Selahattin Demirtaş şunları söyledi:

“Yol haritası bizimle paylaşılacaktı. Yalan, bize yol haritası filan verilmedi. Yalan. Heyetimiz böyle bir çalışma yapmadı. Yalanlar üzerine bir süreç yürür mü? Başbakan bunu söylediyse yanlış. Ne benimle paylaştı yol haritasını, ne de ne heyet ile. Heyet de ayrıca bir açıklama yapacak. Güvensizliği derinleştiren bir psikolojik savaş mekanizması yürütüyorlar.”

“Bir yıldır verdikleri sözü tutmadılar”

Hükümetin izlediği politikayı, “güven artırıcı bir duruş değil” sözleriyle tanımlayan Selahattin Demirtaş, görüşmelerin açıklanmayan ayrıntılarıyla ilgili sorusuna ise, “Biz her şeyi açıklayamayız” sözleriyle yanıt verdi:

“Birçok yalan şey yazılıyor. Bazı gerçekleri açıklayacağız, bazılarını ise açıklayamayacağız. Müzakere süreçlerinde her şey kamuoyunun bilgisi dahilinde gerçekleşmez. Buna sığınarak bizi zor durumda bırakmaya çalışmasınlar. Bize karşı bu dili kullananlar kendi verdikleri sözün hangi birini tuttular? Mesela defalarca bize gazetecilerden, akil insanlardan oluşan genişletilmiş bir heyet İmralı’ya gidecek sözü verdiler, hem bize hem de İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a. Bir yıldır bunu söylüyorlar, yaptılar mı? Yok. Hasta tutukluların hemen serbest bırakılacağını söylediler, belki 30 defa verdiler. Bize samimiyetsiz, ikiyüzlü diyenlerin verdiği sözü tutmuyor diyenler, bunlara bir baksınlar.”

15 Ekim sözü verildi mi?

Başbakan Davutoğlu’nun Âkil İnsanlar toplantısından dışarı yansıyan bir diğer açıklaması da HDP’nin hükümete verdiği iddia edilen “15 Ekim’e kadar kamu düzenini bozan eylemler bitecek” sözüydü. Demirtaş buna da tepki gösterdi.

“HDP yol kesme bitecek sözünü verebilir mi? Bu HDP’nin işi değil. HDP mi yol kesiyor? Kandil’e bu iletilmiş olabilir, 'Kamu güvenliğini tehlikeye atan şeyler son bulsa' demiş, Kandil de 'Üzerimize düşeni yapacağız" demiş olabilir. Ama bunun HDP bize söz verdi gibi yansıtılması doğru değil.”

"Beni ortadan kaldırmak için yapıyorlar"

Demirtaş süreçte kendi ismi üzerinden bir kampanya yürütüldüğünü söyledi:

“Benim ismim üzerinden büyük bir hiçleştirme kampanyası yürütülüyor, muhtemelen Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yaklaşan genel seçimlerle ilgisi var. Yazılıp çizilenlerin çok önemli bir kısmının yanlış olduğunu söyleyebilirim. Müzakere sürecinde kendi ellerini güçlendirmek istiyorlar. Şahsen beni, bir siyasi figürü ortadan kaldırmak için bunları yapıyorlar.”