SANATÇI olunur mu, doğulur mu? Bu soru tartışılır...  Olunur cevabını yansıtan iki örnek...
Emre Aydın ve Ceyda Ateş...
Ceyda Ateş 5 yaşında 5000 çocuğun arasından çocuk güzeli seçilmiş.
İlk dizisini 6 yaşında çekmiş. 6 yaşında senaryo ezberlemeye başlamış.
Onlarca projede yer almış.
Emre Aydın ise çocukken oyuncak mağazasına gittiğinde araba yerine enstrümanlara koşuyormuş. İlk oyuncağı minik bir piyano olmuş...
Sonra babasına bir bağlama aldırmış. Yıllar sonra Avrupa’nın en iyi şarkıcısı seçilen Emre’nin müzik gezegeninde yolculuğu işte böyle başlamış.

SOĞUK ODALAR
Emre Aydın’ın “Beni Biraz Böyle Hatırla” adlı albümü iki şarkıdan oluşuyor.
“Soğuk Odalar”,  duru sesiyle şarkıya da eşlik eden Gülden Mutlu’ya ait.
Her iki şarkı da etkileyici...
Emre Aydın bir film hazırlığında...
Yapımcılığını kendi şirketi yapacak.
Emre “Bu kültürün öykülerini tamamen yansıtan bir korku filmi yapıyoruz.”
Ceyda Ateş, Adını Feriha Koydum dizisinin “sevilmeyen” ama “beğenilen” karakteri Hande’yi canlandırıyor.

KÖTÜ KIZA NOKTA
Dizi henüz bitmeden yeni projeye imzasını atmış bile...
Anlatıyor:
“Yeni projem var. Haziranda başlayacağım. Seyirciler bambaşka bir Ceyda görecek. Hande karakterinden çok farklı ama sürpriz.”
“Peri mi olacaksın” soruma “belki periyi andıracak bir rol olabilir” diye yanıt veriyor.
Ceyda Ateş ve Emre Aydın’la keyifli, müzikli söyleşi Şeffaf Oda’da...


 

ALAÇATI “OT FESTİVALİ”
OT festivali olur mu?  Oluyormuş...   Alaçatı’nın meydanında jüri masası kurulmuş.
Başında Ayhan Sicimoğlu...
Alaçatı ve yöresinden insanlarımız dağlardan, kırlardan topladıkları çeşitli otlarla yemekler yapmışlar.
İsimleri okundukça masaya gidip jüri üyelerine tadım sunuyorlardı.
Cami (eskiden kiliseymiş) meydanını çevreleyen halk da bu lezzetlerden tadımı sürdürüyordu.
Tezgâhlar kurulmuştu.
Otlu börekler, mücverler, et yemekleri, dolmalar...
Çoğunu tattım.
Alaçatı halkının yüzde 90’ı Boşnak.
Ben de “yarı Boşnak...”
Kanımız kaynadı.
Alaçatı çağdaş ve tertemiz.
İnsanları boylu, poslu... Keyifli ve hoş sohbet...
Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da Karadağ kökenli Boşnak.
Başkan varlıklı bir aileden geliyor.
Dürüst bir adam...
Öyle hizmetler koymuş ki Alaçatı’da taşınmazların değeri 10 yılda yüzde bin artmış.

PORT GRİMAUD ALAÇATI’DA
Bir de “Marina köy” kazanmış Alaçatı.
Güney Fransa’daki Port Grimaud’un benzerini ve daha güzeli.
Hepsi birbirinden farklı mimaride, farklı renklerde, bazıları da taş yapı Marina evleri.
Deniz kazanılmış, evlerin önüne deniz getirilmiş.
Önlerine teknelerini bağlıyorlar.
Öyle sığ falan da değil.
Balık lokantası harika...
Bir fangri ızgara getirdiler, parmaklarınızı yersiniz.
Alaçatı’da barlar da açılmaya başlamış.
Geceyi El Beso’da noktaladık.
İstanbul’da göremediğim dostlar oradaydı.

ŞAMPİYON BİRALAR
ÖYLE tek tür içkiye şamandıra atanlardan değilim.    Balık-rakıyı severim...
Şarabı, birayı, viskiyi, konyağı, votkayı, kaşassayı, tekilayı da...
Hepsinin yeri, zamanı vardır.
Ve de adabı...
Asmalı’da sevdiğim iki mekân karşı karşıya.
Ece ve La Brise...
Birincisinde rakı, ikincisinde şarap...
Fakat bu kez araya “bira” girdi.
Dünyanın en iyi biralarından bazılarının tadımı vardı.
Özel kadehinde sunulan sarışın ve esmer “Leffe” ile World Beer Cup’ta dört yıl üst üste altın madalya kazanan Hoegaarden (hugardin okunuyor) fıçı birası ve karamelize oluncaya kadar kavrulan arpadan üretilmiş Guinness fıçı...
Bu yaz, sıcak günlerde keyifle yudumlarsınız.
İthalatçısı Türk Tuborg, Corona ve Carlsberg’i de dağıtmayı sürdürüyor.
La Brise bunlarla uyumlu enfes bir menü sundu.
Sahibi Teoman Hünal, Issız Adam filminde restoran sahibi genç adamı oynayan ve şimdi de Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’da izlediğimiz Cemal Hünal’ın amcası.
La Brise’in mutfak şefi ve dekoratörü de Teoman Hünal’ın kızları.