Fikir dünyamızda, sosyal hayatımızda, manevi yaşantımızda ve insani duygularımızda iki önemli duruşu paylaşıp günümüzü ve dünyamızın değerlendirmesini yapalım. Bizlere rehber olmuş bir Peygamberimiz var. Hz Muhammed Mustafa (sav) o kadar büyük örnektir ki onu anlayan yaşadığı müddetçe mutlu ve huzurlu olur. 
Bir gün yanına yaklaşan sahabe efendilerimizden birisi şöyle der. Ya Resulallah (sav) bana çok kısa bir nasihat ver ki onu unutmayayım. Peygamberimiz çok latif bir şekilde şöyle buyururlar.
-    Öfkelenme!
Sahabe efendimiz bu sözü duyunca hayret eder. Gider ve başka bir zamanda arkasından aynı istekte bulunur. Başka bir zaman yandan istekte bulunur. Her cihetten sorar ve cevap hep aynıdır.
-    Öfkelenme!
Sahabe alacağını almıştır. Düşünür ve kendini hesaba çeker. Bir kelime söylenmiştir ama kitaplar dolusu nasihate bedeldir. Şimdi uygulama zamanıdır der. Adeta sıvasız bir binanın kirlerini ortadan kaldırmak, ev güzelliğine ulaşmak için bu bina bütün eksikliklerden arınacak ve tertemiz hale getirilecektir. Bina gibi insanın binası da temizlenecektir. İçi de dışı da temizlenecektir. Maddi gözü rahatsız etmeyecek, manevi gözü de huzura erdirecektir. ÖFKELENME! 
Ters giden bir iş görülecek, yanlışlar yapılacak, birisi bilerek hata edecek, aleyhine işler yapılacak, istemediği işler ve daha neler, neler olacak, ÖFKELENME! Belki kendine kızacak, ÖFKELENME! Sağına dönecek, soluna dönecek, ileri gidecek, geri gelecek, ÖFKELENME! Sabır taşları taşacak, ÖFKELENME! Aman Allah’ım (cc) bu ne büyük bir öğüttür. Bu nasıl nasihattir. Nasıl zor bir imtihandır. Nasıl bir terbiye metodudur? 
Bugün bize böyle bir öğüt verilse, biz ne yaparız? Bütün şu yaşadığımız çevreyi, çerçeveyi, bildiğimiz bilmediğimiz yaşananları düşünün ve bir söz söyleyin lütfen. Peygamberimiz efendimiz (sav) bize bugün böyle bir nasihat etmiş olsa bizler nasıl karşılarız?
Dünya liderleri, liderlerin muarızları, yöneticiler, askerler, öğretmenler, müdürler, memurlar, işçiler, babalar, anneler, ağabeyler, çocuklar herkes ve her düzey insanlarımıza ÖFKELENME desek ve onlar da öfkelenmeseler nasıl olur? Çünkü öfke insanın fizyolojisini, beynini ve gönlünü bozduğu gibi bütün ayarlarını bozar. Aklıselim ile hareket edemez. Sevgi tasını tarağını alır gider de geriye hırs, öfke, hiddet ve şiddet kalır. Bunların olduğu yerde huzur ve mutluluk olmaz. Bakın ailelerimize, baba öfkeli, ana öfkeli, çocuk öfkeli olunca ev dediğimiz yer ise patlamaya hazır bomba gibi değil mi? 
Bize iyi örnek olan öğretmenlerimize sonsuz teşekkürler. Rol model olarak kabul gören öğretmenlerimizden birisine sonradan Vali olan bir ağabeyimiz sene sonunda bir soru sorar.
-    Hocam sizi nasıl kızdırırız?
-    Ömer, beni kızdırmak için elinizden geleni yaptınız, derler. Sonra başka bir ağabeyimiz;
-    Hocam, neden kızmadınız veya neden kızmıyorsunuz?
-    İlhan hoca, kızarsam kendime olan inancım kaybolur. İnancım kaybolursa öğretmenliğim zedelenir. Öğretmenliğim zedelenirse sizlere nasıl öğretmenlik yaparım, der. Allah’a (cc) şükrediyorum ki bu hocam gerek İmam Hatip gerekse Üniversite de derslerime girdi. Ondan hep asalet ve ağır başlılık gördük. Allah hayırlı ömürler versin hocama.
Örnek Peygamber (sav) ve onun izinden giden örnek insanlar bizlere böyle güzel öğütler verdiler. Şimdi uygulama zamanıdır. Uygularsak; evimiz, çevremiz, milletimiz, devletimiz hatta dünya huzura kavuşur. Uygulamazsak; bizleri idare edenlerin birbirine öfkelerinden dolayı millet olarak geriliriz. Gerilmeden, germeden huzurlu ömürler yaşayalım diye dua ederim. Son söz derim ki;
Ey güzel insanlar, ÖFKELENMEYELİM!
Allah hepimize öfkelenmeden, sağlık sıhhat ve afiyetler içinde güzel ömür sürmeyi nasip etsin. Zor virajları dönüyoruz. Salgın hastalığa bile öfkelenmeden, MASKE; MESAFE ve TEMİZLİĞİMİZE dikkat ediyoruz. Cuma bayramınızı tebrik ediyorum.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 15 Ocak 2021