İsrail’e savaş açacaklardı’
Clinton, İsrail ile olan ilişkilerde ise Mavi Marmara olayına değinerek olaydan sonra İsrail’in o dönemki Savunma Bakanı Ehud Barak, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmelerinin detaylarını anlattı. Clinton, Türkiye’yi İsrail’e karşı savaş ilan etmemeye ikna etmek zorunda kaldığını anlattı.
AA/DIŞ haberler SERVİSİ

‘Türkiye sinir bozucu ortak’
“Dört yıllık bakanlık dönemim boyunca Türkiye önemli ve zaman zaman sinir bozucu bir ortak oldu” yazan Clinton, Türkiye ile Afganistan, Suriye ve terörle mücadele konularında yakın çalışma içerisinde olurken İran’ın nükleer programı gibi konulara farklı baktıklarını hatırlattı. Hem kendisinin hem de ABD Başkanı Barack Obama’nın iki ülke arasındaki ilişkileri istikrarlı yapabilmek için zaman ayırıp ilgi gösterdiğini ancak İsrail’le tansiyonun yükselmesi gibi bazı dış faktörlerin yeni zorluklar yarattığını belirtti. Clinton, Türkiye’nin iç dinamiklerinin de ilişkileri bulandırmaya devam ettiğini savundu.