Konya’dan Isparta’ya günlüğü 35 liraya elma toplamaya giden 3midibüs işçi, jandarma kontrol noktasını geçince tek araca dolduruldu. Aşırı yükten bir süre sonra freni patladı. 46 yolcu etrafa savruldu. Şoför ve 16 işçi hayatını kaybetti. Harçlık için okula gitmeyen lise öğrencisi Veli
Can Çelik de öldü. Yaralanmayan tek yolcu dedesinin üzerine kapanıp koruduğu 4,5 yaşındaki Nebi Ürkmez oldu. Şoföre bir hafta önce aşırı yük yüzünden 5 bin lira ceza kesildiği öğrenildi.

Çaresiz bekleyişte 4'üncü gün 

Ermenek'teki facia 4'üncü günü geride bıraktı. Çalışmalar sürerken faciadan son anda kurtulan Mesut Öner yaşadığı dehşeti anlattı. “Arkamdan çok şiddetli su geliyordu. 350 metre koşup, bin 100 basamak merdiven çıkarak kurtulabildim” diye konuştu. Kayıp işçilerden Ömer Cansu'nun ağabeyi “Yevmiyesi 32 liraydı. Hastalanınca yevmiyesini kesiyorlardı” dedi. İlhan Selçuk da 3 aydır maaş alamadıkları için o gün işe gitmediğini belirtti. Toprak altındaki iki kuzenini ikna edemediğini söyledi.

DAYIBAŞI KATLİAMI

Türkiye dün sabah da acı bir haberle güne başladı. Isparta’da tarım işçilerini taşıyan midibüs şarampole devrildi. 17 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. Katliam gibi kazanın işçi organizatörü ‘dayıbaşı’nın 24 kişilik midibüsle 46 yolcu taşıması sebep gösterildi.

İhmaller zinciri yüzünden sürekli yaşanan can kayıplarına bir yenisini daha eklendi. Konya’dan Isparta’ya işçileri taşıyan midibüsün freni patladı. Şarampole devrilen midibüs kapasitesinin 2 katı yolcu taşıdığı için kaza faciaya dönüştü. Çoğunluğu kadın 17 kişi öldü, 29 kişi de yaralandı.

GÖZ GÖRE GÖRE KAZA

Tarım işçileri, Konya’nın Akşehir ilçesinden, Isparta’nın Gelendost ilçesine gitmek için yola çıktı. 24 kişi kapasiteli midibüste ‘dayıbaşı’nın para hırsı yüzünden 46 kişi vardı. Metin Arslanalp’in (47) kullandığı 42 D 0881 plakalı midibüs, Yalvaç’a bağlı Bağkonak Köyü’ne 2 km kala rampa
çıktıktan sonra inerken aşırı ağırlık nedeniyle freni patladı.

100 METRE SÜRÜKLENDİ

 Kontrolden çıkan midibüs, yan yatarak 100 metre sürüklendi ve şarampole devrildi. Kazada midibüsteki 46 kişiden, sürücü Arslanalp ve çoğunluğu kadın 17 işçi yaşamını yitirdi. Çoğu ağır 29 işçi yaralandı. Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı da kazayla ilgili soruşturma başlattı.
Isparta’dan gelen bir ekip 1999 model midibüsle ilgili incelemeler yaptı. Kaza yapan midibüsün kapasitesinin üzerinde yolcu nedeniyle bin 200 kilogram fazla ağırlık tespit edildi. Aracın freninin patlamasına aşırı yolcu almasının neden olduğunu belirlendi.

Yevmiyeleri 35 lira

Elma bahçesinde çalışan işçilere, bahçe sahibinin kişi başı 50-55 lira ödediği, bu paranın 20-25 lirasının işçileri bulan ‘dayıbaşı’ adlı organizatör ile ulaşım için kesildiği belirtildi. Böylece işçilerin eline günlük 30-35 lira geçtiği öğrenildi.

Nebi’yi dedesi kurtardı

Kazadan yara almadan kurtulan Nebi Ürkmez’i (4,5) araç yoldan çıkınca dedesinin kollarının arasına alarak koruduğu öğrenildi. Evde yalnız kalamadığı için Nebi’yi yanında götüren annesi ve dedesi kazada yaralandı.

Gitme anam dedim, gitti

Morgda cenazesini teşhis eden bir kadın, “Olmaz olsun fakirlik. Nasıl dayanayım bu acıya, ciğerim yanıyor” diye feryat etti. Yakınını kaybeden başka bir kadının, “Gitme anam dedim. Çalışma dedim. Yine gitti. Ölüme gitmiş” sözleri yürekleri burktu.

Okul harçlığı için oradaydı

Kazada hayatını kaybeden Veli Can Çelik'in (15) ise Endüstri Meslek Lisesi 1'inci sınıf öğrencisi olduğu ortaya çıktı. Çelik'in okul harçlığını çıkarmak için dün okula gitmeyip kazada yaralanan annesinin yanında çalışmaya gittiği öne sürüldü.

