Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal'ın spor medyasının müdürleriyle düzenlediği basın toplantısında bir kişi rahatsızlandı.

Aysal, sarı-kırmızılı kulübün gündemine ilişkin açıklamalarda bulunmak üzere spor müdürleriyle bir basın toplantısı düzenledi. Ünal Aysal'ın konuştuğu sıralarda salonda görevli olduğu öğrenilen bir kişi sara nöbeti geçirdi.

Canlı yayınlanan toplantıda yaşanan olay nedeniyle Aysal konuşmasına bir süre ara verdi.

Aysal'ın açıklamaları şöyle;

-Bazı televizyon programları spor programları olmaktan çıktı magazin programı oldu. Ufak gerçeklerden büyük yanlışlar, yalanlar üretildi.

-Riva ve Galatasaray'daki varlık satışları... Göreve geldikten sonra bana her türlü yetki verildi fakat sıkıntılı günlerimizde bile buraya dokunmadım. Galatasaray'ın tüm hasetlerinin üzerinde değişiklik yapmadan buraya getirdim ve yeni yönetim kuruluna teslim edeceğim. Bu borçlardan kurtulmak bizim görevimiz. Bununla ilgili projelendirme yaptım. Gayrimenkullerimizin bir çatı altında toplantıp bir havuzda toplanması. Bunları 2014 Nisan'da Genel Kurul'a izah ettim. Divan toplantılarında da bunu bir prje olarak sundum. Amaç borç yükünün hafiflemesi idi. Bu formülleri ürettim ama kabulü yönünde bu kadar başarılı olduğumu söyleyemem.

-AIG hisselerinin satılarak kulübün rahatlatılması oldu. 2002 senesindeki yönetim bana geldiler. AIG ile anlaşma yaptıklarını, 1 hafta içerisinde para ödemezsek 60 milyon dolarlık ödeme yapılması gerektiğini, ödeme yapılmazsa kulübün kontrolünün bu şirkete geçirileceği söylendi. Bu bana tuhaf geldi. Burada önemli olan para değildi. Bu hisse o zamanki yönetimin yanlış iaderesiyle (Faruk Süren dönemi) yönetimi birebir denetleyen bir hadiseydi. Önemli olan bu hisseyi alabilmekti. O zaman çıkarttım 23 milyon doları ödedim. Hisseleri üstüme aldım. Böyle bir sıkıntıdan kurtulmuş oldu kulüp.

-O zamanki yönetimlerde bulunmuş bir köşe yazarıı dostumun yardımıyla bu hisseleri satmaya çalıştık. Bu hisselere 23 milyon dolara alıcı buldum dedi. Ben 37 milyon dolar olduğunu söyledim. Bunu genel piyasa rakamından sattık ve 37 milyon dolar para kazandık. Bu paranın tamamı kulübe gitti. Kulüp bu paranın 23 milyon dolarını bana ödedi. Avansları iade etti. Diğer yatırımcılar gibi bana ödeme yaptı. 5-6 milyon dolar ektra para aldı.

-Futbola yaptığımız yatırımların karşılığını şampiyonluklarla aldık. Avrupa'da üç sene üst üste Şampiyonlar Ligi'ne katıldık. 2011'deki rakamlar buysa 2011'de kulübü teslim aldığımızda iyi bir miras almadığımızı itiraf edeyim. Stadın 20019-2020 yılına kadarki isim hakkı alnmış, paraları harcanmıştı.

-Bu borcu alacakken belli bir eksiyle başladık. 'Korkup kaçıyor' yorumları yapılıyor. Korksaydım 2011 senesinden kulübü devralmazdım. Benim ayrılma olayım net. Bulduğumuz formüllere cevap alamayınca yolumu çizdim. 2011 senesinde borçların teminatı 5.7 kesilmişi şimdi 2 civarına düşmüş. Yani iki misliden fazla.

-Futbolcu ödemelerimiz 6 ay-8 ay gecikmeyle yapılırken bugün 1 aylık gecikmeyle yapılıyor. Futbolcularımız, teknik ekibimiz iyi niyetle yaklaşıyor ve aile içinde bunun sorununu çözüyoruz.

-Bir açığımız ayıbımız varsa raporlarda ayrıntılı olarak çıkacaktır. Divan Başkanı'mıza ve benden sonra gelecek başkanımıza tüm bunları ve görevi devredeceğim.

-Ben ve arkadaşlarım şeffaf olmaya çalıştık. Hiçbir kulüpten alamadığınız bilgileri bizden aldınız. Galatasaray'da sistem böyle çalışıyor. Kulübün bütün riskleri kulübün varlıklarıyla yüzde 100 karşılanmaktadır. Ödemelerde gecikme olur, ama ödenmemezlik olmaz. Açık açık söylüyorum.

-Galatasaray Kulübü, spor etiğine Fair-Play'a saygılı olmuştur. Hiçbir oyunun parçası olmadık. Her türlü hak arama yollarını kullandık, bundan sonra da kullanacağız.

-Basketboldaki olay mesajdı. Kupa değildi önemli olan. Mesajı, halkımıza iletmekti. Bıktırırcasına bu mesajı verdim çünkü beklentim Türk sporunun dünyaya

-Başkanlık sırasında yapamadığımı başka şekillerde gerçekleştirme çabası içerisinde olacağız. Spor küreseldir, çok ulusludur. Galatasaray temel kültürüyle farklıdır, çok ulusluyuz. Dışarıyla iletişimimiz herkesten başkadır. Bunu geliştirmeliyiz.

-Biz hep doğru yolu izlemeye çalışan bir yönetim olduk. Spor kulübü yöneticisi bir sürü arkadaşımın buna katkı sağlamaması bu görevden ayrılırken en üzüldüğün noktalardandır.

-Medyada konuşulanlar yöneticilerin seyehat hmasraflarının kulüpten çıktığı gibi bir şey asla yok. Hepsi cebinden ödedi. Onlar da böyle bir talep içerisinde olmadı. Galatasaray'ın ödenmemiş vergisi yok. Taksitlendirme var ve bunlar zamanında ödeniyor.

-Kulübe hacizler geliyordu. 3.5 sene içerisinde kulübe haciz gelmedi ve gecikme sebebiyle bir ikaz almadık. Hiçbir devlet yetkilisiyle ortak olmadım, bundan sonra da olmam. Bu tip ilişkilerin içine girmem. Benimki arazi çakılı yatırım, çakılı değil. Kaçsaydım 2011 senesinde bu görevi almazdım. Tablo ortada. Neden bu söylemler ortaya çıkar. Anlamakta zorlanıyorum.

-Yönetime talip olan başkan adayına da teşekkür ediyorum. Kendilerine başarılar diliyorum. Dün istifasını veren Faruk Işık'a da teşekkürlerini iletiyorum