Onlar yeni bir sömürge düzeni kuracağız hayali kurarken, biz yeni bir dünya kurduk. 
Peki Afrika’yı da talan eden bu zihniyetin yeni hayalleri neydi?, Ortadoğu ve Yakındoğu’da yeni sömürge devletçikleri kurarak ekonomilerini sürdürmek ve kaos düzenini devam ettirmek.
Ancak zulümlerinden dolayı fark edemediler. Artık Yeni Bir Dünya kuruluyor…

Mahallenin şımarık züppe ve küstah gençleri sağlam birer tokat yemeye başladılar.
Mahallenin kasvetli havası bu raddeden sonra yerini adalete bırakacak. Bundan böyle tuzaklar kuramayacaklar, zulüm eksenli taarruzlar yapamayacaklar.

Yunanistan’a bağlananlar patlamaya başladı… (Avrupa bölgesi)
Ermenistan’a bağlananlar birer birer patlıyor… (Doğu ekseni)
İsrail’e bağlananlar da çok yakında patlayacak. (Arap ve okyanus ötesi)
Hepsinin birer birer domino taşı gibi devrildiklerine şahit olacağız. Biz yeter ki dik duralım. 
Adaletten ayrılmayalım.

Bundan sonraki çalışmalarımız bastırılmış milletleri özüne döndürmek ve adalet eksenli bir dünyaya yöneltmektir.
Bunun yanında muhalefet partilerine mensup vatandaşlarımıza da konunun tüm detaylarını/doğrularını partizan yaklaşımdan uzak durarak aktarmayı sürdüreceğiz. 

Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarına ve mevcut topraklarına yıllardır saldırılar oluyor. Ancak buraya kadarmış. Şimdi Azerbaycan gereğini yapıyor. Türkiye makamları da gerekli destek açıklamalarını yapıyorlar. Hatta TBMM birlik çağrısı ile bunu imza altına aldı ancak HDP imza atmadı. Bu denli desteklerden sonra Azerbaycan uzatmadan meselenin gereğini yapmalı ve işgal edilen tüm topraklarını, hukukun gereği olarak geri almalıdır.

Savaş Ermenistan’ın içlerine taşınmalıdır, taşınmalı ki; tüm dünya ve şımarık soytarıları, yapacakları her hareketin kendilerine nelere mal olacağını görsünler. Ülkelerinin adaletsizliklerinin kendilerine zarar vereceğini hatta mazlumun evine ateş düşerken zalimin evinde bayram olmayacağını anlasınlar.

SAVAŞ UZARSA BÖLGEYE YAYILIR
Şimdiden söyleyeyim, savaşı uzatmayı deneyecekler ancak hesap edemedikleri bir şey var.
Azerbaycan-Ermenistan savaşı planlanandan uzun sürerse, savaş bölgeye özellikle de Rusya ve İran’a yayılır. Bu iki ülke için hiç de iyi olmaz. Maşa kullanmaya alışkın bu devletler ellerinin/eteklerinin yanmasını istemezler. Zira kendi içlerindeki fay hatları üzerinde çalışan ekipler var. Türkiye’nin bu bölgeye ileri karakol kurması halinde olacakları biliyorlar. Koltuklarını koruyamamaktan korkuyorlar.

Ekonomilerinin ve insan kaynaklarının böylesi bir savaşı kaldırma gücü yok. Iktidarlarının bile devam ihtimali yok. Savaşacak askerleri yok... Savaştırdıkları tamamen bu coğrafyanın çocukları. Onlar da bittiğinde birbirlerini yiyecek hale gelecekler. 
Nereden mi biliyoruz? Pandemiden. Dünya devi diye bilinen bazı ülkelerin kendi vatandaşlarına maske tedarik edemez hale düştüklerini hep birlikte gördük.

Mısır ve Suriye’de yapmaya çalıştıkları işgal girişimlerini Türkiye’ye taşımaya çalışıyorlar, müttefiklerimizi sıkıştırıyorlar ve Türkiye üzerindeki emellerinin zeminini hazırlamaya çalışıyorlar. Ancak ordularımızın etki coğrafyasını da iyi biliyorlar. 

Ne diyordu Abdurrahim Karakoç:
Böyle geldi, böyle gitmez bu oyun
Zalimleri iflah etmez bu oyun
Umdukları gibi bitmez bu oyun
Mazlumun ekmeği, tuzu bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Öncelikle şunu ifade edelim: Türkiye’nin Azerbaycan veya başka bir ülkeye yardımı adaletimizdendir. 
Mazlumların yanında bulunmayı ilke edinen ülkemiz bu duruşundan asla taviz vermeyecektir. Bugün Azerbaycan; yarın Kudüs, Doğu Türkistan, Myammar, Bosna, Libya ve diğerleri…
Mazlumların dualarında yer almaya devam edeceğiz. 

Nihat Ağdemir
29.09.2020