Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekmeköy Taşdelen Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul'un en genç ilçelerinden biri olan Çekmeköy'ün yıldızının, hem doğal güzellikleri hem üretime, istihdama olan katkısıyla giderek parladığını ifade etti.
"Bizi bölemeyecekler"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlığı, Cumhurbaşkanlığı döneminde yaşadığı tecrübelerin kendisine çok şey öğrettiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok şey gördük, çok şey tecrübe ettik. Gördük ki Türkiye artık mevcut yönetim sistemiyle yoluna devam edemez. Mevcut sistemde ısrar etmek, 'Bu ülke sürekli darbe tehditlerine açık kalsın.' demektir. Mevcut sistemde direnmek, Türkiye'yi ekonomik krizlerin pençesine terk etmek demektir. Mevcut sistemi savunmak, bu ülkenin terör örgütleri karşısındaki mücadelesinin başarıya ulaşmamasını istemektir. 'Böyle gelmiş, böyle gitsin.' demek bu millete her türlü zulmü, yokluğu, yoksulluğu müstehak görmektir. Eski Türkiye görüntüleri darbecilerin özlemidir. Terör örgütlerinin özlemidir. Ülkemizi diz çöktürmeye çalışan şer güçlerin özlemidir. Biz asla böyle bir Türkiye görüntüsüne razı değiliz. Milletimizle birlikte büyük Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte güçlü Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte lider ülke Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte muhasır medeniyetler seviyesinin üstündeki Türkiye'yi özlüyoruz. Bunun için her bir vatandaşımız 16 Nisan'da, sandık başına gittiğinde verdiği oyun ne anlama geldiğini çok iyi bilmelidir."

"FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'hayır' deyin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi tankların altında kalan gençlerin, kadınların olduğunu dile getirerek, paramparça olduklarını ama onların sevgili Peygambere en yakın bir makama ulaştıklarını belirtti.

Şehitlerin bir şeye inandığını vurgulayan Erdoğan, Bakara Suresi'nin 154. ayetini okuyarak, şöyle devam etti:

"'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' İşte onlar o yolda yürüdüler. Bu mücadeleyi verirken aynı zamanda demokratik haklarını da koruma altına aldılar. İşte şimdi 16 Nisan, 15 Temmuz'un hesabını sorma günüdür. 15 Temmuz darbe girişimi dikkat edin, 'Hayır' diyenler onlarla beraber mi? Ve onlar şu anda dikkat edin, Kandil'den haber gönderiyorlar. FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'Hayır deyin.' Bilesiniz ki 'hayır' diyenlerin şu anda attığı adım budur ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir. Bunların ta kendisidir. Niye 'evet' diyemiyorlar? Çünkü 'evet' bunların bu ülkedeki geleceğini karartacaktır. Bakın şunu unutmayın, sevgili Peygamberimiz buyuruyor; 'Kişi sevdikleriyle beraberdir.' Sen Kandili mi seviyorsun? Onlarla berabersin. Ne diyor Kandil? 'Hayır'. 'Hayır' diyenler onlarla beraber haşrolunacak. Bu kadar açık ortada. Gerçekler ortada. Şimdi ben size niçin 'evet' dediğimi anlatacağım. 15 Temmuz bu ülkenin maruz kaldığı ilk değil, son ve en kanlı darbe olması sebebiyle ayrı bir yere sahiptir. Türkiye artık her 10 yılda, 15 yılda bir ayağına dolaşan darbe, muhtıra, ekonomik kriz gibi prangalardan kurtulmak zorundadır."

"Koalisyonlar ve bunların yol açtığı krizler sona eriyor"

"İşte şimdi 16 Nisan, 15 Temmuz'un hesabını sorma günüdür." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi, dikkat edin 'hayır' diyenler onlarla beraberdir. Ve onlar şu anda dikkat edin, Kandil'den haber gönderiyorlar. FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor. 'Hayır' deyin. Bilesiniz ki 'hayır' diyenlerin şu anda attığı adım budur. Ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"Artık koalisyonlar ve bunların yol açtığı krizler sona eriyor. Cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki kavgaların sebep olduğu sıkıntıları geride bırakıyoruz. Cumhurbaşkanının ve meclisin görev süresi 5 yıl olarak belirlenerek, istikrar güvence altına alınıyor. Ama başarırsa, kendini sevdirirse, kabul ettirirse ikinci bir 5 yıl daha milletten yetki alabilir."

