Çözüm süreci kapsamında önemli rol oynayan Akil İnsanlar Heyeti üyeleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 19 Ekim Pazar günü saat 12.00'de Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirecekleri toplantıda, süreçte gelinen noktayı değerlendirecek.
Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Başbakan Davutoğlu ile akil insanların yapacağı toplantının çok önemli olduğunu ifade ederek, "Toplantının zamanlaması çok önemli. Çünkü bizim yaptığımız görüşmelerin ve toplantıların üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Aradan geçen zaman içerisinde Türkiye'nin bu konuda çok büyük kazanımları oldu" dedi.

Özellikle IŞİD bahanesiyle gerçekleştirilen gösterilerin çeşitli tartışmalara neden olduğunu belirten Hakyemez, bu olaylar nedeniyle, 'acaba süreç sona mı eriyor' şeklinde soruların sorulmaya başlandığını kaydetti.

Hakyemez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çözüm süreciyle ilgili kararlı tavırlarının çok önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakan Davutoğlu, çözüm sürecinin hep arkasında durdular. Onun için Sayın Başbakan ile akil insanların yapacağı toplantı da büyük önem taşıyor. Sayın Başbakan Davutoğlu ile yapılacak olan toplantıda, çözüm sürecinde gelinen aşama değerlendirilecektir. Toplantıda sürecin gidişatı ve gelen tepkiler de ele alınacaktır. Geleceğe yönelik neler yapılması gerektiği de toplantıda görüşülecektir."

Yusuf Şevki Hakyemez, IŞİD bahasenisye yaşanan olayların çözüm sürecini sabote etmek, engellemek isteyenlerin ekmeğine yağ sürdüğünü de vurguladı.

BERİL DEDEOĞLU

İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkan Vekili Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun pazar günü heyet üyeleriyle yapacağı toplantıya davet edildiğini ancak görüşmenin içeriğiyle alakalı herhangi bir bilgi verilmediğini söyledi.

Dedeoğlu, toplantının içeriğini kendilerinin de basından takip ettiğini ifade ederek, şöyle konuştui:

"Akil meselesinin tekrar gündeme getirilmesinden anladığım kadarıyla farklı kesimler arasında yeni bir diyalog zemini aranıyor. Sadece ülke içindeki farklı kesimler değil, bir takım siyasi ve sosyolojik etki yaratan farklı kesimler arasında çözüm sürecini de hızlandıracak, aynı zamanda sınırların dışında da yeni pozisyonlara işaret edecek bir çaba var. Bu süreç anladığım kadarıyla diyaloglar yoluyla sürdürülecek. Buna yönelik girişimlerin başladığı bir dönem olarak görünüyor."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay'ın da "Çözüm süreci genişleyecek" sözünü hatırlatan Dedeoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu genişlemeden kastedilenin Irak veya Suriyeli Kürtleri belki yurt dışı bağlarının bu kapsamda düşünüldüğünü tahmin ediyorum. Akiller düzeyinde böyle bir genişlemeye ihtiyaç var mı emin değilim. Ancak devletin böyle bir diyalog kapısını açmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yani görünür bir diyaloğun açılması lazım."

AVNİ ÖZGÜREL

Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel, heyet üyelerinin, Başbakan Davutoğlu ile çözüm süreciyle ilgili görüşmek üzere pazar günü Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne davet edildiğini anımsattı.

Çözüm sürecini değerlendiren Özgürel, başladığı günden bu yana muhtelif vesilelerle test edilen sürecin, hepsinden güçlenerek çıktığını ve çözüm iradesinin galip geldiğini vurguladı.

"TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK ZAMANI YOK"

Devletin de hatalarının bulunduğunu ileri sürdüğü süreçte, örgüte yakın halkalarda hatalar, sapmalar, kontrol dışı çıkışlar meydana geldiğini ifade eden Özgürel, şöyle konuştu:

"Son olaylar, süreci test eden olaylar arasında şimdiye kadar yaşananların en sertiydi. Şehitlerimiz, can kayıplarımız var. Bunlar, artık sabrın kaçmak üzere olduğunun işareti. Ayrıca zaman uzadıkça, devlet ve Kürt halkının çözümden beklentileri arasındaki makas açılıyor. Dün tatminkar olabilecek çizgi, bugün için belki yeterince tatmin edici olmayabilir. Türkiye'nin kaybedecek zamanı yok. Bu noktada fazla zaman kaybetmeden artık Türkiye, çözüm üretmek ve bunun için nihai bazı hedefler işaret etmek zorunda. Bunların illa şu an için yapılması gerekmiyor. Bazı şeyler anayasa değişikliğine tabi. Niyet açıklamasıyla bu sorunu aşabiliriz. Sadece Kürtler değil, Türklerin de endişelerinin ortadan kalkması lazım."