Kazada ölenlerin isimleri

Sürücü Metin
Arslanalp (47)
Havva Caran (20)
Arife Aktaş (33)
Ceylan Aksoy (19)
Reyhan Caran (44)
Veli Can Çelik (13)
Gülseren Yayla (49)
Mahsude Ünsal (57)
Havva Yiğit (58)
Ayşegül Karataş (36)
Mihri Kale (36)
Ayşe Kale (33)
Şerife Aksoy (58)
Muazzez Balık (62)
Elmas Çelik (59)
Emel Arslanalp (24)
Buket Keskin (26)

NEFES NEFESE ÖLÜMDEN KAÇTI

Karaman’ın Ermenek ilçesindeki kömür madenindeki facia 4.ncü gününü geride bıraktı. Madende mahsur kalan 18 işçiden hâlâ haber alınamadı. Madenden son anda kurtulan işçiler yaşadıkları o anların korkusunu hâlâ atlatamadı. Faciadan son anda kurtulan işçilerden 22 yaşındaki Mesut Öner'in hayatta kalmak için verdiği mücadelenin anlatımı tüyler ürpertti.

VAGONLARIN SESİNİ DUYDUM

Madenci Mesut Öner, faciayı fark etmesiyle 3-4 kişinin daha madende mahsur kalmasının önüne geçti. Evden getirdiği tostu 10 dakikada yedikten sonra yukarıdan sulu kömür gelmeye başladığını fark ettiğini belirten Öner, o anları şu sözlerle anlattı: Yaşam ile ölüm arasında gidip geldim. Dumandan etkilenmeme rağmen suyun içinde 350 metre koşup, bin 100 basamak merdiven çıktım. Nefes alamamaya başlamış, adım atacak halim kalmamış, artık yaşam ümidimi kesmiştim.  Ancak gördüğüm ışık umudum oldu. Suyun şiddetinden vagonların çarpışma sesini duydum. Koştukça arkamdan da su geldiği için geriye dönüp bakamadım bile. İçeride kalan arkadaşlarımıza haber veremedik diye kendimi kötü hissediyorum. Bir yandan suçlu hissediyorum.”

PARA BİRİKTİRİYORDU

Ocakta mahsur kalan işçilerden İsa Gözbaşı’nın evlenmek için madende çalışarak para biriktirdiği ortaya çıktı.

32 lira yevmiye ayakta yemek

Ocakta mahsur kalan işçilerden 23 yaşındaki Ömer Cansu'nun ağabeyi Abdurrahman Cansu, kardeşinin yemeği dahi ayakta yediğini söyledi. Cansu, “Kardeşimin günlük yevmiyesi 32 liraya denk geliyordu. Hastalandığında birkaç gün işe gidemediğinde yevmiyesini kesiyorlardı” dedi.

Kuzenlerini ikna edemedi

Arkadaşlarıyla aynı vardiyada olan Selçuk, 4 yıl çalıştığı ocağa "Gitmeyeceğim" dedi ve faciadan kurtuldu. Selçuk, göçük altında kalan kuzenleri İsa Gözbaşı ile Hüsnü Çolak'ı gitmemeleri için ikna edemedi. Selçuk, "Ocak bir süredir kapalıydı. Kredi kartıyla geçimimi sağladım” dedi.

EVLATLIK ALDI MADENE VERDİ

Elleriyle toprağı kazmaya çalışan Nazmiye annenin hikayesi gözleri yaşarttı. Yıllar önce geçirdiği apandis ameliyatında rahmi alınan Nazmiye Gözbaşı, evlat hasretini dindirmek için 2 yaşındaki yeğeni İsa'yı evlâtlık aldı. İsa'yı zaman kaybettirmeden nüfusuna kaydettirdiğini anlatan Gözbaşı, canparem dediği oğluna bir tokat dahi atmadığını söyledi.

GİTMESİNİ HİÇ İSTEMEDİM

Kendilerinden uzaklaşmasın diye İsa'yı okutmadıklarını söyleyen Gözbaşı, ocağa göndermek istemediğini dile getirdi. Gözbaşı, “Bizden kopmasın diye okutmadık yalnız kalmak istemedik. Ocağa gitmesini hiç istemedim. Elimden gelse toprağı kazar suyu çıkartırım" dedi.

Recep Baba dipte kaldı

Maden ocağının şefi Zonguldaklı Recep Çiloğlu’nun hikayesi de diğer işçilerden farksızdı. 50 yıllık madenci, 2.5 yıl önce Has Şekerler Ocağı’nda çalışmaya başladı. Ocak çökeli tam 4 gün oldu ve Çiloğlu ile diğer 17 işçiye hâlâ ulaşılamadı. İşçiler ona ‘Baba’ diye hitap ediyordu. ‘İşçilerin Babası’ Çiloğlu göçük esnasında yine çalışma arkadaşlarını denetliyordu. “Buyur Recep Baba yemek yiyelim” tekliflerine aldırış etmeden madenin en alt kısmında bulunan işçileri göreceğim, diye yoluna devam etti. Kaza meydana gelince ocağın da en derin noktasında kaldı. Çiloğlu’nun son sözleri, “Artık güneşle aramız açıldı” oldu.