Kendine göre yaşayan bir toplum vardı. Her şeyi kendi isteklerine göre uyguluyorlar ve Allah’ı unutmuşlardı. Sonra ne oldu kimse anlamadı. Bir ses ile ortalık toz duman oldu. Kimse kimsenin yardımına koşamadı. Herkes kendi derdine düştü. Ses ile öyle bir ortam oluştu ki, gözler görmez, eller tutmaz, kulaklar duymaz, güçlülerin gücü tükenmiş ve herkes birbirinden medet umarcasına, yalvarırcasına en tehlikelisi gözler yuvalarından fırlamış bir vaziyette takdir edilen son ile buluştular.
Bir musibet bir beldeye gelince o musibet umumidir. Kişileri ayırmaz. İyiyi de kötüyü de kapsar. Hepsi helak olur gider. İyilerin ne suçu var? Haydi, kötüleri öldürelim, iyiler neden ölsün ki? Onlar iyi, iyiler ölmesin mi? Buna Yüce Allah (cc) cevabı vermiş. Onlar, BANA NE dedi ve bize dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesiyle yaşadılar.
Bütün dünyayı saran şu salgın hastalık belası, kimseyi seçiyor mu? Ne güzel insanlar yakalandı ve gittiler. Nice insanlar kıvranarak can verdiler. Demek ki iyi ile kötü ayırt edilmiyor. Bu hastalığı geçirenler iyi bilirler. Kemikler kırılır, ağızda tat yok, koku alamazsın, ciğerlerin sökülür gibi olursun, bacaklarında derman yok, nefes alamazsın, göremezsin, herkese ve her şeye ihtiyacın vardır ama hiçbir şeyi görmek istemezsin. 
Nasıl ortalık toz duman değil mi? 
Her şeyi materyalist felsefe gözlüğü ile görmeyelim. Manevi çerçeveden de bakmazsak yine kuşu dengeli uçuramayız. İşe manevi yönden de bakmak mecburiyetindeyiz. 
Kovit musibeti, kendiliğinden gelmedi. Bütün dünyayı toz dumana katan bu illeti Allah bize musallat etti. İşin maddi boyutu ilim ehlinindir. Manevi boyutu da ehil âlimlerin işidir. Ben soruyorum bu hastalığın gelmesine BEN NE KADAR SEBEBİM? Lütfen herkes kendine aynı soruyu sorsun.
Bu hastalığın müsebbipleri BİZİZ. Yeniden hastalığın ortadan kalkması için de tek çare BİZİZ. İlim ehli kendi ihtisas sahalarında çalışma yaparken halkımız tarafından âlim diye bilinen kal ehli, hal ehli, dua ehli, gözü yaşlılar, gecesini gündüzüne katanlar, topyekûn dua ederek ALLAH (cc) tan af dileyeceğiz. Eğer Allah (cc) af ederse halimiz düzelir. Af etmezse ortalık toz duman olmaya devem eder. Takdir Allah(cc)a aittir. Emri ilahiyi lütfen dikkate alalım.
Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekileri değiştirmedikçe Allah (cc) onların hallerini değiştirmez. Allah (cc) herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. (Rad 11)
Bu musibetin sebebi biziz. Kaldırılması için de etken olacak biziz. Ne yaptık da Gayretullah’a dokundu?
Yetimin başını okşamadık. Öksüze bakmadık. Hakları çiğnenenlere aldırış etmedik. Yerlerinden yurtlarından olan insanlara kucak açmadık. Mal üstüne mal edinirken bunu BEN KAZANDIM dedik. Kazandıklarımızda, fakirlerin, yoksulların, yolda kalmışların, ihtiyaçlıların hakkı var demedik. Zekâtlarımızı dilenci savuşturur gibi adeta ite kemik atar gibi attık. Çok zengin olduk çok. Ama zenginliğimiz bizi Müslüman yapacak yerde bizi Karunlaştırdı. Vatan elden gitsin önemli değil, yeter ki bana bir şey olmasın felsefesi aldı yürüdü. Çocuklarımızı unuttuk. Onlar yoldan çıktı. İnançlarını kaybettiler. Biz sadece kıldığımız namazla Cenneti hayal ettik. 
Yok, efendim yok. Biz Müslüman olmadan bu işler düzelmez. Gerçekten hatalarımızdan sıyrılıp artık Müslümanım dediğimiz anda Allah (cc) bu musibeti ortadan kaldıracaktır. 
Elimizi malımıza uzatalım. Ey malım, sen bana Allah’ın emanetisin. Emanet sahiplerine ulaştığında huzur olur diyecek Müslümanlar duanın kapısını aralar. Allah’ın emaneti üzerinizdeyken hala Allah (cc) ile dost olduğunuzu zannetmeyin. 
Tevbe edelim. Müslüman olalım. Günahlardan arınalım. Reklam için değil inancımızın gereği gibi Müslüman olalım. Zaten biz düzelirsek Allah (cc) da halimizi düzeltecektir. 
Rahmet bölümünden gerekli feyzimizi aldık inşallah. Şimdi Ramazanın Mağfiret bölümüne giriyoruz. Günahlardan arınma bölümünde öyle dua edelim ki Allah (cc) bu musibeti bizim ve insanlığın üzerinden kaldırsın. Hayırlı iftarlar.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 22 Nisan 2021
Not: Başta torunum Elif Naz olmak üzere bütün çiçeklerin (Çocukların) 23 Nisan Bayramını kutluyorum. İyi ki çocuklarımız var. Allah (cc) onların masumiyeti hatırına bu salgından bizleri halas etsin. Amin.