"YILBAŞINA KADAR ÖNEMLİ SOMUT GELİŞMELER OLABİLİR"

Avni Özgürel, hükümet kesiminin açıklamalarında, yılbaşına kadar önemli somut gelişmelerin olacağına dair işaretler gördüğünü dile getirerek, şunları ifade etti:

"Bu konuda Kandil, özellikle de İmralı ile mutabakata varıldığını düşünüyorum. İmralı'da tek kişi var, orada düz çizgi üzerinde olmak mümkün ama bu, Kandil'de mümkün değil. Yönetim katındaki karar verici noktadaki a kişisi ile mutabakatınız olabilir ama b kişisi, bakıyorsunuz, (Çatışmasızlık dönemi bitmiştir) diyor. Ayrıca bunların bir beyanına bakıp da sürekli (Çözüm sürecinden iş çıkmaz, süreç bitti, Kürtler kandırılıyor) gibi haber taşıyan heveskar, sureti haktan gözüküp habercilik dışında gayret veya kaygı taşımadığı izlenimi veren ama gerçekte provokasyon, kışkırtıcılık dışında işlevleri olmayan gazeteci kılığında birtakım tipler de var. Türkiye'nin bunlara da zemin kaptırmaması gerekiyor. Bunun için elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Artık Türkiye'de insanlar çözüm istiyor ve bir an evvel istiyor."

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada olanların da sürecin çabuklaştırılması gerektiğine işaret ettiğini anlatan Özgürel, "Dünün şartları ile bugünün şartları aynı değil. Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada olanlar belli. ABD, terör örgütü olarak baktığı PKK'yı, artık IŞİD ile mücadelede silahlı örgüt olarak görebiliyor, PYD ile masaya oturabiliyor" diye konuştu.

"DAVUTOĞLU SANIYORUM GÖRÜŞLERİMİZİ ALACAK"

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Başkanvekili Levent Korkut, heyetin, Başbakan Davutoğlu'nun daveti üzerine, 19 Ekim Pazar günü saat 12.00'de Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde toplanacağını belirtti.

Toplantıda, gündemdeki son gelişmelerin ve çözüm sürecinin ele alınacağını belirten Korkut, "Başbakan Ahmet Davutoğlu, sanıyorum görüşlerimizi alacak. İleriye yönelik ne yapılması gerektiği yönünde bir toplantı olacak. Davutoğlu, hükümeti kurduktan sonra heyetin toplanması konusunu dillendirmişti. Ancak gündemin çok yoğun olması, Suriye meselesi gibi konular nedeniyle biraz gecikti" dedi.

"MİSYONUNU TAMAMLADI"

Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, Akil İnsanlar Heyeti'nin, bu aşamaya gelen çözüm sürecine katkı vereceğini düşünmediğini söyledi. Heyetin 1,5 yıl önce önemli bir misyon yüklendiği ve bunu tamamladığı kanaatinde olduğunu belirten Arıboğan, şu görüşleri dile getirdi:

"Gelinen bu noktada süreç halk nezdinde kabul gördüğünden, yeniden akillerin bir işlev göreceğine inanmıyorum. Başbakan Davutoğlu, daha önce hazırladığımız raporlarla ilgili bilgi istiyor olabilir. Artık devlet kurumlarıyla çözüm sürecini zaten sürdürüyor, akil insanlara gerek yok. Toplum akil davranmalı artık, bu önem taşıyor. Toplumun tahriklere, provokasyonlara karşı davranması gerekiyor. Akillerin misyonunu tamamladığını düşünüyorum. Bu düşüncemi, 'bir daha akil insanların aktif olmaması' kanaatimi,Başbakan ile de paylaşacağım."

