İdris Bal, Meclis’e verdiği soru önergesinde İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde; Kozmik Çalışma Grubu (KÇG) adıyla illegal bir yapı oluşturulduğu iddiasının doğru olup olmadığını sormuştu.

Bal, “Devlet yönetiminde şeffaflık olmalı, hesap verebilirlik olmalı, yargı bağımsızlığı olmalı, devlet yönetiminde suç olmadan, kumpas kurma bağlamında delil uydurma bağlamında kozmik oda gibi yapılar asla kurulmamalı. Bir devlet kendi haline yönelik böyle böylesine zaten anayasada bile suç haline getirilen fişleme benzeri çalışmalar içerisine girmez.” diye konuştu.

Geçmişte de Batı Çalışma Grubu’nun benzer faaliyetler içine girdiğini hatırlatan Bal, “Geçmişte de biz yaşadık. Batı Çalışma Grubu vardı. Darbelerde yaşadık. Bunu en fazla eleştiren darbeler üzerinden seçim kampanyası yapan oy isteyen bir partinin aynı şekilde aynı yöntemleri kullanarak halkına yönelik halkının bir kesimine yönelik kutuplaştırıcı dışlayıcı onları yok etmeye yönelik çalışmalar yapması demokratik bir ülkede kabul edilemez. Demokrasi ile ucundan yakınından alakası yoktur. Bunlar demokratik değerleri karşılarına alıyorlar. Devlet kurumlarını devletin polisini MİT’ini belli kesim kendi heveslerine göre kendi hesaplarına göre keyfi kullanıyorlar. 28 Şubat sürecinde benzeri çalışmalar yapılmıştı. Benzeri adlarla halktı fişlemeye dair onların özgürlüklerini kısıtlayıcı özel hayatlarına girici onları belli gruplar içinde toplayan belli faaliyetleri yapan planlayan yapılar vardı. Yıllarca mağduriyeti oynayan partisinin kapatılma riski olan bu iktidar insanlara eziyet etmeye başladı.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu yapının emniyet içinde hiyerarşiye uymayan bir yapı olduğunu belirten Bal, “Böyle bir yapı emniyet içinde de o hiyerarşiye uymayan astlık üstlük ilişkisine uymayan devlet geleneğine uymayan bir yapı var. Amiri bile olsa onları bile fişleyen özel bir yapı kuruluyor. Yapısını devlet geleneğine uymuyor. Devletin milletin hesabına, istihbarat toplama değil tam tersine iktidarın isteğine, hevesine, keyfi düşüncelerine, subjektif değerlendirmelerine göre belli kesimlere yönelik bilgi topluyor. Bu tip şeyler suni delil oluşturmaktan birçok alana kadar kullanılabilir. İşin içine keyfilik girerse bu her türlü olumsuz şekilde kullanılabilir. Seçim vaadi olarak belli kesimin inlerine girmek su bile vermemek yönünde iddialar olmuştu.” şeklinde konuştu.

Toplumun her zaman darbecilere soğuk davrandığını anlatan Bal, “Darbecileri eleştirdiğiniz zaman toplum sizi desteklemiştir. Bu iktidar 28 Şubat’ı diline dolayarak iktidara gelmiştir. 12 Eylül’ü diğer darbeleri diline dolayarak iktidara gelmiştir. Ergenekon-Balyoz davaları ile ilgili hukukun üstünlüğü vurgusu yapılarak beylik sözlerle iktidara gelmiştir. Batı Çalışma Grubu’nu diline dolayarak iktidara gelmiştir. Geldiği noktada şu ortaya çıkıyor, bunlar konjonktürel olarak söylenmiş. 28 Şubat’ta nasıl halkın üzerine baskı yapıldıysa bugün de aynısı yapılıyor. Bir taraftan devlet kurumlarına baskı yapılarak DNA’sı ile oynanıyor; bir taraftan toplum dizayn edilmeye çalışılıyor. İş adamı ile medyası ile cemaatleri ile dizayn edilmeye çalışılıyor. Önce kafalarına göre bir düşman ilan ettiler; ondan sonra da yapılan çalışmalarla biat etmeyen kesimler cezalandırılıyor. Yapılan doğru değildir. Yargı bağımsızlığı ortadan kalkıyor. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor. Medyanın üzerinde baskı var.” şeklinde konuştu.