Kaza öncesi ve kaza sırasında kaydedilen görüntüler incelendikten sonra hazırlanan raporda, faciadan iki gün önce bazı işçilerin maden ocağında baygınlık geçirdiği, bazılarının ise halsiz olduğunun göze çarptığı belirtildi.

Kriminal rapor, şahitler ve işçilerin verdiği ifadelerle benzer özellikler gösterdi. Raporu değerlendiren Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, madende üç gün önceden gaz seviyesinin yükseldiği ve dumanlar çıktığının kameralarla tespit edildiğini söyledi. Raporun, şahit ifadeleriyle örtüşmesini, "Soruşturma doğru yolda ilerliyor." diye niteleyen Balkız, davanın ancak iddianamenin hazırlanmasının ardından başlayacağını kaydetti. Başsavcılık tarafından yapılan soruşturmanın kesintisiz devam ettiğini vurgulayarak, “Henüz delillerin tamamı toplanmış değil ve iddianame tanzimine elverişli belgeler şu anda tamamlanmış değil. Şu anda cumhuriyet savcılarımızın topladığı belgeler, ilk anda madenin dışarısındaki çevre koşullarının tespiti ve içerisindeki, işverende bulunan her türlü kayıt, bilgi, belge ve görüntüler, kamera görüntüleri, işyeri kayıtları ve yangının çıktığı, göçüğün meydana geldiği alana kadar bilirkişilerce 16 Mayıs’ta yapılan ön tespitte elde edilen bilgiler ve bununla ilgili ön tespit raporu; şu anda elimizdeki veya cumhuriyet başsavcılığının elindeki bilgi ve belgeler bunlar. 400’ün üzerinde tanık ve müşteki şikayetçi dinlendi ancak kamera görüntülerinin kriminal raporuyla tanıkların ve müştekilerin ifadeleri birbirini doğruluyor.” şeklinde konuştu.

Balkız, sözlerine şöyle devam etti: “Tanıklar burada nasıl zaman zaman gazın, karbonmonoksitin ve metan gazının yükseldiğini ifade ediyorlarsa ve sıcaklığın onları terletecek, bunaltacak derecede yükseldiğini, 40 derecenin üzerine çıktığını ve kendilerinin adeta kamyon çarpmış gibi yorgunluk hissi ve baygınlık hissi gösterdiklerini ifade ediyorlarsa mevcut kamera görüntülerinin çözümüyle ilgili kriminal raporda da benzer şeyler var. İşçilerin orada yorgunluk ve bitkinlik alametleri gayet net görülüyor ve aynı zamanda da yangından üç gün evvelinden itibaren gaz seviyesinin yükseldiği, hattâ dumanların çıktığı tespit edildi. Bu da şunu gösteriyor, soruşturma doğru yolda ilerliyor. Elde edilen kamera görüntüleriyle tanık ve müşteki ifadeleri birbirini doğrulamış oluyor. Bizim bu çerçevede ifade etmek istediğimiz eksiklik, dosyanın geldiği safha itibariyle bir an evvel madenin içerisindeki gaz ölçümlerinin uygun verilere geldiği tespit edilerek, madenin içerisine girilip olayı anlatacak gerçek bir keşfin yapılmamış olmasıdır.

Henüz bu anlamda cumhuriyet savcılığının aldığı bir karar yok, çünkü onlar da madenin içerisinden gelecek ölçüm seviyelerini kontrol ediyorlar. Önümüzdeki günlerde herhalde uygun bir keşfin yapılacağı ortam da doğacaktır. Biz bu verilere göre ancak davanın, adli tatilden sonra ekim veya kasım aylarında açılabileceğini ve olayı aydınlatabilecek bilirkişi raporlarının ekim veya kasım aylarında tamamlanabileceğini tahmin ediyoruz. Amacımız, soruşturmanın sağlıklı yürümesi. Elbette yargılamanın bir an evvel başlaması bizleri sevindirir, oradaki mağdur vatandaşlarımızı da sevindirir ama gerçek bilgilere ulaşarak, gerçek verilere ulaşarak davanın açılmış olması, bu davanın selameti bakımından çok önemlidir. 301 şehidimizin ve onların yakınlarının burada elde edilmesi gereken hukuki hakları var. Adaletin tecellisi için bu belgelerin toplanmasını bekliyoruz.”

Soma'nın başsavcılığı olan bir yer olmasına rağmen ağır ceza merkezi olmadığını hatırlatan Baro Başkanı Balkız, “Ağır ceza merkezi Akhisar. Akhisar’da bir spor salonu, bu amaçla duruşma salonu olarak hazırlanıyor. İlk duruşma, davanın açılmasına bağlı. Elimizdeki belgeler tamamlandıktan sonra Soma’nın yapacağı şey şudur, fezlekeyi düzenleyerek ağır ceza merkezine göndermek. Ağır ceza merkezi de davayı ancak iddianamenin tanziminden sonra açabilir. Ağır ceza merkezi, iddianamenin kabul kararını verdikten sonra duruşma günü verecektir. O bakımdan şu anda duruşma gününü öngörmek kesinlikle mümkün değil.” dedi.