"GÖREV OLURSA YAPMAYA HAZIRIM"

Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Mustafa Armağan, kendisine Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi'nde yapılacak toplantıya katılma yönünde bir davet yapıldığını belirterek, "Başbakan, Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle tanışmak istiyor" denildiğini anlattı.

Heyetin iki aylık dönemde kardeş kanı akmasın, anneler ağlamasın, bir evlat daha toprağa düşmesin diye yoğun şekilde çalıştığını, baskılara göğüs gerdiğini ifade eden Armağan, çalışmaların kısmen olumlu sonuçlar verdiğini söyledi.

Armağan, "Yeni bir görev tevdi edilecek mi bilgi verilmedi, bekliyoruz. Üzerimize düşen görev olursa yine yapmaya hazırım ama bu konuda toplantıdan sonra konuşabilirim" diye konuştu.

Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Yücel Sayman, toplantıda, Başbakan Davutoğlu'nun çözüm süreci kapsamında bilgilendirme yapacağını aktardı.

Kendilerine davet geldiğini ifade eden Sayman, "Pazar günü Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde tanışma, görüşme toplantısı olacak. Çözüm süreci ile ilgili bilgilendirme yapılacağı ifade edildi" şeklinde bilgi verdi.

"SÜRECİN DEVAMINDAN UMUTLUYUM"

Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Ayhan Oğan, toplantıda, son gelişmeler çerçevesinde sürecin değerlendirileceğini belirtti.

Çözüm sürecinin herhangi bir etkiyle provokasyonla durdurulacak pozisyonu geçtiğini kaydeden Oğan, "Süreç, bölge halkında kabul görmüştür. Taraflardan bölge üzerinde etkinliği olan örgüt 'çekiliyorum' dese de halk bu süreci durduracak gibi görünmüyor. Sürecin devamından umutluyum. Türkiye 100 yıl sonra yakaladığı bu fırsatı değerlendirerek, Kürtlerle 'tehdit' ilişkisinden 'müttefik' ilişkisine geçmelidir" ifadelerini kullandı.

"BU İNSANLAR FEDAKARLIK YAPMAYA HAZIRLAR"

Akdeniz Bölgesi Grubu Üyesi Nihal Bengisu Karaca, bu sivil dinamiğin devreye sokularak çözüm sürecinin amaca ulaşmasının sağlanmasını temenni etti.

Toplantının da bu amaçla yapıldığını belirten Karaca, şunları kaydetti:

"Bu insanlar aynı fikirlere sahip değiller, ancak sürecin devamı için yapılabilecek bir tek şey varsa, ne yapılması gerekiyorsa, fedakarlık yapmaya hazırlar. Ülkemizde kalıcı bir barışın sağlanması, devreye sivil bir unsurun girmesiyle olacaksa biz bu katkıyı sunmaya hazırız. Kalıcı bir barış için bir ihtimal kalmışsa eğer ve bu, akil insanların yeniden toplanması ve çalışma yapması ise bu heyette olanlar fedakarlık yapacaktır. Eğer öyle bir ihtimal kalmış ise..."

"FAYDALI OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Ali Bayramoğlu, toplantıya katılacağını belirterek, daha önce göreve çağırılan insanların bu kez bu gerginlik ortamında da görev üstlenebileceğini kaydetti.

Bayramoğlu, "Yaptığımız basın açıklamasının ardından böyle bir toplantı düşünüldü sanıyorum. Ben kişisel olarak faydası olabileceğini düşünüyorum. Çünkü taraflar arasında hala güvensizlik var. Kamuoyu noktasında ve taraflar arasında güvensizlik var. Bu güvensiz ortamın giderilmesi için akiller devreye girerek, bu işlevi yerine getirebilirler" dedi.

CAN PAKER

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çözüm sürecinin olumlu bir şekilde sonuçlanması için verilecek her türlü göreve hazır olduklarını söyledi.

Geçen hafta meydana gelen olayların ardından heyetteki bazı kişilerle bir araya geldiklerini belirten Paker, "Kendimizi sorumlu hissettiğimiz için bu toplantıyı gerçekleştirdik. Anadolu'da dolaşırken topluma barışın önemini ve gerekliliğini anlattık. Bu ziyaretlerimizde toplum bize sürecin izlenmesi görevini verdi. Biz de bunu sorumluluk olarak gördük" dedi.

