Ermenek’teki maden kazasında 2 madencisinin cenazesine ulaşıldı. 16 madenci hâlâ çıkartılmayı beklerken tutuklanan 5 maden yetkilisi adım adım gelen ihmali şok itiraflarla açıkladı. Maden işletmecisi Saffet Uyar, 2009’da Has Şeker Madenciliği kurarak sahada çalışmaya başladığını söyledi.

Fiyat araştırması yaptım

İlgili firmaların eski imalat haritalarını kendilerine vermediğini savunana Uyar, “Denetçiler de bana haritanın olduğunu söylemedi” dedi. Uyar, yetkililerin raporu sonucu eksiklikleri girdirmek için sondaj makinesi için fiyat araştırması yaptığını belirterek, şöyle devam etti: “Makinenin çok pahalı olması üzerine Abdullah Özbey ile görüşme yaptım. Özbey, bana Cenne İşletmesi için 'Bir tane alalım herkes kullansın' dedi. Diğer şirketlerde olduğunu bilseydim, alır kullanırdım. Çalışmalarda ocağa bir kez su geldiğini teknik personelden öğrendim, diğerinden haberim yok. Personel suyu boşaltarak çalışmaya devam etmiştir. Eski maden ocağına çalışma sırasında denk gelindiğini ve sonradan kapatıldığını görmedim, duymadım. Maden üstünde sondaj yapmıştır ancak maden içerisinde kontrol sondajı yapmamız gerektiğini bilmiyordum.”
MİGEM yetkililerince tutulan tutanak sonucu bu durumu öğrendiğini savunan Saffet Uyar, ekonomik durumu el vermediği için sondaj makinesi alamadığını bildirdi.

Araçları ücretle temin ediyorduk

Uyar, “Eski maden ocağıyla şu an çalıştığımız maden sahasını gösteren imalat haritasının çakıştırılmış ve tek bir harita haline getirilmiş şeklini almadım. Ermenek Cenne firmasında bizim talebimiz halinde araç temin edebiliyor ve karşılığını şirkete ödüyorduk. Olay öncesi ocakta suyun aktığını ya da kömürün ıslak olduğunu, kayma meydana geldiğini bu nedenle tahkimat yapılamadığını bilmiyorum” şeklinde konuştu.

‘Tattım, tatlı suydu analize göndermedim’

Maden faciasıyla ilgili tutuklanan bir diğer isim olan İşletme Müdürü Yavuz Özsoy, ocağın birçok yerinde damlayarak su geldiğini gördüğünü yalnız bunun içilebilen ve kokmayan doğal su olduğunu savundu. Bu nedenle herhangi bir sorun olduğunu düşünmedigini aktaran  Özsoy, madende mevzuat gereği 25 metreden aşağı sondaj makinesi ile çalışılmaması gerektiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:

“Ancak bu makine bizim şirkette mevcut değildi. İşe başladığımdan beri gaz olduğunu bir kere gördüm. Bir kere metan gazına rastladık. Patronla görüştüm ancak patron da dahil zor şartlarda çalıştık. Ekonomik olarak şirket ve işçiler zor durumdaydık. Bu nedenle söz konusu sondaj makinesini alamadık. Olay ihmalkarlıktan kaynak-lanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi. Savcılık tarafından  bana gösterilen çakıştırılmış harita elimde olsaydı kesinlikle işçileri bu alana sokmazdım.

5-6 ay önce taş bacadan su geldiğini söylemeleri üzerine mühendis Cemile Karaca bu sudan bir miktar alarak yanıma getirdi. Kendim tattım. Tatlı su olduğunu tespit ettim. Hiçbir şekilde analize su göndermedim. Sondaj makinesi olsa bile bu olay olacaktı çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim.”

‘Oğlum, sen katil misin diyor’

Üzüntü içerisinde olduğunu dile getiren Özsoy, “Oğlum bana ‘Baba sen katil misin’ diye soruyor. Ben katil değilim. Ruhsatı verirken imalat haritaları vermeyen ya da 5 yılda bu haritaları temin etmeyen kişiler sorumludur. 2012'de çıkarılan haritada da eski ocaklar gözükmüyordu” diye konuştu.

‘Galeriler arasında 6-7 metre yaklaşılmış’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ermenek’teki maden kazasıyla ilgili konuştu. Bakan Yıldız, “Önceki projelerle şu anki işletme projelerini üst üste örtüştürdüğümüzde, bir noktada eski galeri ile yeni galer arasında 6 ile 7 metre civarında yaklaştıklarını gördük. Bu kabul edilemez bir hatadır. Bu hataya kimler ortaksa onlar cezasını çekmelidirler. Asıl hatanın kaynaklandığı nokta orasıdır. Bu karara kimler ortak olduysa onlar suçludur” diye konuştu.

‘Oğlum uyanıktır kuru bacada bekler’

Ermenek'te kömür faciasının üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen Seyide Çolak (68), mahsur kalan oğlu Hüseyin Çolak'ın (42 ) sağ  çıkartılacağını düşünüyor. Çolak, “Oğlum kuru bacada bekler diye düşünürüm. Çocuğum uyanıktır. Madende saklandı, çıkartıverip getirecekler” dedi.

SUÇLULARI ASSINLAR

Madende mahsur bulunan işçi Mehmet Baha’nın eşi Memiş Baha, üç kişinin serbest bırakılmasına tepki gösterdi. “Suçluları assınlar” diye konuştu.