<div>HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin çözüm sürecine yönelik masada konuşulanlara hayır demediğini ancak sonrasında, "Bunlar da nereden çıktı" gibi tutumlara girdiğini belirterek, "İşi laçkalaştıran bir yaklaşım sürecin ciddiyetine yakışmıyor. Yasası var, meşruiyeti var, halk destekliyor, o halde müzakereye neden geçilmiyor? Bu sorunun yanıtını net olarak alamadık" dedi. Demirtaş, İmralı heyetinin genişlemesi kapsamında hükümete önerdikleri DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle'nin yanı sıra Demokratik Özgür Kadın Hareketi Sözcüsü Ceylan Bağrıyanık'a somut bir yanıt verilmediğini söyledi. Demirtaş, "Çözümü bulamadığımız hergün, her ay, her yıl iş daha da zorlaşıyor" diye konuştu. Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Hiçbir gazeteci Demirtaş'ın bir buçuk ay boyunca nerede olduğunu merak etmedi mi? Ama biz neler olduğunu neler bittiğini çok iyi biliyoruz" şeklindeki açıklamasına, "Bildiğin bir şey varsa açıkla, şaibe yaratmaya gerek yok" karşılığını verdi.</div> <br> <div>CNN Türk'te katıldığı bir programda sürece ilişkin önemli değerlendirmeler yapan Demirtaş'ın açıklamalarındaki satır başları şöyle:</div> <br> <div>SORUŞTURMA KOMİSYONU: Biz dört bakan hakkındaki komisyona üye verirken kamuoyundan bir şey gizlensin diye değil, kamuoyuna açık olsun diye üye verdik. Aklama faaliyetlerini meşrulaştırmaktan öteye gidemeyeceğini gördük. Komisyon yayın yasağı için karar alırken, savcılık gibi davranırken neden dinlenmesi gerekenleri çağırmıyor? Bir şey çalmamışsam, rüşvet yememişsem komisyona vereceğim ifade canlı yayınlansın isterim. Komisyon üyelerine dosya örnekleri verilmedi, bu büyük bir sorun. Dosya ancak tek nüsha. Bakın sanıklar o dosyayı alabiliyor, savcılıkta var ama milletvekillerinde yok! Komisyon başkanı bazı milletvekillerinin bilgi sızdırdığını söylüyor da, milletvekilinin işi budur! Vekil bilecek de millet bilmeyecek mi? O belgelerdekiler devlet sırrı mı? Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ortaya çıktı ki yolsuzluklar, hırsızlıklar konusunda ciddi bir sıkıntı var. Dört bakanı, bürokratları ciddi şekilde rüşvet yolsuzluk suçlamaları karşısında olan ve bunun hesabını vermemiş bir hükümet var. Bu Hükümet seçmen karşısında zor durumda olacaktır. Önümüzdeki seçimin temel konularından biri elbette bu olacaktır. Davutoğlu hükümetinin yolsuzluk hırsızlık meselesine daha ciddi yaklaşacağına dair bir belirti yok elimizde. Bizzat yapmamış olsa da tüm AKP’liler ve medyadaki destekçileri sessiz kaldıkları için yolsuzluktan, hırsızlıktan sorumludur. AKP seçmeni AKP'nin yolsuzluk nedeniyle düşmesini içine sindiremiyor. Oy vermesi seçmenin yolsuzluğu içine sindirdi demek olmuyor. </div> <br> <div>NEREDE OLDUĞUMU PARTİM BİLİR: Sayın Bülent Arınç tüm gazetecilerin olduğu bir yerde benim nerede olduğumu bildiğini söyledi, keşke bir gazeteci de sorsaydı . 