'Bank Asya ideolojik açıdan kapattırılmaya çalışılıyor'

Fransa Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Merkezi (CEPİİ) uzmanı Deniz Ünal, Türkiye'nin 2000'li yıllardan itibaren ekonomik açıdan güzel bir performans ortaya koyduğunu fakat Bank Asya'yı batırma girişimi gibi olayların bunu gölgelediğini ifade etti.

Yeni Türkiye'de dışa çok bağımlı olmak gibi birçok sorundan bahsedilebileceğine de dikkat çeken CEPİİ Uzmanı, Bank Asya'nın batırılma girişiminin ise Türkiye'nin öteki yüzünü gösterdiğini aktardı. Cihan Haber Ajansı'na konuşan Ünal, “Bu da beni korkutan öteki Türkiye. Bunun arkasında hukuk sistemine yapılan saldırılar ve hâlâ bunun da düzeltilememiş olması, daha da kötüye gitmesi. Bunlar bir gün, er veya geç ekonomiye etki edecektir.” ifadelerini kullandı.

Bank Asya'nın ideolojik nedenlerle kapattırılmaya çalışıldığını dile getiren Ünal, “Bank Asya'nın kötü gittiğine dair bir bilgimiz yoktu. Bir anda Bank Asya hakkında çok kötü konuşulmaya başlandı ve bir problem yaratıldı. Belli ki ideolojik açıdan banka kapattırılmaya çalışılıyor.” dedi.

Ekonomist Ünal, Bank Asya'ya yönelik batırılma girişiminin Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen yatırımcıyı da çok kötü etkileyebileceğini vurguladı. CEPİİ Uzmanı, “Dışarının izlenimi çok kötü, içerinin de herhalde izlemi çok iyi olmayacak.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde Ali Babacan'ın yeni kabinede yer alıp almamasıyla ilgili oluşan belirsizliğin de o dönemde korkutucu olduğunu ifade eden Deniz Ünal, “Merkez Bankası’na, ekonomi yönetimine öyle bir baskı yapılıyordu ki, ‘herhalde bundan sonrası kötü’ dedik.” şeklinde konuştu. Ünal, Babacan'ın yeni kabinede yer almasını da 'iyi bir sürpriz' olarak değerlendirdi. Ali Babacan'ın 2002'den beri ekonominin başında olduğunu hatırlatan Ünal, bunun da Babacan'ın başarılı olduğunun kanıtı olduğunu savundu. Gelecekte ne olacağının da şimdiden kestirilemeyeceğini belirten ekonomi uzmanı, Babacan gibi başkalarının çıkıp aynı politikayı sürdürebileceğini aktardı.

CEPİİ'nin küresel ekonomiyle ilgili yayınladığı Panorama'nın Genel Yayın Yönetmeni Deniz Ünal, diğer ülkelerle karşılaştırdığında Türkiye'nin 2000'li yıllardan itibaren ekonomik politikalar geliştirebildiğini, düzenli bir ekonomi ortaya koyabildiğini dile getirdi. Sürekli koalisyonlara girmeyen, tek başına güçlü bir hükümetle Türkiye'nin tutarlı ekonomik politikalar sürdürebildiğini aktardı. Türkiye'nin ekonomisinin diğer ülkelerle karşılaştırınca iyi durumda olduğunu vurgulayan Deniz Ünal, "Bugün Fransa’ya baktığınız zaman biz burada deflasyondan, büyük krizden konuşuyoruz. Fiyat artışının olmadığı, hatta fiyatların çöktüğü, belki de 1920'lerin krizi gibi krize girebilecek bir ekonomiden bahsediyoruz.” dedi. Ünal, Türkiye'de, çoğu gelişmekte olan ülke gibi heyecan sahibi bir ekonomiye sahip olduğunu belirterek, “Avrupa'da ise bir çöküş. Ona göre ben Türkiye'yi iyi buluyorum.” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 2023 hedeflerinin de ulaşılabilir gibi görünmediğini dile getiren Deniz Ünal, “Hatta öyle bir şey yapmamız lazım ki; şimdi gösterdiğimiz performansı iki katına çıkarmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Hayatın sürprizlerle dolu olduğuna da dikkat çeken ekonomist, “2001 krizinde iç borcumuzun bu denli hızlı bir şekilde düşeceğini tahmin edebilir miydik? Etmedik ve edemezdik ama bu iş başarıldı. İnsanlarda olduğu gibi ülkelerde de güven önemli bir şey.” vurgusunda bulundu. Ünal, Türkiye'nin çok karışık bir bölgede bulunduğunu da hatırlatarak, Kürt sorununu çözmesi ve Rusya ile arasını düzeltmesi ayrıca İran'ın da dünya ticaretine tekrar katılması durumunda ekonominin çok iyi yerlere gelebileceğini öne sürdü. Ekonomi uzmanı, bunların tam tersi durumun gerçekleşmesi halinde ise ekonominin dibe vurabileceği uyarısında bulundu.

Suriye'de yaşanan olayların Türk ekonomisi üzerindeki ilk etkisinin de negatif olacağını savunan Ünal, Fransa'ya sığınan 150 mültecinin ülkede tartışma konusu olduğunu, ama Türkiye'nin 1,5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Deniz Ünal, “Bu bir buçuk milyon insan, var olan etnik sorunlarımızı artırıyor.” dedi. Türkiye'nin Kürt sorununa çözüm bulması durumunda bunun iyiye gidebileceğini öngören ekonomi uzmanı, “O politikacının ustalığına kalmış. Şimdiye kadar bu sorun Türkiye'de çözülemedi. Tek çözmeye çalışılması da AKP döneminde oldu. Bunu tanımak lazım. Kürt sorunu çözülürse Türkiye için büyük bir gelişme nedeni olacaktır. Hem Kürtlere hem Türklere.” ifadelerini kullandı.