Gece yarısı sahur vaktinde 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yapan polislere yönelik başlatılan karşı operasyona İşçi Partisi sahip çıktı. Parti adına bugün bir basın toplantısı düzenleyen İşçi Partisi Genel Bşk. Yrd. Av. Nusret Senem, "F tipine operasyonun gerçek sahibiyiz. Bu savaş Türkiye-Gladyo Savaşı" açıklaması yaptı.

Senem, sahur vaktinde yapılan operasyonu değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Senem, basın toplantısında şunları söyledi: "F Tipi Soruşturması desteklenmeli ve doğru rotaya oturması için çalışılmalıyız. Polis içindeki F Tipi örgütün devlet aygıtından temizlenmesi Türkiye’nin yararınadır. AKP iktidarına ve onun yargı siciline bakılıp, hep böyle olacağı sanılmasın Bu süreç geri döndürülemez.

Cumhuriyet'e karşı işlenen suçların üstü örtülemez. F Tipi örgüte karşı sürdürülen soruşturma derinleşecektir. Cumhuriyet yıkıcısı ve bölücü bütün odakları kapsaması kaçınılmazdır. Bu savaş Türkiye ile ABD ve NATO’nun kurduğu GLDYO (Kontrgerila)’nun savaşıdır.."

İşçi Partisi Genel Bşk Yrd. Av. Nusret Senem, parti adına yapılan bu açıklamayla ilgili olarak Rotahaber'e konuştu.

İşte Nusret Senem'in operasyonlarla ilgili sorularımıza verdiği cevaplar:

-Dün gece polislere yönelik başlatılan operasyonu İşçi Partisi olarak sahiplendiğinizi açıkladınız. Ancak bu operasyonun hükümetin 17 Aralık'a cevap olarak tertiplediği iddia ediliyor. İşçi Partisi neden sahipleniyor?

Biz bu operasyonun sadece 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili olduğu fikrinde değiliz. Öyle bir durum yok. İki tane soruşturmadan söz ediliyor. Ayrıca çok sayıda basına da yansıdı F Tipi örgüte yönelik soruşturma yürüyor. Biz bunu bir bütün olarak değerlendiriyoruz. F Tipi örgüte karşı yani Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tertipler içinde olan, casusluk faaliyetinde bulunan örgüte karşı yürütülen bir operasyon olarak değerlendiriyoruz. Bunun hükümetle ilgili olduğu fikrinde değiliz. Devletin çeşitli kurumlarının da dahil olduğu bir operasyon olarak görmek lazım bunu. Sadece Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıyla ilgili değil. İşçi Partisi'ne karşı tertip yapıp Tayyip Erdoğan'ı ikna ettiğini Ali Fuat Yılmazer kendisi televizyonda açıklamıştı. O tertipçiler sorgulanıyor. Dolayısıyla biz o tertipler sonucu tutuklandık, iftiralar atıldı partimize, yıpratılmaya çalışıldık, şimdi bu işi fiilen yapan şahıslara yönelik operasyon olması dolayısıyla elbetteki doğru yönde yürümesi için elimizden gelen bütün çabayı göstermeliyiz.

F TİPİNE OPERSAYONUN SAHİBİYİZ

-"F tipine operasyonun gerçek sahibiyiz" ifadesi ne anlama geliyor?

Biliyorsunuz biz 45 yıldır Amerikan'ın Türkiye içinde örgütlediği kontrgerilla ile mücadele ediyoruz. Çeşitli darbeler yaptı. Bizler o darbelerde de yargılandık, hapislere girdik. Çok sayıda arkadaşımız kontrgerillacılar tarafından öldürüldü. F tipi örgüt bize göre o kontrgerilla örgütünün devamıdır. Nitekim merkezleri Amerika'da biliyorsunuz. Amerika'nın örgütlediği bir güç. Yaptıkları casusluk faaliyetinin belgelerini ABD'ye veriyorlar. Ergenekon tertibinin başlangıcında emniyetin bir sürü yetkililerinin ABD elçiliğine brifing verdiğini öğrendik. Dolayısıyla biz bu bakımdan bu operasyonu sahipleniyoruz.

F TİPİNE KARŞI AK PARTİ'YLE BİRLİKTEYİZ

-Sayın Doğu Perinçek, "AK Parti ile beraber cemaatin kökünü kazıyacağız" demişti. Sizce bu operasyon bu bağlamda mı yapılmıştır?