1,5 aydır nerede olduğumu partim bilir. Bir grup toplantımız 29 Ekim nedeniyle zaten olmadı, benim sıram geldiğinde de rahatsızdım. Bunun dışında tüm parti çalışmalarındaydım. Sayın Arınç’ın bildiği bir şey varsa açıklasın, şaibe yaratmaya gerek yok. ABD ziyaretim 6 ay önceden planlanmış bir konferanstı. Ne Pensilvanya ne de Pentagon’da görüşmem oldu. Sayın Davutoğlu’nun endirekt görüşme mesajı da gelince ziyaretimizi kısa kesip Türkiye’ye döndüm ve kendisiyle görüştüm.</div> <br> <div>DİCLE HEYETTE YER ALACAK: Hatip Dicle İmralı Heyetinde olacak. Ancak başvurumuz DÖKH Sözcüsü Ceylan Bağrıyanık’ın da heyette olması şeklindeydi. Hükümet bize Ceylan Bağrıyanık için somut bir yanıt vermedi. Çözümü bulamadığımız her gün, her ay, her yıl iş daha da zorlaşıyor. Hükümet bizim olmamış şeyleri söylediğimiz iddiasında ama biz İmralı’da konuşulanlardan farklı bir şey söylemiyoruz. Sayın Öcalan örgütünden ve halktan yetkiyi almış, müzakereyi yürüten kişidir. Hükümet de buna itiraz etmemiştir başından bu yana. Kendisi, “Diyalog aşamasını geçtik, müzakere noktasına geldik” diyor. Ama aylardır bu moddayız. </div> <br> <div>SÜRECİN CİDDİYETİNE YAKIŞMIYOR: Heyetimizin genişletilmesi ve siyasi olarak güçlendirilmesi gerek. Sayın Öcalan’ın yanındaki tutuklul arın değişerek kendisine sekreterya desteği verecek yeni tut u kluların adaya sevk edilm e si gerek i y o r. Üçüncüsü de, tüm görüşmeleri izleyecek bir gözlemci güç. Bütün bunlar İmralı’da konuşuldu, yetkililer bunlara “Olmaz, olamaz” demedi. “Bunlar da nereden çıktı” gibi işi laçkalaştıran bir yaklaşım sürecin ciddiyetine yakışmıyor. Yasası var, meşruiyeti var, halk destekliyor, o halde müzakereye neden geçilmiyor? Bu sorunun yanıtını net olarak alamadık.</div> <br> <div>DİCLE İŞLERİ PRATİKLEŞTİRİR: Hatip Dicle DTK Eşbaşkanı. Heyete katılması işleri pratikleştirir. Aynı şekilde Ceylan Bağrıyanık. Sekreterya, özel ve lüks bir talep değil. Sayın Öcalan yaşı ve gözündeki sorun nedeniyle uzun not yazamıyor. Sekreterya dediğimiz kendisine danışmanlık yapabilecek bazı tutukluların İmralı’ya sevk edilmesidir. Müzakerede bir tarafın baş aktörüyle ilgili basit düzenlemeleri yapmak zor olmasa gerek. Bundan kaçınan bir Hükümetle nasıl olacak, ben de merak ediyorum doğrusu.</div> <br> <div>ERDOĞAN VE ÖCALAN BAŞ AKTÖR: Sayın Öcalan baş aktör, evet, diğer taraftaki baş aktör de Sayın Erdoğan’dır. Sayın Öcalan ile görüşen heyetin genişleyip bürokratlar heyetinden çıkarak biraz siyasi bir hale dönüşmesi gerekir.</div> <br> <div>CHP KATILMASI ŞEFFAFLAŞMA SAĞLAR: CHP’nin katılımı müzakerenin çok taraflı yürümesini ve şeffaflaşmasını sağlar. Sürece eleştirilerini sağlıklı bir şekilde yapar.CHP’nin iki şekilde sürece dahil olabilme şekli var: 1-İmralı’ya milletvekili, 2-İzleme Kurulu'na katılım. CHP’nin katılımı müzakerenin çok taraflı yürümesini ve şeffaflaşmasını sağlar. Sürece eleştirilerini sağlıklı bir şekilde yapar. Bu önemli, süreçten her ne çıkarsa parlamentoya gelecek. </div> <br> <div>CHP’YE BİR KEZ DAHA ÇAĞRI YAPIYORUM: CHP’ye bir kere daha çağrı yapmak istiyorum, önerimizi elinin tersiyle itmesinler. Erdemli bir şey yapıyoruz. Eğer süreçte yanlış giden bir şeyler varsa dışında kalarak değil, içinde olup müdahale ederek düzeltebilir CHP. Erdemli bir şey yapıyoruz. Eğer süreçte yanlış giden bir şeyler varsa dışında kalarak değil, içinde olup müdahale ederek düzeltebilir CHP.