Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, doğalgaz fiyatında indirim talebini Rusya tarafına ilettiklerini belirterek, "Bu revizyonun, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 Ocak 2015 itibarıyla hakkı olduğunu ve bununla alakalı hazırlık yapmalarını istedik" dedi. Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Enerji Arz Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru" paneli düzenlendi.
Yıldız, buradaki konuşmasında, dün TANAP'ın ana hat borularına ilişkin sözleşmelerin imzalandığını anımsatarak, bundan sonraki aşamada işçilik konusunda ve Türk müteahhitlerin bu projeden iyi pay alacaklarına yönelik inancını dile getirdi. 21 ilden geçecek TANAP kapsamında farklı et kalınlıklarında ve çaplarda 160 bin borunun döşeneceğini bildiren Yıldız, tren ve tırlarla 55 bin seferle 4 yılda bu boruların döşeneceğini kaydetti.
Bu tür önemli projeleri isteyenler olduğu gibi istemeyenlerin de olduğuna dikkati çeken Yıldız, 17 Aralık'taki gelişmelere ilişkin "Türkiye inşallah her krizden kendi çıkarlarına uygun olarak sıyrılacaktır. 17 Aralık sabahında ben Bakü'de bu projelerin imza töreninde bulundum. Kendim oradaydım ve zihnim buradaydı. Eğer 17 Aralık'taki siyasi istikrarı tehdit eden Türkiye'deki unsur olarak başarılı olsaydı Bakü'deki attığımız imzaların çok fazla bir değeri, anlamı olmayacaktı" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyadaki petrolün yüzde 35'inin, doğalgazın da yüzde 70'inin borularla taşındığı bir coğrafyada bulunduğuna işaret eden Yıldız, ülke olarak tüm komşularıyla enterkonneksiyon iletim hatlarına sahip olduğunu, ayrıca doğalgaz ve petrolü bulunanlarla da hatları bulunduğunu anımsattı. Bu hatların Türkiye'nin siyasi istikrarını ve hareket kabiliyetini artıran barış yolları olduğunu ifade eden Yıldız, Suriye rejiminin son 3 yıldır yaptığı bütün insanlık dışı eylemleri tasvip etmediği halde söz konusu ülkedeki elektrik hatlarını Suriyeliler'in kullanımına devam ettiğini söyledi. Yıldız, "Türkiye'nin bütün bunları, coğrafyasını, siyasetini, istikrarını barış gerekçeleri olarak kullanma niyeti var" ifadesini kullandı.

"Hazar'daki hissemizden geçen yıl 265 milyon dolar temettü almışız"
Yıldız, Myanmar'da petrol olduğunu ancak askeri darbelerin gölgesindeki bu ülkeye yatırımcı gitmediğini belirterek, bir ülkedeki siyasi istikrarın önemine vurgu yaptı. Türkiye'nin siyasi sınırları sabit kalmak kaydıyla ekonomik sınırlarını genişlettiğini ifade eden Yıldız, "Türkiye, Hazar Denizi'nde 468 kilometrekarelik bir alanda 50 yıllığına oranın ikinci büyük ortağı haline geldi, BP'den sonra. Geçen yıl oradan 265 milyon dolar yalnızca oradaki hissemizin karşılığı temettü almışız. Bu yıl zannediyorum bunun iki katına yakın para alırız" açıklamasında bulundu.
Yıldız, Rusya-Avrupa Birliği arasındaki krizlere rağmen Türkiye'nin birtakım projeleri geliştireceğini, bununla alakalı hazırlıklarını yapacağını belirtti.
NABUCCO ile Güney Gaz Koridoru'nun Türkiye açısından farkı bulunmadığına işaret eden Yıldız, her iki projede de Türkiye'den hat geçeceğini, projelerin Avrupa ülkeleri açısından farklılık gösterdiğini anlattı.

"Beni dinleyen oturduğumuz mahallenin muhtarı değil"
Yıldız, konuşmaların ardından soruları da yanıtladı. Kıbrıs'taki enerji aramalarına ilişkin bir soru üzerine Yıldız, Kıbrıs'ın Türk siyasetinin en önemli argümanları arasında bulunduğunu vurguladı. Kıbrıs kaynaklarının her iki kesime eşit paylaştırılması gerektiğini belirten Yıldız, bunun aynısını Irak ve Kuzey Irak için de geçerli olduğunu söyledi.
Bakan Yıldız, "17 Aralık'ın dış güçler tarafından başlatıldığı ön kabul olarak alındığında bunun ne kadarında enerji projeleri etkili oldu?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:
"Bir şey yaparsınız, bu 17 ülkenin işine gelmeyebilir. Bir proje yaklaşık 5 ülkeyi tatmin ediyor olabilir. Bundan bir yıl kadar önce, 17 Aralık'tan sonra 2,5 yıl dinlendiğimi söylemişlerdi. 6 ay kadar önce dediler ki 3,5 yıl dinlenmişsin. Geçen Sanayi Bakanımız açıkladı 4,5 yıla yakın dinlenmişiz. Belki önümüzdeki ay bu süre artacaktır. Beni dinleyen oturduğumuz mahallenin muhtarı değil, yanı başındaki komşuya da bunları aktaracak insanlar değil. Daha uzaklarına aktardıklarına dair benim herhangi bir şüphem kalmadı. Bizim şahıslarımızdan daha öte, Türkiye Cumhuriyeti ve AK Parti hükümetinin bir bakanı olarak dinleniyorsunuz. Uğraştığımız projeler bunlar. Her ülkenin hoşnut kalmasını beklemiyoruz bu projelerden. Öncelikle çıkarımızı ve ülke menfaatlerini, vatandaşımızı düşünmek bizim en tabii hakkımız ve hatta görevimiz. Bizim için bu bir tercih, seçenek değil, bir zorunluluk."
"Omzumda hissettiğim ağır yükü çok iyi biliyorum" diyen Yıldız, Türkiye'nin çıkarları için birçok projenin hayata geçirileceğini söyledi. Yıldız, 17 Aralık sürecinin analiz edilmesi halinde bu projelerden bağımsız olmadığının görülebileceğini de söyledi.

