TRAKYA Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü  Doç. Dr. Seda Donat Bacıoğlu, "Kadına yönelik şiddeti bir halk sağlığı sorunu olarak kabul etmek gerekiyor. Bunu yaygınlık oranları belirliyor ve istatistiksel veriye dayanıyor. O yüzden iyi bir şekilde nüfusa dayalı verilerin toplanması, kayıt tutulması ve kayıtların raporlaştırılması önemli" dedi. 

Trakya Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi(TÜKSAM), Trakya Üniversitesi Öğrenci Konseyi ile AR-GE Bilişim, Institute Of Engineers and Everone Else(IEEE), Genetik ve Biyoteknoloji (TÜGEBİT), Internet Of Things (IOT), Plastik Sanatlar ve Müzik toplulukları işbirliğinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde panel düzenlendi. Panelde Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Seda Donat Bacıoğlu, kadına yönelik şiddetin psikolojik sonuçları, avukat Ayşenur Çalışkanlar Aşılıoğlu, ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair kanun ve uygulanması, Sosyal Hizmet Uzmanı Nihan Ertan, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaları ve uygulamaları, Dr. Öğr. Üyesi Andaç Şahin Mesut ise siber zorbalık ve internetin güvenli kullanımı için dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili sunum yaptı.

‘ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINDA DEPRESYON ORTAYA ÇIKIYOR’

Panelde kadına yönelik şiddetin psikolojik sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Seda Donat Bacıoğlu, "Bir kadın şiddete maruz kalıyorsa, bunun karşısında çok da iyi şeyler hissetmiyor. Bunu psikolojik olarak travma olarak tanımlıyoruz. Kısa ve uzun vadede görebileceğimiz birtakım sonuçlar var. Bunlardan bir tanesi depresyon. Korku, suçluluk, güçsüzlük, çaresizlik duyguları, düşük özgüven, başkalarına güvenememe gibi bütün bu duygular aslında depresyonu beraberinde getiren duygular" dedi. 

Araştırmalara göre şiddete uğrayan kadınların güvenliklerine yönelik tehdit algıları olduğunu belirten Bacıoğlu, "Dolayısıyla korku ve yaşamlarını sürdürmeye yönelik bir çaresizlik duygusunu beraberinde getiriyor. Sonucunda da travma sonrası stres bozukluğu veya depresyon gibi rahatsızlıkların ortaya çıkabildiğini görüyoruz"  dedi. Şiddetin normalleşmesinin de büyük bir tehlike olduğunu söyleyen Bacıoğlu, "Çünkü bir şekilde özendirici tarafı da var. Bu da suçun artması için bir motivasyon haline geliyor. En tehlikeli sonuçlarından bir tanesi kuşaktan kuşağa aktarılması. Çünkü gelecek nesillere bir aktarılmasından bahsediyoruz. ‘Dünya güvenilir bir yer değil, aman çocuğum dikkat et’ görüşünün veya şiddetin bir sonraki nesile aktarılması. Bunlar da olmasını istemediğimiz sonuçlar" diye konuştu.

'ŞİDDETE KARŞI HAREKETE GEÇMEK ELZEM'

Kadına yönelik şiddete karşı harekete geçmenin elzem olduğunu belirten Bacıoğlu, "Kadına yönelik şiddeti bir halk sağlığı sorunu olarak kabul etmek gerekiyor. Bunu yaygınlık oranları belirliyor ve istatistiksel veriye dayanıyor. O yüzden iyi bir şekilde nüfusa dayalı verilerin toplanması, kayıt tutulması ve kayıtların raporlaştırılması önemli. Dolayısıyla verilerin depolanması konusunda bizim biraz yol kat etmemiz gerekiyor" dedi.

Panelin sonunda kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla Plastik Sanatlar Topluluğu Danışmanı Doç. Dr. Kerem İşcanoğlu, resim performansı sergiledi. İşcanoğlu’nun performansının yanı sıra öğrenciler de aynı temanın işlendiği eserleriyle resim sergisi açtı. Etkinlik, müzik topluluğu’nun konseri ile sona erdi. ()