Cemaate yönelik operasyonu kim yaparsa yapsın cemaat Türkiye cumhuriyetine karşı tertipler içinde olan bir kuvvettir. Bir dini örgüt değil. Bir kontrgerilla örgütü. Dolayısıyla bu kuvvete karşı kim mücadele ederse onunla birlikte oluruz. Bunda hiç en ufak bir korkumuz, tereddütümüz, çekincemiz filan olmaz. Zira bunu yapmak Türkiye'nin lehine bir iştir.

-Sayın Başbakan cemaatin okulları ve yayın organları aleyhinde söylemler geliştirmişti. Okullara çocuklarınızı göndermeyin yahut yayınlarını almayın gibi... Bunlar da cemaatin kökünü kazıma eylemlerine dahil midir? İşçi Partisi buna ne diyor?

Biz cumhuriyetçiyiz. Türkiye cumhuriyetinin laik demokratik bir hukuk devleti olması için mücadele ediyoruz. Onun için tarikatlara veya cemaatlere eğitimi teslim etmeyi hiçbir şekilde doğru bulmayız. Buna hizmet eder mi Tayyip Erdoğan'ın eylemi onu bilemem. Gerçi Tayyip Erdoğan'ın kendisi de dinci. Diğer çeşitli tarikatlara dayanan, imam hatip okullarına dayanan bir eğitim sistemini savunuyor. Aralarındaki dini meselelerden kaynaklı bir sorun olabilir. Ama biz eğitimin tamamen dini esaslara dayalı olmayan laik ve bilimsel esaslara dayalı olarak yürümesini arzu ederiz. Eğer Tayyip Erdoğan buna hizmet ederse o zaman bakarız ona göre değerlendiririz.

BİZCE BU OPERASYON YETMEZ

-Cemaate yönelik operasyonun devamının geleceği söyleniyor? Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Etmesi de lazımdır bize göre. Bence Türk Silahlı Kuvvetleri içinde de gizli örgütlenmeleri var. Yargı içinde de zaten biliyorsunuz daha bir kaç gün önce Yargıtay'daki seçimleri kazandılar. İdare mahkemelerinde, Danıştay'da, Yargıtay'da her tarafta örgütlüler. Bürokrasiye de uzanacaktır. Oralara da uzanması lazım. Uzanmazsa zaten biz onu takip edeceğiz. İşçi partisi olarak biz bu operasyondan memnunuz. Ama şimdilik eksik olduğunu düşünüyoruz. Başlamış olması bile başlı başına olumlu bir durumdur. Belki o zaman Erdoğan bizlere karşı işlediği suçları hafifletmiş olur.


-Yani Sayın Başbakan kendini affettirmiş mi olacak?

Yaptıklarını gördükten sonra buna millet karar verecek.

BAŞBAKAN ERDOĞAN BİZDEN ÖZÜR DİLESİN

-Sayın Doğu Perinçek Ergenekon davasından dolayı ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmıştı. Sayın Erdoğan da bu davanın savcısıyım diyordu. Ancak Ergenekon sanıkları tahliye olunca sayın Erdoğan, "Teşekkür beklemiyoruz" dedi. İşçi Partisi teşekkür ediyor mu Ak Parti'ye?

Erdoğan'ın davanın savcısı olduğundan vazgeçtiğini henüz duyamadık. Bizi altı yıl yatırdıklarına teşekkür mü etseydik yani. O özür dilesin. O özür dilesin bize yaptığı tertiplerden dolayı. Onun özür dilemesi lazım önce. Eğer yanlış yaptıysa çıksın milletin önünde bizden özür dilesin.

AK PARTİ DE CEMAAT DE TEHLİKELİ

-Siz Ak Parti'ye de eleştiri getiriyorsunuz? Sizce hangisi daha tehlikeli AK Parti mi, cemaat mi?

(Gülerek...) Şimdi bu tabii çok provokatif bir soru. Şöyle söyleyim. İkisi de cumhuriyet yıkıcısı. Türkiye cumhuriyetinin bugün bölünme sürecine gelmesine, bölge ülkeleriyle düşman haline gelmesine yol açtı. O bakımdan aralarında fazla bir tercih yapamıyorum.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İşçi Partisi'nin tavrı ne olacak?

Her üç aday da partimizin adayı değildir. Cumhuriyetin de adayları değildir. 2 Ağustos'ta merkez organları toplanacak ve son yapılan tartışmaların ışığında bir karar verip kamuoyuna açıklayacağız. Ağırlık her üç adaya da destek vermemek yönünde...