Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve International Data Comporation (IDC) Türkiye işbirliğinde düzenlenen 16. Kamu Bilişim Merkezleri Yöneticileri Birliği Toplantısı (KAMU-BİB), Antalya'da başladı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen toplantıda, 1990'ların başlarında internet devrimi başlarken 90'ların ortasından sonra mobil iletişim çağı yaşandığını, sonlarından itibaren de SMS'nin endüstriyel hale geldiğini kaydetti. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin önemine değinen Kavranoğlu, "Bilgi ve iletişim teknolojileri geride kalmış toplumlar için çok büyük bir hızla kalkınıp yoksulluktan kurtulmak için tarihi bir fırsattır. Gerektirdiği tek şey, iyi yetişmiş insan potansiyeli ve bu insanların önünü açan bir yönetimdir" dedi.

Kavranoğlu, Türkiye'nin son yıllarda çok hızlı bir değişim ve gelişme sürecinden geçtiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü"1963'te TÜBİTAK kurulduğunda, Türkiye'nin toplam ihracatı 350 milyon dolardı. 60'lı yılların sonunda ilkokula giderken Amerika'dan süt tozu ve un şeklinde gıda yardımı alan bir ülkeydik. Yani 40-50 sene önce gıda yardımı alan bir ülkeydik. Şükürler olsun geçen yıl dünyaya 3,5 milyar dolar insani yardım yapan, yardıma muhtaç insanlara din, dil, ırk farkı gözetmeden cömertçe destek olan bir ülke haline geldik."

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde Türkiye'nin önemli atılımlar yaptığını, hızla değişip, kalkınmaya başladığını söyleyen Kavranoğlu, hızlı kalkınma ve hamle devrinin 28 Şubat darbesi ve takip eden soygun dönemi ile bitirilmek istendiğini öne sürdü. Türkiye'nin 2002'de 35 milyar dolar ihracat yapan bir ülke konumunda olduğunu belirten Kavranoğlu, "Son 12 yılda Türkiye sessiz bir devrim yaşadı. Kişi başına milli gelir 3 bin dolarlardan 11 bin dolar seviyelerine geldi, ihracatımız 35 milyar dolardan 152 milyar dolar seviyesine yükseldi" diye konuştu. Son 12 yıldaki başarıların topluma özgüven sağladığını anlatan Kavranoğlu, yeni Türkiye döneminde de Türkiye'nin ekonomide, bilimde, insan hakları ve demokratik standartlarda dünyanın en ileri ülkeleri arasına girmeyi hedeflediğini vurguladı.

"Bu hedeflere eski Türkiye'nin sistemiyle varılamaz. Türkiye'nin gelişmiş, kalkınmış bir ülke olmasına giden çabası, bilimden, teknolojiden, bilgiden, inovasyondan geçer. Hiçbirimiz 500 milyar dolar ihracat hedefine bugün sattığımız mallardan daha fazla satarak, miktarı artırarak varacağımıza inanmıyoruz. Daha fazla domates, hıyar, fındık, limon satarak bu hedeflere varamayız."

AR-GE İÇİN KALİTELİ PROJE YOK

Ar-Ge çalışmalarına da değinen Kavranoğlu, devlet olarak Ar-Ge'ye ayrılan kaynağın tümünü verecek kaliteli proje bulamadıklarını ifade etti. Son 11 yılda Ar-Ge'ye ayrılan paranın 8 katına çıktığına dikkati çeken Kavranoğlu, "Ar-Ge'ye bu yıl 8 milyar dolar değil de 80 milyar dolar ayırsak, çok bir şey değişir mi? Bence değişmez, sadece israf artar. Demek ki bizim problemimiz para, kaynak problemi değil, sistem" diye konuştu.