Suriye’nin kuzeyinde kendi Şeriat devletini kurduktan sonra geçen kasım ayında Irak’ta Ramadi ve Felluce kentlerini işgal eden Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)  önceki gün Musul’u işgal etmiş, Irak Ordusuna ait güçler silahlarını ve üniformalarını bırak kente terk etmişti. Aynı gün 28 Türk TIR şöförünü de rehin alan örgüt militanları dün de Musul’daki Türk konsolosluğunu işgal ederek binada bulunan 49 Türk personeli rehin aldı.
Musul’un dahil olduğu Nivena eyaletinde tamamen kontrolü sağlayan IŞİD güçleri dün gece 25 bin civarında Türkmenin yaşadığı Tuzhurmatu kentini ele geçirdi. Polis ve orduya ait güçlerin geri çekilmesi üzerine kenti işgal eden İslamcı militanlar dün Sabah saatlerinde Saddam Hüseyin’in doğum yeri olan Tikrit’i ele geçirdikten sonra Irak’ın en büyük petrol yataklarının bulunduğu Bici kentine yöneldi. Buradaki tüm silah depolarına el koyan IŞİD militanları ardından günlük 330 bin varil petrol üretim kapasitesi olan 250 kişilik silahlı bir tim tarafından kontrol edilen Bici’deki rafineriye yöneldi. Yerel aşiretlerin ileri gelenleriyle rafineriyi koruyan güvenlik güçlerine ‘silahlarınızı bırakın canınızı kurtarın’ çağırısı gönderen örgüt, bu kuvvetlerin geri çekilmesi üzerine rafineriyi de ele geçidi.

Ankara direkt temasta
Erbil ve Selahaddin kentlerine de hakim olmak için harekete geçen örgütün dün öğleden sonra ise Türk hedeflerine yönelik ikinci büyük saldırısını gerçekleştirdi. Musul’un Türkiye Başkonsoluğunu 900 silahlı militanla işgal eden IŞİD, Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz dahil 49 kişiyi rehin aldı. Reuters ajansı rehin alınan Türkler arasında 3 çocuk ve çok sayıda özel harekat timi mensubu bulunduğunu açıkladı. AFP haber ajansı albay rütbeli Iraklı bir polise dayandırılan haberde, Türk konsolosluğunu basan IŞİD militanlarından birinin ‘Türk personel bizimle güvende, onları daha güvenli bir yere götürüyoruz’ dediğini aktardı. Reuters ajansı Türk konsolosluğu baskınını hemen ardından Ankara’nın personelin güvenliğini sağlamak için direkt olarak IŞİD ile irtibata geçtiğini açıkladı. Başbakanlık kaynakları, konsoloslu saldırısını doğrulayarak rehin alınan grubun sağlık durumlarının iyi olduğunu ve başkonsolosluk binasından IŞİD karargâhına götürüldüklerini söyledi.

Bomba tehdidi
Konsolosluğa girmeye çalışan IŞİD militanlarının, personelin kapıları açmaması üzerine bombalı saldırı tehdidinde bulunmasının üzerine Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın talimatı üzerine konsolosluğu korumakla görevli 1’i emniyet amiri 25 özel harekat polisi, bir haftalık mühimmatı bulunmasına rağmen çatışmaya girmeden kapıları açtı. Araçlarla içeriye giren IŞİD militanları, diplomatik personel ve koruma görevinde bulunan özel harekat polisleri dahil 49 konsolosluk personeli ve aile fertlerini bilinmeyen bir yere götürdü.

‘Karargaha götürüldüler’
Musul’un il meclisinin Türkmen üyesi Lokman Reşidiyeli El Cezire muhabiri Can Hasasu’ya yaptığı açıklamada, IŞİD üyelerinin Iraklı personele dokunmazken Türkleri alı koyduğunu ve Musul’un 17 Temmuz semtinde bulunan IŞİD karargahına götürdüğünü söyledi.
Iraklı görgü tanıklarının aktardığına göre, konsolosluğun Türk güvenlik görevlileri silah bırakmayı reddetti. Hafif silahlarıyla konsolosluğun zırhlı aracına binen görevliler, IŞİD güçlerinin ağır silahlarla donatılmış araçlarının eşliğinde IŞİD karargahına gittiler. Iraklı görevliler, daha sonra Türk personelle telefon iletişimi kuramadıklarını belirtti.
Başbakan’ın danışmanıydı
Öztürk Yılmaz, 15 Temmuz 2013 tarihinden bu yana Musul Başkonsolosu olarak görev yapıyor. Yılmaz, Musul’a atanmadan önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikayla ilgili danışman kadrosunda yer alıyordu. Yılmaz, Ardahan Lisesi ve ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olduktan sonra 1996’da girdiği Dışişleri Bakanlığında sırasıyla Balkanlar, AGİT, Ortadoğu, Orta Asya ve  Kafkasya Daireleri ile Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanlığı’nda daire başkanı olarak görev yaptı. AB Bakanı olduğu dönemde Egemen Bağış’ın da danışmanlığını üstlenen Yılmaz, Bişkek ve         Brezilya Büyükelçiliği ile         AB Daimi Temsilciliği’nde müsteşar olarak çalıştı. Yılmaz,     evli ve 3 çocuk babası olup İngilizce ve Rusça biliyor.

Musul kenti neden önemli?
637 tarihinde Müslümanların eline geçen Musul, uzun yıllar Osmanlı Devleti idaresinde kaldı. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Mondros Mütarekesi’nden sonrasında İngilizler tarafından işgal edildilen Musul, Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alıyordu.
İngiltere zengin petrol kaynaklarına olan yakınlığı sebebiyle Musul’u Türklere vermek istemiyordu. “Musul Sorunu” Lozan’da çözümlenemedi.
Türkiye ile İngiltere arasında uzun süre anlaşmazlık konusu olan Musul Sorunu, uluslararası tahkim yolu ile 1926’da yapılan Ankara Anlaşması ile sonucua bağlandı ve Musul Irak sınırları içinde kaldı.
Ankara Antlaşması’nın “Taraflar bir veya birkaç silahlı kişinin sınır bölgesinde yağma veya eşkiyalık yapmak amacıyla girişecekleri hazırlıklara, sahip oldukları bütün vasıtalarla karşı koymayı ve bunların sınırdan geçmelerine mani olmayı karşılıklı olarak taahhüt ederler” öngören 6. maddesi zaman zaman Türkiye’ye müdahale hakkı verdiği şeklinde yorumlanıyor. Turgut Özal da 1. Körfez Savaşı’nda Musul ve Kerkük’e girmek istemiş, ordu ile kriz çıkmıştı.