Ünsal YÜCEL/EDİRNE,()-TRAKYA Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Ahmet Yaraş’ın moderetörlüğünde yapılan Trakya’da arkeoloji konferans dizisinin 25'incisi düzenlendi. Sinop Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Zeki Mete Aktan konuşmacı olarak katıldığı konferansta ‘Trakya’daki tümülüsler’ hakkında bilgi aktırıldı. 

Dr. Öğr. Üyesi Zeki Mete Aktan, geçen yüzyıldan bu yana Trakya’daki tümülüs araştırmalarını değerlendirerek çıkan arkeolojik buluntuların nasıl tarihlendirildiği konusunda bilgiler verdiği konuşmasında, “Türkiye tümülüslerine ne yazık ki önce defineciler müdahale ediyor. Müze uzmanlarının definecilerden arta kalanlara ancak bakabilmektedir” dedi.

Trakya’daki Rus işgalinde ilk kez ciddi bir yağma yaşandığını daha sonra Ord. Prof. Dr. Arif Mufid Mansel’in, Atatürk’ün emri ile ilk kez 1930’lu yıllarda Trakya’da kazı ve araştırmalara başladığını söyleyen Aktan, Mansel’den sonra Trakya’daki tümülüslerin kazı çalışmalarına İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. Nezih Fıratlı tarafından devam edildiğini ve daha sonra yeniden değerlendirilmek üzere Prof. Dr. Somay Onurkan’ın çalıştığını söyledi. Aktan ayrıca Trakya tümülüslerine 2000’li yıllarda doktora ve master konusu olarak genç araştırmacıların da eğilim gösterdiğini vurguladı. Kırklareli a ve c, Vize a ve b ile Umurca tümülüsleri gerek mimarisi gerekse buluntuları ile büyük öneme sahip oldukları vurgulayan Aktan, bu anıtsal mezarların etrafında da bir yerleşim olduğunun düşünüldüğünü ancak bu yönde bir araştırmanın yapılmadığını aktardı. 1970’li yıllardan itibaren özellikle son yıllarda Trakya’daki sınır komşularımız Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya’nın tümülüslere ilgisinin artığını belirten Aktan, AB’den alınan yardımlarla bu ülkelerdeki tümülüslerin pek çoğunun teşhir ve tanziminin yapılarak ziyarete açıldığını söyledi. Konferansta, 1930’lu yıllarda yapılan kazılara dair yeniden değerlendirme yapılırken, konferansta adı geçen pek çok tümülüsün uzun yıllar taş ocağı olarak kullanıldığı için bugün yerinde olmaması nedeniyle en küçük belgelemenin ne kadar önemli olduğu ortaya konuldu. Konferans katılımcıların soru ve eklemeleri ile sona erdi.()