</div> <br> <div>HER ŞEYİ PARALELE BAĞLAMAK… Neden aylara yayıyorsunuz? İmralı’daki tutukluların değiştirilmesi aylara yayılacak iş midir? Van'da bir gö rü ntü ortaya çıktı, bir panzer bir aracı ateşe sürüklüyordu. O polisten AKP sorumlu. Ben Sayın Öcalan’ın barış konusundaki samimiyet ve kararlılığını örneklendirmek için İmralı’da söylediği bir cümleyi aktarmıştım: Her şeyi getirip paralele bağlayıp kendini ak kaşık yapmak olmaz. Hükümetin kendini dışarıda tutmasını kabul etmiyorum. Süreç ilerler ve pratik somut adımlar atılırsa Mart-Nisan gibi silah bırakma mümkün olabilir.” Bunu “Öcalan zaten silah bırakma çağrısı yapacak” şeklinde aldılar. Bu eksiktir.</div> <br> <div>İNFAZI MÜJDELEYEREK VERDİ: Başbakan Bingöl'de emniyet mensuplarına saldırıdan sonra yaşanan infazı müjdeleyerek verdi. Başbakan infazı sahiplendiyse ben orada paralel aramam. Savcılık soruşturması netleştirdi ki Bingöl'de infaz edilenler saldırıya karışmamış.</div> <br> <div>BAŞBAKANIN PROVAKASYONUNA GELMEDİR: Bahçeli, ‘Tunceliler beni bağrına basacaktır ’ dedi. Bu gidişe itirazo olanlar da var. Dersim'in değerlerine hakaret ettikten sonra Dersim'e gitmek Başbakan'a değil Dersim'e meydan okumaktır. Protesto çağrımız yoktur. M HP ya da başka parti istediği yere, ilçeye gider siyas i çalışmasını yürütür. Ama durum sıradan bir siyasi faaliyeti aşmış durum da. Bunun algılanması lazım. Tarihsel yarasıyla ilgili Dersimli’ye hakaret etmek , değerlerine hakaret etmek B aşbakan’a değil Dersimlilere hakarettir. MHP’nin söylemleri Dersim gerçek liği ile uyuşmuyor. Başbakan’ın provakasyonuna gelmedir bu tavır. Orada rahatsızlık duyan Dersim halkıdır.</div> <br> <div>28 MİLLETVEKİLİMİZ AKP SIRALARINDA: Baraj bir utançtır. AKP için turnusol kağıdıdır. Seçim barajını düşürmüyorsa bu onların tavrını ortaya koyar. 28 milletvekilimiz AKP sıralarında bizim baraj nedeniyle takıldığımız noktada o vekiller oturuyor. Baraj nedeniyle hükümet hakkı olmayan koltuklara sahip oluyor. 2015 seçimlerinde barajı aşmamız halinde 75-80 civarında vekil çıkarabiliriz.</div> <br> <div>ÖCALAN’IN MESAJI: 6-8 Ekim toplantısında Sayın Öcalan’dan gelen mesaj dedim o 23:00 sıralarında elimize ulaşan bir mektuptu. Adalet Bakanlığı aracılığıyla geldi. Onu da grupta okudum.</div> <br> <div>KAYALIK İÇİNDE TECRİTTE: İmralı’daki koşulları kimse bilmiyor. Bir kayalık üzerine bir beton çakılmış. 3-5 gün kalmanın zor olduğu şartlarda. 10 gün beni oraya koysan 11. Gün kendimi sorgulamaya başlarım. 15 yıldır bir kayalık içinde tecritte tutulan bir liderden bahsediyoruz.</div> <br> <div>TUTANAKLARDA ISRARCIYIZ: İmralı tutanaklarının açıklanması konusunda ısrarcıyız. Barış sürecine dair kim ne söylemişse sansürlemeden yayınlayalım.</div> <br> <div>SİLER SÜPÜRÜR HEPİMİZİ: Kontrol etmek çok kolay değil. Bu gençler çocukluklarını savaş ortamında geçirmişler. Faili mechulde yakınlarını kaybetmiş, yoksul, işsiz, eğitime dair ideali olmayan bir gençlik. Vallahi öyle bir noktaya gelirler ki ne beni ne cumhurbaşkanın tanırlar. Siler süpürür hepimizi kendi düzenlerini kurarlar</div> <br> <br>