Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Cihan TV Network tarafından hazırlanan Anadolu’da Sabah programına katıldı. Soruları cevaplayan İhsanoğlu, Anadolu’yu gezerken edindiği izlenimleri anlattı. Çok önemli tespitleri olduğunu ifade eden İhsanoğlu, “Türkiye bir değişiklik istiyor. Kabus gibi bir sıkıntı bir korku var. İstikrarsızlık endişesi ve huzursuzluk var. Türkiye istikrar, huzur ve tekrar kendine güveni kazanmak istiyor. Bölünme ve zıtlaşma tehlikesinden kurtulmak istiyor. Biz de bunu vaat ediyoruz. Çünkü bizim siyasi tercihimiz milletten yanadır. Bir partiden yana değil. Biz siyasi tercihimizi Çankaya’ya taşımayacağız. Bütün partilere eşit mesafede olacağız. Millet borç sarmalı içerisinde. Vergi borcu, kredi kartı borcu ve değişik borçlar. Devlet bunlarla hiç ilgilenmemiş. Zenginin borcunu siliyor fakirin silinmiyor. Göreve geldiğimizde ilgileneceğimiz ilk mesele budur. Devletin verdiği sosyal yardımlar. Bazıları diyorlar ki bu iktidar bunu verdi. Hayır bu iktidar vermedi bunu. Bu sistem fakir fukara fonu, rahmetli Turgut Özal zamanında kurulmuştur. O günden bu güne devletin imkanları genişledikçe büyüyor. Bu hükümetle ilgili değil kanuni mevzuatla ve insanların haklarıyla ilgili. Hiç kimse bunları elleyemez. Bu bir şahsın cebinden lütfedip bir ulufe, sadaka dağıttığı değil. Bu, sosyal devlet gereği yapılan bir husustur.” diye konuştu.

"PAZAR GÜNÜ BÜYÜK BİR NETİCE BEKLİYORUZ"

Seçimin yapılacağı Pazar günü büyük bir netice beklediklerini ifade eden İhsanoğlu, şöyle devam etti: “Sessiz yığınların mührü basarak oy patlatması yapacağından eminiz. Bütün yalanlara ve iftiralara rağmen. Milletin vaktini şiir okumakla geçiriyorlar. Sürçü lisanla ilgili. Halbuki onların öyle sürçü lisanları var ki. Onların bir çetelesini tutarsak. Biz Türkiye’nin nereye gitmekte olduğunu, bölünme tehlikeleri. Bazıları iç savaş naraları atıyor. Türkiye bunlarla karşı karşıya. Birileri çıkıyor, İstiklal Marşı’ndaki ‘Şüheda fışkıracak şüheda’ mısraındaki ‘Şüheda’ kelimesinin İstiklal Savaşı’ndaki şehitler mi Çanakkale Savaşı’ndaki şehitler mi? Buradan bir siyasi rant. Devletin imkanlarını kullanıyorlar. Halkın bağışlarıyla, ufak imkanlarla afiş yaptırıyoruz. AK Partili belediye gelip bizim afişlerimizi indiriyor. 19 milyon fazla pusula basıyorlar. Biz bunun hesabını soruyoruz. Hesap veren yok. Şiir okuyorlar bize şiir, hep şiir okuyorlar. Yüksek Seçim Kurulu’ndan açıklama bekliyoruz. Muhatabımız odur. Çünkü başkaları yalan söylüyorlar. Siyasi rant peşindeler. 30 Mart seçimlerinde birçok aday sandıkta kazandı, masada kaybetti.”

Cumhurbaşkanlığı makamının önemine dikkat çeken İhsanoğlu, “Bu sandalye cumhurbaşkanı, devlet başkanı sandalyesi. Bütün devleti idare edecek. Meclisle, hükümetle uyum içerisinde geçinecek. Kavga, gürültü, öfke, tekme, tokat değil. Tüm devlet gelenekleri ve Anayasa çerçevesi içerisinde davranacak birisine ihtiyaç var. Türkiye milletinin tamamını kucaklayacak, temsil edecek birisine ihtiyaç var. Bana oy verenler vatanperver, oy vermeyenler haindir, yüzde 50’yi alayım yeter, istediğim ekseriyeti temin ederim, istediğim kanunu meclisten çıkarırım gerisi beni ilgilendirmez, siz şusunuz busunuz deyip muhataplarına Türk siyasi tarihinde görülmeyen hakaretler. Türkiye hiçbir zaman böyle pespaye seçim kampanyası görmedi. Türkiye siyasi polemikler çok gördü. Ama hiç kimsenin ağzından böyle laflar çıkmadı. Bu Türkiye’nin ne hale geldiğini ve bütün dünya karşısında durumunun vahim olduğunu gösteriyor. İçeride huzuru dışarıda itibarı kaybediyor. İnşallah Pazar günü seçilince içeride huzuru dışarıda itibarı temin edeceğiz.” şeklinde konuştu.

"BAŞBAKANIN EN SON BİR DEVLET BAŞKANIYLA KONUŞMASINI BEN AYARLADIM"

Başbakan Erdoğan’ın, ABD Başkanı Obama’yla görüşememesiyle ilgili yakınmasını hatırlatan İhsanoğlu, “Sayın Başbakanımız diyor ki, ‘Ben Obama’yla görüşmek istedim, telefonuma çıkmıyor’. Yani kendisi itiraf ediyor. Ben biliyorum ki bunun yanında bir çok devlet başkanı aynı şekilde. Ben bizzat kendim bu işlerin içerisindeyim. Ben şimdi bunlara onun üslubuyla cevap verecek olursam bana yakışmaz. Devlet terbiyesine yakışmaz. Bazı şeyleri ben de temin ettim. En son bir devlet başkanıyla konuşmasını ben sağladım. Ben sağlamasaydım o konuşmayı yapamayacak olurdu. Avrupalılar size güvenecek. Batılı müttefikleriniz Amerikalılar size güvenecekler. Sizi kullanmayacaklar. Araç olarak değil muhatap olarak görecekler.” ifadelerini kullandı.

Son zamanlarda sıkça dile getirilen ‘paralel devlet’ söylemiyle ilgili soruya cevap veren İhsanoğlu, “Hukukta bir kaide var. Bütün evrensel hukukun temel prensipleri arasında, iddia edenin iddiasını ispat edecek delili ortaya koyması lazım. Peki, burada iddia nedir; paralel. Önce paralelin ne demek olduğunu anlamak lazım. Ceza kanununda, Türk mevzuatında 'paralel' diye bir suç yok. 'Monşer' der gibi yani. Şimdi önce bunun izahını yapsınlar, delilini ortaya koysunlar. Kanunun araçlarını, devletin kolluk güçlerini kullanırken unutmasınlar ki bir gün onlar da mağdur durumdaydı, millet onların yanında durdu. Şimdi onlar mağdurluklarını giderdiler, 12 seneden beri bütün iktidarın nimetlerini elde ettiler. Onları yukarı taşıyan bütün merdivenleri kırdılar. Demokrasi merdivenini Çankaya’ya bağlamak istiyorlar. Ama millet bunu onlara temin etmeyecek. 17 Aralık, yolsuzluk, hırsızlık iddialarında masumiyet karinesi var dediler. Herkes o kutuları paraları gördü. Buna rağmen masumiyet karinesi var dediler. Peki, bu polis kardeşlerimiz, bu savcılar bu emniyet amirlerinin masumiyet karinesi hakkı yok mu? Türk milleti bunu görüyor ve cevabını inşallah Pazar günü verecek.” şeklinde konuştu.