Adına düşünmek dediğimiz zihinsel faaliyet, esasen bugünün problemlerine karşı geçmişten yararlanma çabasıdır. Geçmiş, kelimenin tam anlamıyla şu ana, içinde bulunduğumuz zaman dilimine kadar genişleyen, bütünlüklü, olup biten her şeyin verili halidir. Şimdiki zamanın boyutlarını aşan her şey geçmişe dahildir. Söz gelimi dün ya da bir saat öncesi geçmiştir. İnsanı düşünmeye iten en baskın itki bizzat geçmişin silinmeyen anılarıdır. Benjamin Franklin’in çok isabetle söylediği gibi ‘’insanları harekete geçiren esas güç torunlarının hayalleri değil, geçmiş atalarının acı dolu hatıralarıdır.”

Atalarımızın acı dolu hatıralarını bilmek ve anımsamak, adına vicdan dediğimiz, bize ait olan kişisel adalet duygumuzu yapılandırır. Vicdanımız esasen içgörümüzdür. Tuhaf biçimde tarafsız kalan ve o tarafsızlık içinde hüküm veren nesnel duyu ve düşüncelerimizdir. Vicdan, sadece insaniyetli düşünce biçimimiz değil, aynı zamanda doğru bulmadığı, kötü ve haksız her şeye karşı harekete geçen kimliğimizdir. Adil, hakkaniyetli ve eyleme geçip müdahale eden kişiliğimizdir.  

Eğer, hakiki bir kahramanlıktan söz edeceksek, hiçbir şey insanın kendi vicdanını ortaya koymasını istemesi kadar, ender bulunan bir düşünsel kahramanlık gerektirmez. Çünkü vicdan aslında geçmişle hesaplaşma cesaretidir. Çünkü Vicdan güçlü ve kötü olana tavır alma korkusuzluğudur. Vicdanlı yürek, korktuğu halde korka korka, korkmamayı öğrenen yürektir. 

VDA, geniş ifadesiyle Vatandaş Dayanışma Ağı, korktuğu halde, korkunun üstüne giden, korkunun üstüne gittikçe korkmamayı öğrenen, vicdanlı vatandaşların dayanışma ağıdır. Yanlış anlaşılmasın, hiç kimseyi sokağa davet etmiyoruz. Hayır amacımız kesinlikle bu değil, Korkmamaktan kastımız, hak ve hukuk mücadelesinde, yasal sınırlar içinde kalarak, diğer bir ifadeyle hukuk içinde kalarak hak arayışına dayanışma karakteri kazandırmaktır. Bizzat bizim haksızlığa uğramış olmamız gerekmiyor. Başkalarının mağduriyeti için, sesimizi yükseltip, karınca kararınca harekete geçmek yeterlidir. 

VDA’nın başlıca faaliyet alanını mağduriyetler oluşturacaktır. VDA her mağdur insanın yanında yer alma gayreti içinde olacaktır. Mağduriyeti giderme yolunda, hak kaybına uğrayan herkese rehberlik etme ve onun sorununa ortak olma çabası içinde olacaktır. Dini, dili, kültürü ve sosyal statüsü ne olursa olsun, hiçbir önyargıya kapılmadan ve hiçbir ayırımcılık yapmadan, sadece haksızlığı gidermek için, o, insanlarla dayanışma içinde olacaktır. 

Söz gelimi, evlatlarının faillerini bulmak için her cumartesi toplanan cumartesi annelerini destekleyeceği gibi, Diyarbakır’da toplanan ve PKK’dan kaçırılan çocuklarını talep eden annelerin de yanında olmayı asla ihmal etmeyecektir. KHK mağdurları arasında hiçbir fark gözetmeden sırf KHK’dan mağdur oldukları için, hepsiyle dayanışma içinde olacaktır.  

VDA, yoksullukla da mücadele edecektir. Yoksul olanın yanında, onun hayatına bir parça nefes katmak için, elindeki bütün imkanları kullanacaktır. ‘’Çocuklar Üşümesin’’ tarzında kampanyalar düzenleyerek, çocukların acılarına bir tutam gülümseme katmaya çalışacaktır. 

VDA, özgürlükçü bir platformdur. Her türden fikirlere sonuna kadar kapılarını açık tutacaktır. VDA, sadece eleştirip muhalefet etmeyecektir, aynı zamanda yol gösterecek ve sorunların köklü çözümleri için hiç durmadan fikir de üretecektir. 

Kısacası ve özcesi VDA, güçlü ve kudretli olanların lobisine karşı, vatandaşın lobisi olarak her yerde ve her zeminde, sesini yükseltip vatandaşın hak ve hukuk arayışının sembolü olacaktır.