Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Aydın Adnan Menderes Bulvarı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.

Aydın'ın tüm ilçelerini ve tüm Aydınlıları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, "Merhum Adnan Menderes'i doğduğu, büyüdüğü özellikle de Yassıada zindanlarında hasretini çektiği, kendi şehri Aydın'da bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Adnan Menderes'in vermiş olduğu o büyük mücadele Türkiye'yi ve demokrasimizi bugünlere taşıdı. Allah ondan razı olsun, mekanı inşallah cennet olsun" dedi.

CHP zihniyetinin Menderes'e çektirdiklerini anlatmaya gerek duymadığını, Aydınlıların bunları çok iyi bildiğini dile getiren Erdoğan, Aydınlıların pazar günü gereğini yapacağına inandığını söyledi.

Menderes'in, Aydın'dan yola çıkarak kutlu bir mücadele başlattığını, çok kısa sürede milletin sevgilisi olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu CHP, İnönü, 'Adnan Menderes'i alt etmek için öyle bir profil bulayım ki' dedi, aynen bugünkü CHP'nin yaptığı gibi, 'Dindar olsun, profesör olsun, bir kaç yabancı dil bilen olsun'. Kim? Şemsettin Günaltay olsun. Şemsettin Günaltay'ı o zaman Menderes'in karşısına çıkardılar. Aynen sıfatlar bugünkü Sayın Ekmel'in sıfatları gibi. Menderes açık ara seçimi kazandı. Yani Şemsettin Günaltay'ın profluğu, üç dil bilmesi, dindar olması filan Menderes'in karşısında tutmadı. Niye? Halkın iradesi, milli iradesi farklıydı.

Halk istismara gelmez, halka yalan söylemeyeceksin, dürüst olacaksın. Tabii bilmiyorum bugün arkadaşlar sizlere, çakma Kemal'in genel müdür olduğu zaman SSK Genel Müdürüyken, Okmeydanı ve Samatya SSK Hastanesi'nde olanları izlediniz mi? Başarılı genel müdür değil mi? Benim vatandaşım, 92-98 arasında ne çileler çekti, kuyruklarda nasıl bekletildi? Sağlam girseniz hasta çıkarsınız. Ama artık o günün hastaneleri yok, artık biz modern dünyanın sahip olduğu hastanelere sahibiz."

"Bunlar darbeci"

"Millet kendi değerlerine düşman yöneticiler elinde adeta bıktı, öyle bir dönemdi o zamanlar" diyen Erdoğan, Aydınlı Adnan Menderes ve arkadaşlarının millete bir umut ışığı, kurtarıcı, CHP'ye itiraz ve isyan olarak siyaset sahnesine çıktığını kaydetti.

Menderes'in iktidarda bulunduğu 10 yıl boyunca Türkiye'ye ve millete çok büyük hizmetler kazandırdığını belirten Erdoğan, Demokrat Parti'yi sandıkta yenemeyeceğini, milletin gözünden düşüremeyeceğini gören CHP ve yandaşlarının 27 Mayıs'ta darbe yaptığını, DP'yi iktidardan uzaklaştırdığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar darbeci. Şimdi yine bir araya geldiler. CHP, MHP, Pensilvanya. O zaman düzmece mahkemeler kurdular, yargılayıp idam ettiler. Biliyor musunuz Gezi olaylarında da aynı şeyi yapacaklardı. 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta aynı şeyi yapacaklardı. Yine düzmece bir paralel yargı çıktı ortaya. Benimle ilgili ne diyorlar tutanaklarda, 'Dönemin başbakanı' diyorlar. 'Dönemin başbakanı'... Kararı vermişler, işi bitirmişler, yargısız infaz. Aynen Menderes ile ilgili yaptıkları gibi. Darağacı hazır. Öbür tarafta güya yargı. Ama ne oldu? Milli irade sağlam çıktı, milli irade müsaade etmedi."

