Dışarıdan gelen yolcu kapıyı hızlı hızlı vurdu. Tekrar vurdu ve bağırdı.
- Hancı, Hancı! Kapı açılınca içeriden çıkan kişi çıkışarak,
- Bre nedir derdin, ne bağırıp durursun?
- Nerede hancı? 
- Hancı benim. Senin aradığın hancı öldü. Adam birden irkildi. Başı döndü midesi bulandı. Sesini kendisi bile zor duydu.
- Bre borcum vardı. Konuştuklarında haklı çıktı. Ben şimdi kimden özür diler borcumu kime veririm. Beni arkamdan gelenlerden kim korur?
Hancı tuhaf bir durum olduğunu anlayarak gelen yolcuyu içeri aldı. Emniyetli bir yere oturttu. Suyunu verdi.
- Biraz dinlen az sonra geleceğim, 
Yolcunun yanından ayrıldı. Biraz sonra yiyeceklerle yolcunun yanına geldi. Yüzüne bakınca daha önceki Hancı ile aralarında çok şeylerin geçtiğini ve bilge Hancının söylediklerinde haklı çıktığını tahmin etti. Çünkü kendisi de önceki Hancıdan daha fazla bilgili ve güngörmüştü.
- Nedir senin borcun ve neden özür dileyeceksin? 
- Ben aklı başında bir adam olarak bilinirdim. Halim vaktim de iyi sözüm sohbetim dinlenirdi. Hancı ile konuşurken tahtından indirilip öldürülen kral için düşman olduğumu söylemiştim. Kesinlikle bu toplumun başından gitmesi gerektiğini savunuyordum. İnsanları da bu hususta ikna ediyordum.  Bu fikri bana savaşçı toplumun başındakiler anlatıyor ben de onların bizi refah içinde yaşatacağına inanıyordum. Yüzüme gülüyor ve beni her konuda destekliyorlardı.
- Başardın mı?
- Kral öldürülünce bize kara günler başladı. Bizi maddi olarak destekleyen etrafımızda ki dost görünümlü düşmanlarımız elimizde avucumuzdaki her şeyimizi aldılar. Namusumuza göz diktiler. Huzurlu yaşadığımız yurtlarımızdan sürüldük. Başsız kaldık. Her şeyimizi kaybetti. Canlarımız artık emniyette değil. Ah ben ne yaptım da ihtiyar hancıyı dinlemedim. Ah kralım, ah vatanım, ah milletim!
- Son pişmanlık fayda vermez demişler. Lakin pişmanlıktan sonra ortak akıl ile vatanın birliği, milletin dirliği, canlarımızın sağlığı için bir ve birlik olma vaktidir. Allah (cc): “ Ey iman edenler, Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Ayrılığa düşmeyin yoksa kuvvetleriniz dağılır ve güçsüz kalırsınız” buyuruyor. 
- Yeniden eski gücümüzü bulabilir miyiz?
- Elbette. Yeter ki düşmanların ve onların içimizdeki çaşıtlarının iğvalarına gelmeyelim. Allah (cc) inananlarla beraberdir.
Bu hikâye Müslüman Türklerin Anadolu’ya geldiğinden bu güne kadar değişik zamanlarda değişik idareciler için kullanılan çoğunlukla başarıya ulaşılan düşmanların entrikalarıdır. Dışarıda ki düşman içimizdeki düşman kadar tehlikeli değildir. Dış düşmana her tür tedbirini alırsın. İç düşman senin gibidir. Tanıyamazsın. Tanısan bile sendendir. İşte tehlike budur.
- Bak yolcu! Hancı da yolcu da geçicidir. Bu han nice hancı, nice yolcu gördü. Her birisini uğurladı. Kendi ayaktadır. Fakat o da biz insanlar gibi fanidir. Baki olan Allah’tır (cc). Sen buradan giderken heybeni doldurmaya bak. Heybenin dolması için insanlara karşı görevlerin var. Allah’a (cc) karşı görevlerin var. Görevlerini yerine getir. Göçüp gittiğinde geri dönüşte yoktur.
- Eyvallah Hancı, eyvallah!
 Allah (cc) bizi vatansız, devletsiz, bayraksız bırakmasın. Namusumuzu düşman ayakları altında düşürmesin. Çocuklarımıza ve bizlere Allah (cc) sağlık sıhhat ve afiyetler versin. Umarım Cuma gününün bereketini buldunuz ve yaşadınız?
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 10 Aralık 2021