Rusya'dan indirim talebi
Yıldız, Rusya'dan doğalgaz konusunda indirim talebinde bulunduklarını bildirerek, şöyle devam etti:
"Moskova'daki toplantı ve görüşmelerimiz önemliydi. Orada biz bu talebi Rusya tarafına ilettik. Fiyat indirimi istediğimizi ve bunun, kontrat ve anlaşmalarla bu revizyonun, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 Ocak 2015 itibarıyla hakkı olduğunu ve konuyla alakalı hazırlık yapmalarını kendilerinden istedik. Tabii ki doğalgaz ve ham petrol fiyatlarının düşmesi, tüketici ülkemiz için iyi haberdir ve enerji ile alakalı giderlerimizi düşürecek bir kalemdir ama biz, birtakım düzenlemelere rağmen BOTAŞ ve ilgili kurum ve kuruluşların hala eksi yazdığını biliyoruz. Biz maliyetlerimizin daha altında sattığımız bir doğalgazdan bahsediyoruz. Öncelikle kurumlarımızın zararının telafi edilmesi söz konusudur. Bunlar telafi edilmeden diğer bir işleme gitmemiz ülkemize yapılan bir haksızlık olur. İndirim miktarlarını görmeden, piyasaya ne kadar, nasıl yansıyacaktır söylememiz doğru olmaz. Bildiğim hala kurumlarımızın bu manada zarar ettiğidir."

"Dün 23. tanker yüklendi"
Yıldız, Irak'tan petrol akışı ve Halkbank'a yatırılan tutar konusundaki bir soru üzerine de dün itibarıyla Türkiye'den 23. tankere 17,3 milyon varillik petrol yüklendiğini söyledi. Gelirin kademeli olarak Halkbank'a geldiğini anlatan Yıldız, "Bu Irak'ın kendi normalleşmesini hızlandıracak ve günlük yaklaşık 100 bin variller civarındayken 2 hafta önce 180 bin varillere, bu hafta başından itibaren de 240 bin varillere çıktığını söylemem lazım. Bu boru hattının kapasitesi 1,5 milyon varildir. Bu hattan ne kadar petrol geçerse o kadar daha çok Irak normalleşmiş olacak" diye konuştu.
Irak'tan petrol akışının gayet normal bir şekilde devam ettiğini ve bunun legal olduğunu vurgulayan Yıldız, bunun Irak'ın normalleşmesi için büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

"İranlılar kardeşimiz ama tahkimde uzlaşmak durumunda kaldık"
Iran ile doğalgaza indirim uygulanması için tahkime gidildiğinin anımsatılarak gelişme olup olmadığının sorulması üzerine Yıldız, şu yanıtı verdi:
"Artık duruşmalar bitti. İsviçre'de uluslararası tahkim son sözleri de dinledi. Karar verilmesi sürecindeyiz. Uluslararası tahkim bunu yıl sonuna kadar nihayetlendirebileceğini ve kararı da yıl sonunda açıklayabileceğinden bahsetti. Şu ana kadar bütün bu işlemler geçen 3-4 yıl içerisinde tamamlandı. Objektif verilecek karara inanıyoruz. Kararın hakkı ve hakkaniyeti koruyacak bir karar olacağına inanıyoruz, bu konuda müsterihiz. İranlılar bizim kardeşimiz, komşumuzdur ama fiyatın yüksekliğinde ne yazık ki gidip uluslararası tahkimde uzlaşmak, anlaşmak durumunda kaldık. Bu da aslında çok büyük bir kayıp değildir. Her iki ülkenin ilişkileri artarak devam edecektir." 

"Türkiye'nin daha fazla hisse alması memnuniyet verici"
BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell, Güney Gaz Koridoru'nun 4 ana projeden oluştuğunu söyledi. BP'nin projeye şimdiye kadar 4,5 milyar dolar harcadığını bildiren Fackrell, "BP güney gaz koridorunun her halkasında bulunuyor. Güney Gaz Koridoru'nun 4 halkası da takvime uygun gerçekleşiyor. Güney koridoru bu bölgenin enerji haritasını yeniden şekillendiriyor. Türkiye'nin Şah Deniz'de daha fazla hisse alması memnuniyet verici. Türk hükümetine de desteklerinden dolayı teşekkür ederim" diye konuştu.
Sabah gazetesi Ankara temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Türkiye'nin enerji fiyatlarındaki değişkenlikten etkilendiğini ifade ederek, kur dalgalarını ekonomik risk olarak aldığını, bu nedenle ekonominin baskı altında tutulduğunu söyledi. Enerjide geçiş ülkesi olunması halinde Türkiye'nin istikrarının bölgenin istikrarı haline gelebileceğine işaret eden Müderrisoğlu, Avrupa Birliği ile ilişkilerde enerji sektöründeki gelişmeler nedeniyle Türkiye açısından avantajlı bir döneme geçildiğini belirtti.