"Meclis'in iradesini her seferinde tehdit ettiler"

27 Mayıs darbesini yapanların sadece Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu değil dönemin cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da idama mahkum ettiğini dile getiren Erdoğan, Celal Bayar'ın yaşlı olduğu için idam edilmediğini hatırlattı. Bayar'ın müebbet hapse mahkum edildiğini, 4,5 yıl hapis yattığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"27 Mayıs darbesinden sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamını kökten değiştirdiler. Cumhurbaşkanlığı makamının, cumhurbaşkanının yetkilerini kökten değiştirdiler. Celal Bayar gibi halkın teveccüh ettiği, itibar ettiği, halkın sevdiği, milletin sevgilisi bir cumhurbaşkanı olmasın diyerek anayasayı o istikamette yazdılar. Ne yaptılar? 'Devlet ayrı, millet ayrı' dediler. 'Hükümet ayrı, cumhurbaşkanı ayrı' dediler. 'Hükümet milletindir, cumhurbaşkanı devletindir' dediler. Devletle milletin arasını açtılar. Cumhurbaşkanlığı makamını bir vesayet makamı haline getirdiler. Türkiye'de 1960'dan itibaren TBMM cumhurbaşkanı seçerken Meclis'in iradesini her seferinde tehdit ettiler. Merhum Menderes'e, merhum Celal Bayar'a darbe yapılırken CHP başroldeydi. Menderes ve arkadaşları asılırken CHP başroldeydi, cumhurbaşkanları seçilirken Meclis'i, Meclis iradesini tehdit edenler arasında CHP en ön sıradaydı.

Başörtüsü sorunu mu var? Yine CHP ön sıralardaydı. Merve Kavakçı milletvekili seçildi, başörtülü diye ne yazık ki Meclis'te yemin dahi ettirmediler. CHP zihniyeti bu. O zamanın Başbakanı konumunda olan ne diyordu, 'Atın bu kadını dışarı' diyordu. Şimdi bakın aynı zihniyetin devamı olanlar beraberler. Şu anda CHP, DSP hepsi bir aradalar. Niye? Kafa aynı kafa, zihniyet aynı zihniyet. Bunların düşünce, inanç özgürlüğüne tahammülleri yok."

"O dersi Pensilvanya'daki hocasına versin"

Erdoğan, "Bu monşer aday birkaç gündür kendince bize uslüp dersi vermeye kalkıyor, kendince nezaketten falan bahsediyor, ancak kendisini piyasaya sürenlerin yani efendilerinin diline, uslübüna, edep, adap dışı konuşmalarına bakmıyor" dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Pensilivanya. Bu Ekmel'i tezgaha sürenlerin başında o var. Aylardır sesi, soluğu kesilmişti. 30 Mart'ta milletin kendisinden nasıl nefret ettiğini görünce dizlerinin bağı çözüldü, dili kilitlendi. Önceki gün çıkmış bir kez daha beddua etmiş. Ağıza alınmayacak ifadeler, denge bozulmuş. Hocayım iddiasındaki bir kişinin, bunların bırakın insanım iddiasındaki birisine yakışmayacak edep dışı, adap dışı hezeyanlar... Bize kendince üslup dersi veren Ekmel, gitsin o dersi Pensilvanya'daki hocasına versin."

"CHP Genel Müdürüne uslup dersi versin"

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, ''Bir genel başkana, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı'na küfretmek yakışır mı? Bununla kalmıyor, millete de küfrediyor. Bunlarda seviye diye bir şey yok. Kendi dar muhayyilesi ile yerlerde dolaşan edebiyle, milletin adayına, milletin adayı kavramına, aslında bizzat milletin kendisine hakaret ediyor. Eğer Ekmel de ders verecek kapasite varsa gitsin ikinci efendisi CHP Genel Müdürüne uslup dersi, edep dersi versin'' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştiren Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Matematikten çaktı, ardından kendisini geometriye verdi. Üçgenler çizmeye, üçgenlerin iç açılarını toplamaya başladı. Fakat geometriden de çaktı. Şimdilerde kendisini edebiyata, şiire vermiş. Siyasette, matematikte, geometride başarılı olamadı. Şiir yazmaya başladı. Orada da çok kötü. Şiirinde ölçü yok, kafiye yok, ruh yok, insicam yok. 10 Ağustos'tan sonra çok vakti olacak. Artık roman yazmaya, hikaye yazmaya, masal yazmaya başlar" dedi.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"MHP'nin Genel Başkanı diyor ki, 'sen bizimle nereden kardeş oluyorsun'. Ey Bahçeli, sen kardeş olarak kabul etmeyebilirsin, ayrı bir konu, ama ben MHP'nin tabanında kardeş olarak görebileceğim insanlar olduğuna inanıyorum, CHP'nin tabanında kardeş olabileceğim insanların olduğuna inanıyorum. Sen zaten bu işlerden nasibini almamış bir genel başkansın. Çünkü bu ülkenin başbakanı 3 kez, ülkenin meselelerini görüşmek için senden randevu istedi randevu vermedin, sen bu kadar insanlıktan nasibini almamış birisisin."