Paker, akil insanlar olarak çözüm sürecinde toplumun temsilcisi olarak yer aldıklarını dile getirdi.

"Bu süreçte her türlü göreve hazırız" diyen Paker, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu süreçte yer alan bütün siyasi aktörlerle temas etmeye, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmaya ve toplumun isteklerini onlara aktarmaya hazırız. Başka bir siyasi aktör olan Abdullah Öcalan dahil tüm siyasi aktörlerle görüşebiliriz.

Çözümün sağlanabilmesi için tüm aktörlerin bir paydada toplanması gerekiyor. Bizler de toplumdan aldığımız görüşler doğrultusunda sürece fayda sağlamaya çalışıyoruz. Bu süreçte toplumun temsilcisi olarak katkıda bulunmak istiyoruz."

YILMAZ ENSAROĞLU

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Yılmaz Ensaroğlu da hükümetin ülkenin farklı yerlerinde yaşayan ve çalışan, farklı siyasi, felsefi ve dini eğilimleri olan, böylesine çeşitlilik arz eden bir grupla biraraya gelip konuşmasının önemli ve anlamlı olduğunu söyledi.

Akil İnsanlar Heyetinde yer alanlarla bir araya gelinmesinin hükümetin farklı seslere kulak vermesi ve onlarla bu konuyu son gelişmeler ışığında değerlendirmesi demek olduğunu anlatan Ensaroğlu, Akil İnsanlar Heyetinde yer alanların az 3 ay boyunca ülkenin değişik yerlerine gittiğini ve toplumla doğrudan sorunu konuşup tartıştığını, toplumun nabzını tuttuğunu belirtti.

"Ondan sonra bu üstümüze bir damga gibi adeta yapıştı kaldı. Herkes bir kriz çıktığı anda 'akil insanlar nerede' diye soruyordu. Bu nedenle arkadaşlarımız kendi aralarında bir araya gelerek gördükleri toplumsal baskı nedeniyle girişimlerde bulunmayı düşünüp harekete geçiyorlardı" diyen Ensaroğlu, hükümetin doğrudan görüşmesinin son derece olumlu olduğunu vurguladı.

Toplantının sürece olumlu katkı sağlamasını umduğunu dile getiren Ensaroğlu, çözüm sürecinin masadan hiç kalkmadığını, hükümetin ve Kürt siyasi aktörlerin hep masasında olduğunu anlattı.

"Ama tüm olan biten gösteriyor ki bu sürecin daha sıkı, yüksek bir motivasyonla büyütülmesi ve yürütülmesi gerekiyor. Taraflar arasında sürece dahil edilmesi gerekenlerin kişi ve kuruluşlarla iletişimin daha yoğun olması lazım" diyen Ensaroğlu, çözüm sürecinde en büyük problemin güven eksikliği olduğunu söyledi.

"TARAFLARIN KARŞILIKLI BİRBİRİNİ SUÇLAMASI BİZİ BİR YERE GÖTÜRMÜYOR"

Güven eksikliğinin son olayların daha da kötü bir biçimde derinleştirdiğini ifade eden Ensaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunun bir an önce sarılması gerekiyor. Gençlerin çıkıp kendi hegemonyalarını kurup, egemenlik göstergesi olan işlere işlemlere başvurması, son olaylar üzerine hükümetin güvenlik tedbirlerini artırmak için düzenlemelere girişmesi aslında olumsuz rahatsız edici gelişmeler. Son olaylar üzerine kimsenin bunlara karşı çıkacak mecali yok adeta. Oysa bu düzenlemeler özgürlüklerimizin biraz daha kısıtlanmasına yol açabilir. Hükümetin güvenlik tedbirlerini alırken, kamu güvenliğini sağlayacağım derken insan hakları ve demokrasi açısından bizi geriye götürecek düzenlemelere girmekten uzak durması lazım. Bu güvenlikçi güvenlik önlemleri alırken özgürlük ve çözüm sürecine ilişkin duyarlılığı sürdürmesi gerekiyor. Herkesin bir kere karşı tarafın yerine kendisini koyarak 'biz nerede yanlış yaptık, bundan sonra ne yapmalıyız' diye sürekli sorması gerekiyor. Yoksa tarafların karşılıklı birbirini suçlaması bizi bir yere götürmüyor."

