CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına soru önergesi verdi.

CHP'li Tanrıkulu bu bağlamda Davutoğlu'na şu soruları yöneltti:

- Anayasa değişiklikleri ve tamamen AKP Hükümetinin iradesi ile yapılan yasa çalışmaları ile oluşturulan bugünkü HSYK seçimleri süreci içerisinde 'maç başladıktan sonra kural değiştirmek' hangi etik ilkelere uygundur?

- Sandıkta kazanırsak sonuçlara saygılıyız, kazanamazsak seçimi gayri meşru sayarız" sözü demokrasi ile bağdaşmakta mıdır?

- Yaklaşık 14.000 civarındaki adli ve idari yargıdaki Hakim ve Savcıların yarısına yakını AKP Hükümetleri döneminde Adalet Bakanlığı bünyesinde bürokratlardan oluşturulan mülakat kurulu tarafından mesleğe alındığı düşünülürse, AKP Hükümeti tarafından atananların seçiminin gayri meşru görülmesinin sebebi nedir?

- Hakim ve Savcılara vaat edilen zammın, seçimlerden Yargıda Birlik Platformu (YBP) galip çıkmazsa verilmeyeceği iddiaları doğru mudur?

- İddialar doğruysa, bu durum, kamu kaynaklarının seçim rüşveti olarak manipülasyon amacıyla kullanıldığı anlamına gelmez mi?

- HSYK Seçimlerinde, Yargıda Birlik Platformu (YBP) dışında, gerek YARSAV adaylarına gerek bağımsız adaylara vazgeçmeleri ve seçime girmemeleri yönünde menfaat ve makam teklifi ile baskı, tehdit yöntemlerinin kullanıldığı iddiaları doğru mudur?

- İddialar doğru ise, bu kapsamda önce aday olan sonra vazgeçen HSYK adaylarına bu yönde bir uygulama yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme başlatılacak mıdır?

- HSYK’nın çalışamaması durumunda, 2015 Genel Seçimleri sonrasına kadar atama ve terfi bekleyen, izin kullanacak olan Hakim ve Savcıların akıbeti ne olacaktır? Adliyelerin akıbeti ne olacaktır? HSYK’nın çalışamaz ve işlemez hale gelmesi anayasa suçu olmayacak mıdır?

- Ayrıca HSYK için Cumhurbaşkanı tarafından atanacak 4 üye ve Adalet Akademisi Genel Kurulu tarafından seçilecek 1 üye arasında da farklı kesimlere hitap eden kişilere yer verilecek midir?

- Cumhurbaşkanı tarafından atanacak 4 üyenin ve Adalet Akademisi Genel Kurulu tarafından seçilecek 1 üyenin aynı görüşten olan kişiler arasından belirleneceği iddiası doğru mudur?