ABD bize ambargo uygulayacakmış… 12 maddelik unsurları sıralamış ve bu kapsamda bulunan kişi ve kurumlar bundan etkilenecekmiş. Sonrasında da tabi Türkiye bundan etkilenecekmiş.
Ben meselenin bu tarafında değilim. Ben daha çok bu işe el ovuşturanların pusudaki bekleyişindeyim.
Terörle denediler 40 yılda bitiremediler. Darbelerle dize getiremediler. Başbakan ve bakanlarımızı astılar yine başaramadılar. 1975’te ambargo uyguladılar, buna mukabil üslerini kapattık sonuçlarına dayanamadılar. 1980’de tekrar darbe ile başa geldiler ilk icraat olarak İncirlik dahil çok sayıda üslerini açtılar. Sonra 28 Şubat krizleri, anayasa krizleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi krizleri ve en son 15 Temmuz hain darbe girişimi… 
Yine başaramadılar. İçerideki ve dışarıdaki destekçilerine rağmen başaramadılar.
Değerli okuyucularım şimdi anlıyor musunuz? Darbe ve ambargolarla elde etmek istedikleri sonuçları. Mesele vatan… Sadece bunu bilsek yeter.

Dönelim yazımıza…
Caatsa… Açılımı ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Etme Yasası.
ABD ile hasımmışız da haberimiz yok… Neden? 
Nedenlerini tek tek sayayım: Barış Pınarı ve öncesindeki operasyonlarımız. S400 alımımız. Akdeniz’deki Mavi Vatan Haklarımızdaki iddiamız. Karadeniz’deki sondaj çalışmalarımız. Ayasofya’yı ve Maraş’ı açışımız. Libya’daki BM’nin de onayladığı meşru faaliyetlerimiz. Karabağ Zaferimiz. Nahçıvan doğalgaz Hattımız. Azerbaycan ile birlikte 6’lı Platform çalışmamız, 2021 Ocak ayında açacağımız Türk Akım Projemiz. 

Ve tabii ki en önemlisi ve gerçek sebep: Savunma ve Teknoloji alanlarında dünyada ilk 50’ye girişimiz.
Size küçük bir ipucu vereyim: İnternete “Türkiye Milli Savunma ve Teknoloji” yazın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız ve onların “Oh my Good/ Aman Allah’ım Türkiye savunma ve teknolojide nerelere gidiyor?” dediklerini duyacaksınız. 

Neymiş hasım edecek teknolojik hamlelerimiz tek tek sıralayalım:
TUBİTAK faaliyetlerimiz,
Yüksek Güvenlikli Askeri Görüntü Aktarma ve Depolama sistemleri,
Altay Tankı seri üretimi, Tank Palet Fabrikasının tam kapasite çalışması,
EHKET isimli elektronik korumalı askeri el telsizi.
MMU Milli Muharip Uçak Projelerimiz,
Atak Helikopter Projemiz, Jet motoru üretimimiz,
Hava Savunma Toplarımız, Radar Sistemlerimiz
İnsansız Hava Araçlarımız, İnsansız Silahlı Hava Araçlarımız(İHA-SİHA)
Bayraktar TB Araçlarımız, Askeri Pil Sanayiimiz,
Hava Elektronik Sistemlerimiz,
Nükleer Santral faaliyetlerimiz,
Uydu imalatına geçişimiz, Uzaydaki bağımsız uydularımız,
SİDA Silahlı denizaltımız, Ulaq serisi deniz silahlarımız, deniz roketlerimiz,
Fırkateynler korvetler çıkarma gemilerimiz, Deniz Kontrol Karakol Uçaklarımız,
Pars 6x6 askeri arazi aracımız, antitank robotlarımız, insansız arazi araçlarımız,
Sibergüvenlik alanındaki eğitim ve saha yatırımlarımız, 
Radar odaklı çalışmalarımız, Koral dijital blokeli hava savunma sistemlerimiz,
En önemlisi tüm bunların yerli yazılımlarının milli firmalarca yazılması. Milli Yazılım Hamlemiz.

Bu ve sayamadığımız/bilmediğimiz daha birçok savunma sanayii hamlemiz birilerini fena rahatsız etmiş. Rahatsız etmiş ki “Hasım” olmuşuz. Sonra terörle dize getiremedikleri ülkemizi ambargo ile dize getirmeyi hedeflemişler. 
Onlar ambargo derken Ülkemizde teknoloji, gıda ve birçok sektörde faaliyet gösteren 1800 ABD firmasının akıbetini göze alacaklar. Bununla birlikte ülkemizde bulunan üslerin de akıbetini göze alacaklar. Türkiye artık 1940’ların Türkiyesi değildir. Yardım alan bir ülke hiç değildir aksine yardım gönderen bir ülkedir. Bunu pandemide tüm dünya gördü. Türkiye’yi İran ile, Suudi ile, Mısır ile karıştırmasınlar.
Ambargo ile geleceklermiş, gelsinler bakalım. Gelemezler, gelirlerse “Geldikleri gibi gidemezler”.
Ha bu arada gelirken ülkemizde bulunan üslerine ve şirketlerine kilit getirmeyi unutmasınlar.