Öğretmen öküz, öğrenci eşek, isimli hikâye kitapları dağıtılmış. Nerede? Edirne Keşan da ilkokul 1, 2, 3 ve 4. Sınıflara dağıtılan hikâye kitaplarının adlarıdır bunlar. 
Öyle bir dinin mensubuyuz ki; ilk emri OKU’dur. Öğreten ve öğrenen dinimizde kutsal sayılmıştır. Daha çok ilmi çalışma olsun diye âlimlerimiz; okutan ve okuyanın evinin eşiği altından bile olsa bunlara zekât verilir hükmüne varılmıştır.
Öğretmen; anne babadan bile ileri tutulmuştur. Hem dinen hem de kadim geçmişimizde öğretmene olması gereken saygı ve hürmet gösterilmiştir. İlim öğrenen evlatlarımıza hem aileler hem milletimiz itibar etmiş, her öğrenciyi olması gereken yüksek mevkilerde görmüştür. Hatta azığını her daim paylaşmıştır.
Yaşıyorsa Allah hayırlı ömürler versin. Ölmüşse Allah rahmet etsin. Çorum Sungurlu da Artvin otobüsü mola verdi. İstanbul İmam Hatip Okulunda öğrenciyim. Yemek yedim elimi cebime attım ki para vereyim. Eyvah, cebimde beş kuruş para yok. Benden terler boşaldı. Dedim ki; bey amca ben İstanbul da öğrenciyim. Bu benim öğrenci belgem. Bunu size vereyim. İstanbul’a gidince sizin paranızı göndereyim siz de bana kimlik kartımı gönderin, olmaz mı? Lokantanın sahibi bana; hangi okulda okuduğumu, ne olmak istediğimi, nereli olduğumu sordukça benden terler akıp gidiyor. Sonra eliyle kimliğimi cebime koydu. Bir de zarf koydu cebime fazlası olarak çayda içirdi. Sadece şunu demişti. Oğlum çok çalış bu millete faydalı bir insan ol. Bize de dua et. Ben de mahcup eda ile inşallah bey amca dedim. Otobüse binince, benim bir yıllık eğitim masrafımın zarfın içinde olduğunu gördüm.
Diyorum ki; Allah ne kadar öğrenci hamisi insanlar varsa hepsinden razı olsun. Ölenlere rahmeti ile muamele eylesin. Âmin. İşte bizim milletimizin öğrenciye bakış açısı budur. Elinde sopa ve ot ile öğrenciye muamele etmez. Ve onları eşek gözüyle görmez. Hele öğretmenlerimiz, onlar baş tacımızdır. Hz Ali’nin dediği gibi; bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. Asla bu insan mimarlarına öküz nazarıyla bakamayız. Onlar geleceğimizi şekillendiren insan mimarlarımızdır.
Öğretmene öküz, öğrenciye eşek diyen ve kitap yazan kimse ya ahmak ya aptal ya insan düşmanı veya ilim düşmanıdır. Bu ahmakların yazdıkları bu paçavraları taze dimağlara okumaları için dağıtımını yapan idareciler ise; bu ahmağın yakını veya ihanet içindedirler. Bu insana para kazandırmak için insani değerlerimizi ayaklar altına almışlardır. 
Allah biliyor aklıma başka şeylerde gelmiyor değil. Yoksa Edirne İl MEM ve İlçelerindeki idareciler bu densiz insanın yazdıkları ile halkı galeyana getirip gizli emellerine ulaşmak için hareket eden bir örgütün yandaşlığını mı yapmak istiyorlar? 
Derhal MEB yetkililerinin ve savcılıkların soruşturma açmalarını bir vatandaş olarak istiyorum.
Böylece bazı idarecilerin maskeleri düşüyor. Bir zamanlar Darwin teorisine şiddetle karşı çıkan insanlarımızın öğretmeni öküze, öğrenciyi eşek benzetmesine duyarsız hareket etmesine de doğrusu şaşırıyorum.  Bu kitaplar derhal toplatılmalı, yardım ve yardakçılık edenlere hemen soruşturma açılmalıdır.
Eğer, bu çocukların temiz dimağlarının zehirlenmesine karşı çıkılmazsa gerçekten maske düştü derim. Maskenin başka şekillerde düşmesi de var. Kontrol için Hastahaneden çağırdılar. Gittim ve gördüm ki, insanlarımızın çoğu maskelerini düşürmüşler. Bilgisizce takılan maskeler, bilerek kola takılan maskeler, yere düşünce üstüne basılıp yerlerde sürüklenen maskeler ve daha neler, neler şunu gösteriyor ki; biz maskelerimizi düşürmüşüz. Herkesin duyarsız ve gerçek yüzleri ortaya çıkmış. 
Temizlik, Sosyal Mesafe ve Maske kuralına lütfen uyalım. 
Eğitim sistemimizin maskesini düşürmeyelim. 
Gerçek maskelerimizi düşürüp yüzümüzü ve bahtımızı kara çıkarmayalım. Maskeler düşse bile gerçek yüzümüzde ki insani karakterlerimizle hayata devam edebilmeyi Allah bizlere nasip etsin. Cuma bereketi temenni ediyorum.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 25 Eylül 2020