İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kandilli Rasathanesi'nin ortak çalışmasının ürünü olan Olası İstanbul Depremi Kayıp Tahmin Kitapçığı hazırladı. Her ilçeye özel rapor hazırlayan İBB, 7.5 şiddetindeki bir depremde İstanbul'un ne derece zarar göreceğini anlattı. İstanbul'da 100 binden fazla binanın zarar göreceğine işaret edilen raporda geçiçi barınma ihtiyacına değinildi. Raporda Arnavutköy'de 2 bin, Ataşehir'de 3 bin, Bağcılar'da 10 bin, Bakırköy'de 6 bin, Beyoğlu'nda 4 bin 200, Büyükçekmece'de 9 bin, Çatalca'da 2 bin, Esenler'de 5 bin, Fatih'te 15 bin, Kâğıthane'de 2 bin, Kartal'da 4 bin, Küçükçekmece'de 13 bin, Sancaktepe'de 3 bin, Silivri'de 9 bin, Sultanbeyli'de 45 bin, Tuzla'da 7 bin, Üsküdar'da 4 bin yapıda orta ve üstü hasar meydana gelmesi bekleniyor.

Arnavutköy'de 2 bin bina yıkılacak                              

Olası 7.5 şiddetindeki İstanbul depreminde 213 kişinin yaralanacağı kaydedilirken, ağır hasar görecek binaların ilçedeki yoğunluğu İmrahor bölgesinde olacak. Arnavutköy'deki binaların yüzde 76'sı (24.395 adet) betonarme iken, yüzde 21'i yığma olarak inşa edilmiştir. Arnavutköy'de 41 binanın çok ağır hasar göreceği belirtilirken, ağır hasarlı bina sayısı 243, orta hasarlı bina sayısı bin 7041 ve hafif hasarlı bina sayısı ise 4 bin 950 olarak kaydedildi. Arnavutköy Merkez, İmrahor, Yunus Emre, Boğazköy mahallelerinde çok eski binalar inşa edildiği için yıkımdan zarar görecek bölgelerin ağırlıkta olduğu kaydedildi. Olası İstanbul depreminde Arnavutköy'de kapanma ihtimali olan yollar şöyle:

Yunus Emre Mahallesi, Mustafa Kemal Paşa, Anadolu, Nenehatun, İslambey, Hicret, Atatürk, Mavigöl, Mareşal Fevzi Çakmak, Karlıbayır, Atatürk, Taşoluk,Adnan Menderes, Haraççı, Fatih, Dursunköy, Baklalı, Hadımköy, Ömerli, Deliklikaya.

Yetkililerin, siyasi partilerin, ilçe başkanlarının deprem konusu ön plana alması gerektiğini kaydeden Salih Sütlan, "Önlemler önceden alınmalı, binalardaki hasar tespit çalışmalarının bir an evvel başlaması gerekiyor. Deprem geldikten sonra konunun hiçbir önemi kalmayacak" dedi.

Rapordaki bilgilerin gerçek dışı olduğunu söyleyen Av. Bayram Kocamer, Arnavutköy'de çok eski yapıların olduğunu rakamın düşük tutulduğunu kaydetti. "Türkiye bir deprem ülkesi. Deprem öldürmez, bina öldürür. Japonya'da 8-9 büyüklüğünde depremler olduğunda can ve mal kaybı olmuyor. Öncelikle bunu  sorgulamamız gerekiyor. Belediyelerin hangi partiden olduğunun bir önemi yok, al birini vur ötekine, durum rezalet" ifadelerini kullanan Kocamer, "Arnavutköy'de açık alanlar İstanbul'un diğer ilçelerine göre daha fazla toplanma alanı bulunuyor. Fakat Marmara Denizi çevresine, İstanbul içlerine gittiğimizde toplanma alanları bulmakta zorluk yaşanıyor. 16 milyon insan yaşıyor burada,  diğer illerdeki depremlere benzemez" ifadelerini kullandı. Fay hattının aktif olduğunu belirten Av. Kocamer, gereken önlemlerin alınmadığını söyledi.

Uzaktan eğitim tüm öğrencilere ulaştı mı?

Eğitimde fırsat eşitliğinin Cumhuriyet döneminde olmadığını belirten Av. Kocamer, koronavirüs pandemisinde bu eşitsizliğin daha fazla arttığını belirterek "Yoksul olan ailelerin çocukları geçmiş zamanlarda varlıklı ailelerin çocuklarıyla yarışabiliyordu. Ancak teknolojinin gelişmesi, özel hocalar, özel eğitimlerle beraber bu çocuklar eğitimden uzak kaldı. Tablet yoksa tablet verilmeli. İnternet yoksa internet verilmeli. Siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının önemli adımlar atması gerekiyor" dedi. EBA'ya başlayan öğrencilerin direkt zoom uygulamasına yönlendirildiği için kendilerine verilen internet paketlerini kullanamadıklarını belirten Av. Bayram Kocamer, müdürlerin, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne konunun yüklenmemesi gerektiğini, bakanlığın konuya el atarak sürecin sağlıklı yürütülmesi ve öğrencilerin tamamına eğitimin ulaştırılması gerektiğini anlattı.

