AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, parti genel merkez binasında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle gazetecilerle buluştu. WhatsApp'ın Facebook ile veri paylaşımı yapacağını duyurmasını değerlendiren Ünal, eylül ayında bütün arkadaşlarına bir mesaj gönderip WhatsApp kullanmayı bıraktığını, Telegram ve BİP uygulamalarını kullanmaya başladıklarını ifade etti.

Ünal, "Facebook, Twitter ve Whatsapp gibi aygıtlar bizim kişisel verilerimizin korunmasının güvencesi olamaz. Şimdi özellikle burada sosyal medya ile ilgili yaptığımız düzenlemenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Biliyorsunuz Youtube hukuki ve mali muhataplık oluşturmayı kabul etti. Tick Tok, Daily Motion kabul etti. İnşallah Facebook da kabul edecek diye bekliyoruz" dedi. Whatsapp'ın veri paylaşımı uygulamasının AB ülkelerindeki kullanıcıları etkilemediğine dikkat çeken Ünal, "Dün Kavimler Göçü gibi bir dijital göç yaşandı. BİP 1 milyon 200 bin yeni kullanıcı kazanmış. Telegram 2 milyon 200 bin yeni kullanıcı kazanmış" şeklinde konuştu.

SİBER VATAN ÇAĞRISI

ABD'nin hukuk sistemine göre 'tarafsız platformlar' olan sosyal ağların, bu tarafsızlık özelliğini Amerikan seçimlerinde kaybettiklerini dile getiren Ünal, "Henüz internet coğrafyası kendi hukukunu oluşturmadı. Mesela bir insanın sosyal ağda hesabının bir ay boyunca askıya alınması büyük bir ceza değil mi? Bu cezaları bakıyoruz sosyal ağlar uyguluyor. Kendi egemenliklerini oluşturmuş ve egemenliklerini oluşturdukları alanda kullanıcılara istedikleri gibi ceza veriyorlar. Trump örneğinden gidelim. Trump'ı desteklemek ya da haklı bulmak adına söylemiyorum. Trump'ın hem Facebook hem Twitter hesabı süresiz olarak hesabı askıya alındı. Suçlama neydi? Şiddet çağrısında bulunmak ve demokrasi karşıtı davranışlar. Peki her şiddet çağrısında bulunanla, demokrasi karşıtıyla ilgili Twitter bu uygulamayı yapıyor mu? Hayır, keşke yapsa. Keşke 'demokrasilerde, demokratik siyasette terör, şiddet çağrısı olmaz' dese ve bunu bütün ülkelerde eşit bir şekilde uygulasa, o zaman evrensel bir şeyden bahsedebiliriz" diye konuştu. Her ülkenin kendi sosyal ağlarını kurduğunu, arama motorlarını da buna göre şekillendirdiğine işaret eden Ünal, "Dijital dönüşümün kaçınılmaz bir sonucu olarak bizler kendi sosyal ağlarımızı, kendi haberleşme araçlarımızı, kendi arama motorlarımızı yani kendi 'siber vatanımız' kurmak durumundayız" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal ile görüşmesini ve Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü ziyaret etmesine ilişkin soruya cevap veren Mahir Ünal, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlığı sisteminin güzelliği koalisyonları ortadan kaldırmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin siyasal kültürü, teamülleri oluşurken diğer taraftan parlamenter sistemin siyasal kültürü ve teamülleri de yavaş yavaş kayboluyor. Birçok insan siyaseti hala parlamenter sistemin siyasal kültürüyle okuyor, değerlendiriyor. Artık koalisyonlar yok, ittifaklar var. Peki fark nedir? Koalisyonlar seçimden sonra, ittifaklar seçimden önce oluşur. Dolayısıyla ittifak koalisyon değildir. Cumhur İttifakı masa başında pazarlıklarla oluşmuş bir ittifak değildir. 15 Temmuz gecesi bu milletin devletinin iradesini, demokrasisini korumak için oluşturduğu ittifakın adıdır. Cumhur İttifakını bir seçim ittifakı gibi değerlendirmeyin. Millet İttifakı kendi ifadeleriyle şeffaf değil, bunu Pervin Buldan söylüyor. 'İttifakımızı şeffaflaştırmalıyız' diyor. Çünkü, ittifakın mensupları birbirine benzemediği için mahcup."

Millet İttifakı tarafından dile getirilen meşruiyet krizi söylemlerini anımsatan Mahir Ünal, "Bu arada İYİ Parti'yi bu meşruiyet krizlerinin dışında tutuyorum. Çünkü İYİ Parti devleti tartışmaya açan bir gelenekten gelmiyor, hakimleri, savcıları satılmış ilan eden bir gelenekten gelmiyor, Cumhurbaşkanını, Anayasayı gayri meşru ilan eden bir gelenekten gelmiyor. İYİ Parti 'sözde Cumhurbaşkanı' diyecek kadar millet iradesine hakaret etmeyi göze almış bir gelenekten gelmiyor" açıklamasını yaptı.

MİLLET İTTİFAKI, BENZEMEZLER İTTİFAKI İFADESİ

CHP'nin 2010 yılından sonra ulusalcı gelenekten koptuğunu, CHP ile HDP'nin neden iyi anlaştığını anlamak için zihinsel kodlarına bakmak gerektiğini kaydeden Ünal, "CHP'nin dili ve söyleminde baktığınızda sürekli her şey ile ilgili bir gayri meşruluk tartışması açıyorlar. Burada değişen Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte değişen zihinsel yapıdır. Bu genetiğe, bu kimyaya uymayan yapı hangisidir? İYİ Parti'nin genetiği ve kimyasıdır. Millet İttifakı, Cumhur İttifakı gibi bir millet mutabakatından değil, benzemezler ittifakından oluşuyor. Saadet Partisinin geleneği de HDP-CHP zihinsel kodlarına uygun değil. Bu ittifak çerçevesinde İYİ Parti ve Saadet bu genetiğe uymuyor zaten. Yani İYİ Parti ve Saadet'in bu yapı içerisinde olması zaten benzemezler ittifakını ortaya çıkarıyor" dedi.

ÜNAL, ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARININ KASITLI OLDUĞUNU KAYDETTİ

Bir soru üzerine erken seçim tartışmalarını da vurgulayan Mahir Ünal, "Bu erken seçim tartışmalarının gündeme getirilmesi kasıtlıdır. Türkiye'de herhangi bir şekilde erken seçim söz konusu değil" diye konuştu. CHP ve HDP'nin anti siyaset yaptığının altını çizen Ünal, "Siyaset meşru zeminde yapılır. Devleti Cumhurbaşkanını yargıyı polisi orduyu gayri meşru ilan ediyorsa buna siyaset diyebilir miyiz? İşte buna anti siyaset diyoruz. Anti siyaset demokrasiye müdahale zemini oluşturmak için yapılır. Demokratik siyasetin amacı ise ülkeyi geliştirmek, büyütmektir. CHP ve HDP’nin demokratik siyasetin yanında olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır. Çünkü demokratik siyasette kurumlar gayri meşru ilan edilmez, Cumhurbaşkanı, ordu, yargı gayri meşru ilan edilmez. Demokratik siyasette şiddet, silah olmaz" şeklinde konuştu.