KEZBAN HATEMİ

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkan Vekili Kezban Hatemi ise pazar günü yapacakları görüşmenin içeriğinin çözüm süreci olduğunu belirterek, bundan sonra çözüm ve barışın devamının sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Sekteye uğratmak, engelleme gibi girişimlerin olacağını, bunun işin tabiatında bulunduğunu anlatan Hatemi, örneklerinin de yaşandığını, İrlanda'da çok kez barışı engellemek ve barışa sekte vurmak için bu tip olayların yaşandığını anımsattı.

Önemli olanın süreci diyalog yöntemiyle sürdürebilmek olduğunu dikkati çeken Hatemi, şöyle devam etti:

"Yörenin kanaat önderleriyle bu olayı sakin ve soğukkanlı tutmak lazım. Hafta sonu Diyarbakır'daydım. HÜDA PAR ve HDP yetkilileri ile görüştüm. Yörenin kanaat önderleriyle toplantılarda biraraya geldim. Yörenin kanaat önderleri de devrede. Halk çok derece rahatsız. Asla olanları tasvip etmiyor. Barıştan yana ve kan dökülmesini istemiyor. Artık çözüm sürecinin kesintisi olmaz. Liderler sus bile dese halk artık orada değil. Bundan sonra tarafların oturup çözüm sürecinden barıştan ne anladıklarını sağlıklı bir şekilde açık ve net bir şekilde ortaya koyması gerekiyor."

Aklın, sağduyunun olması, dünyadaki örneklerin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Hatemi, 1980 yılında İrlanda'da başlayan sürecin 1996 yılında mecliste kanun çıkarılırken metroda bombaların patladığını, bunlardan ders alınması gerektiğini aktardı.

Hatemi, "Biz patlatmayalım. Çünkü sadece insanımız ölüyor ve Kürt kardeşlerimiz ölüyor. Dolaysıyla bu acıları insanlara yaşatmaya seviyesiz siyasetçilerin hakkı yoktur. Barış dilinin iyi kullanılması, Öcalan'ın biraz daha direkt ve aracısız konuşmasının temini, daha çok irtibat, Kandil ile irtibat bütün bunlar masamıza yatırıldı. Pazar günü de bunları konuşacağız" ifadelerini kullandı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubunda yer alan Ahmet Faruk Ünsal da çözüm sürecinin bir şekle en azından kamuoyunun önünde bağlanmaması ve Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) kentinde yaşanan gelişmelerin artık somut adım atılması gerekliliğini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.

"Bu adımı akil adamlar heyetleriyle görüşmenin çok önemli ve değerli buluyorum. Çözüm sürecinin bir bağımsız kurul tarafından gözlemlenmesi gerekiyor. Hakem heyet vasfına sahip olanlar akil insanlar heyetinden de çıkarılabilir. Taraflar hata yapabilir, tutulması gereken sözleri yerine getiremeyebilir" diyen Ünsal, bunun gözlenmesi gerektiğini bildirdi.

TARIK ÇELENK

Akdeniz Bölgesi Grubu Sekreteri Tarık Çelenk ise ülkede ve bölgede yaşanan gelişmelerin, olayların çözüm sürecine etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla "Çözüm Sürecine Sivil Katkı" başlıklı bir toplantı yaptıklarını ve toplantıda Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan randevu alınması yönünde karar çıktığını belirtti.

Bu doğrultuda pazar günü Başbakan Davutoğlu ile görüşeceklerini söyleyen Çelenk, toplantıda çözüm sürecinde gelinen gelişmeleri aktaracaklarını ifade etti. Kamuoyunun beklentilerini Başbakan Davutoğlu'na ileteceklerini dile getiren Çelenk, "Çözüm sürecinde sivil toplumun nasıl devreye gireceği, hükümetin bu konuda nasıl bir köprü kuracağı, sivil topluma nasıl katkı sağlayacağı konusunda görüş alışverişinde bulunacağız" dedi.

Çelenk, toplumsal bir kırılganlık yaşandığını söyledi. Kandil için sivil bir inisiyatif oluşturulması gerektiğine işaret eden Çelenk, sivil inisiyatifin Kandil, Abdullah Öcalan ve Ankara ile görüşmesi gerektiğini bildirdi.