İzleyici soruları yanıt buldu

-Eşim doğum yapacak benim izin hakkım var mı?

Av. Kocamer: Eşi doğum yapacak kişinin beş gün ücretli izin hakkı vardır.Beş günlük ücretli izin hakkını kullanabilir.

-Pandemi ücretsiz izni işverenin kötü niyetli bir şekilde kullanılıyor. Ne yapılmalı?

Av. Kocamer: İşveren işçiyi pandemi döneminde ücretsiz izne göndererek cezalandırdığını sanıyor. Bu çok sık yaşanıyor. İşçi bu gerekçeyle iş akdini feshederse, yüzlerce işçinin çalıştığı bir işyerinde bir kişi sadece işverenle anlaşmadığı ve haklı olan işçiye ceza vermek için işten ücretsiz izne çıkarıldıysa işçi iş akdini haklı nedenle fesheder ve tazminatını alabilir. Ücretsiz izinde bu durumlar yaşanıyor. Bunun cezası verilmeli.

-8 yıldır aynı işyerinde çalışıyorum. Brüt 3650 lira maaş alıyorum. İş akdimi haklı nedenle sonlandırdım. İhbar ve kıdem tazminatı olarak ne kadar alabilirim?

Av. Kocamer: Bu durumda kendisi haklı nedenle sonlandırdığı için ihbar tazminatı alamaz. İhbar süresini işçiye tanımamış ve iş akdini sonlandırmışsa ancak o dönemde ihbar tazminatı alabilir. Kendisi haklı nedenle feshettiği için yalnızca kıdem tazminatını alır şu durumda.

-Her yıl maaşıma yüzde kaç zam yapılır?

Av. Kocamer: İşverenin her yıl maaşa zam yapma zorunluluğu yoktur. Ancak yapma zorunluluğu yok. Ülkemizde enflasyon olduğu için her sene zam yapılıyor.

-İşverenin özlük tutma zorunluluğu var mı?

Av. Kocamer: İşveren özlük dosyasını tutmalı. İşe aldığın işçinin iş sözleşmesi olmalı, izinlerinin günleri kayıt altında olmalı. Bunlar olmuyor. İşyerleri kurumsallaşamıyor.

-6 yıldır çalışıyorum. Yıllık iznimi kullanamıyorum. Ne yapmamı önerirsiniz?

Av. Kocamer: İspat yükü işverendedir. Herhangi bir belge imzalatma yok olduğu için işveren davada ispat yükü altındadır. İşçinin tanık bulmasına gerek yok.

-İşyerinde her gün 2 saat fazla mesai yapıyorduk. Patronumla tartıştık ve onu dövdüm. Tazminat alabilir miyim?

Av.Kocamer: Haklı nedenle  işçinin iş akdi feshedilmişse, kıdem tazminatını alamaz. Kullandırılmayan yıllık izinlerini alır. Yıllık izin ve kullandırılmayan izinlerinin ücretlerini alır.

-Her işyerinde avukat bulundurmanın avantajları neler?

Av. Kocamer: Avukata para vermeyeyeyim diye işverenler işlerini kendi yapmaya çalışıyor. Bunun maliyeti ağır oluyor. Bir sözleşme yapamıyor. Her bir işlemi için bir avukata başvuru yaptığında yine de ayrıca maliyetli oluyor. Avukatsız şirketin üç-beş hatası 300-500 bin liraya mal olabiliyor. Mutlaka her şirketin avukatı olmalı.

-İşveren pandemi döneminde beni çalıştırdı. Devletten de ödenek aldı. Durumu ihbar ettim. Sadece beni işten ücretsiz izne çıkardı. Ne yapmam lazım?

Av. Kocamer: Bu tabii ki yasal değil. Hem devletten ödenek alıyor. Hem de işçiyi çalıştırıyor. Aradaki farkı ödemiyor. İşçimiz davasını açsın. Kıdem tazminatını alabiliyor.

HABER - FOTOĞRAF: ALİ RIZA ÇETİN

CANLI YAYINLARIMIZI HSTV HABER SİTEMİZDEN İZLEYEBİLİRSİNİZ.

WEB ADRESİMİZ: http://www.hstv.com.tr/