"Şimdi devran değişti"

"Bu sabah ana muhalefetin başındaki zat, Karadenizli hemşehrilerimi toplamış onlara kahvaltı veriyor. Orada diyor ki 'artık Meclisin bütün yetkileri elinden alınıyor' " diye konuşan Erdoğan,  şöyle devam etti:

"El insaf, oku. Oku ama maalesef, hani ilkokulda bize bir alfabe dağıtmışlardı, ne diyordu onda? 'yat yat uyu, uyu uyu yat'... Bu şekilde okuma olur mu? Şimdi devran değişti. Şimdi hem okuyacağız hem çalışacağız. Dedemiz Fatih karadan gemileri yürüttü biz de Marmaray'ı Boğaz'ın altından götürdük, Avrasya'yı Boğaz'ın altından götürdük 'evet' bu demektir.  'Hayır' diyenler Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün direklerini bombalamak için denizden yola çıktılar. Bunların bu ülkede dikili ağacı yok. Üst üste koydukları taşları yok. Bunların millete karşı sorumluluğu yok. Biz, 'yasama organı olan Meclisin kanun yapma yetkisi vardır' diyoruz. Bu ise çıkıp güpegündüz yalan söylüyor, 'yoktur' diyor. Her şey ortada, metin ortada, şu metni oku, 18 madde. Şimdi ben bu meydandaki tüm kardeşlerime sesleniyorum, Sizlere dağıtılan bu 18 maddelik metni okuyun, her şey orada var. Millete karşı sorumlu olan Cumhurbaşkanı, ne kendisi millete rağmen herhangi bir adım atabilir ne de böyle bir yanlışa izin verebilir."

Erdoğan, yargıyı tarafsızlıkla güçlendirdiklerini, tahkim ettiklerini dile getirerek, yargıda attıkları bu adımın yanında yüksek yargı organlarının teşkilinde Cumhurbaşkanını ve Meclise de söz hakkı tanındığını, yargı ile millet arasında bağın güçlendirildiğini dile getirdi.

"Ey ana muhalefetin başındaki zat, biliyor musun şu anda 4 Hakimler Savcılar Kurulunun üyesini Cumhurbaşkanı atar, 7 tanesini Meclis seçer, atar. Bunu da öğren olur mu?" diyerek, "Dışarıdan atanacak olan bakanlar var ya onlardan atanacak" dedi.

Yeni sistemle amaçlarının yürütmede istikrar sağlayarak ülkenin darbeler, terör, ekonomik krizler, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda ortaya çıkacak sorunlar karşısındaki dayanıklığı artırmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, böylece ülkeyi daha güvenli hale getirirken milletin de refahını, zenginliğini, mutluluğunu artıracaklarını dile getirdi.

"Evet barıştır. Evet sevgidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kimler 'hayır' diyor? Kandil 'hayır' diyor. PKK'nın, bölücü terör örgütünün yönetici kadroları 'hayır' diyor. Açıklamaları bu istikamette; '(hayır) deyin'. Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şerif'inde şöyle buyuruyor; 'Kişi sevdikleriyle beraberdir'. Eğer bunlarla beraber hareket etme noktasına düşersek vay halimize. Bunlar bu ülkeyi bölmek istemiyorlar mı? Bunlar bu ülkede kan gövdeyi götürsün istemiyorlar mı? Bizim Güneydoğu Anadolumuzu, Doğu Anadolumuzu ne hale getirmek istediler görüyorsunuz ama ne yaparlarsa yapsınlar, bunlara oraları dar ettik, dar edeceğiz. Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Bestler Deresi'nde hangi ine girerlerse girsinler, biz askerimizle, polisimizle, korucumuzla oradayız. Oraları bunlara dar edeceğiz. Bunlar 15 Temmuz'da FETÖ ile birleşerek, bu ülkede bizi birbirimize kırdırmadılar mı? 249 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. İşte 15 Temmuz'daki bu tablonun faturasını, inşallah cevabını, 16 Nisan'da bunlara vermek suretiyle hesabını soracağız. Buna hazır mıyız? İşte evet bu. Evet barıştır. Evet sevgidir. Evet yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmektir. Bir olacağız, iri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Evet bu. Bundan taviz yok."