Cumhurbaşkanı Hz Ömer efendimiz zamanıdır. Bir gençle karşı karşıya gelen Ömer bir taleple karşılaşır.

Ya Ömer, sen Cumhurbaşkanısın. Ben bir gencim ve işsizim, bana iş ver, der. Karşı soru müthiştir.

Sen Kuran biliyor musun?

Hayır, bilmiyorum ey Ömer.

Öğren ve gel sana iş bulayım, der ve genci gönderir. Genç peki der ve gider.

Zaman geçmiştir. Ne gelen var ne giden. Bir zaman sonra Hz Ömer efendimiz Pazar yerinde genci görür ve sorar.

Sen Kuran öğrenecektin ve bana gelecektin, ben de sana iş bulacaktım.

Efendim ben Kuran’ı öğrendim. İşimi de kurdum. Şimdi hem Kuran’ımı öğrenmeye devam ediyorum hem de rızkımın peşinde koşuyorum.

Kuran öğrendikten sonra neden bana gelmedin?

Çünkü ben Kuran’ı öğrenince oradaki ayeti kerimeleri de öğrendim. Öğrendiğim Kuran el açmayı ve hazıra konmayı değil rızkı Allah’tan (cc) istemeyi tavsiye ediyor.

Nedir bu ayeti kerime?

Talak suresi 3. Ayetinde yüce Allah (cc) buyuruyor ki; Beklemediği yerden ona rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. İşini tam yapan Allah'tır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. Ben de O’na güvendim ve inandım. Hem Kuran’ımı öğreniyor hem de işimi yapıyorum Ey Ömer, der.

Pendik Müftümüz Musa Bilgiç Bey bunu anlatınca çay eşliğinde konu her zaman gündemde olan eğitime geldi. Güzel tespitlerini kendilerinden rica ederek yazmam için müsaadelerini aldım. Bunca teşvik ve hatırlatmalara rağmen ortaokullar ve Liselerde Kuran’ı Kerim, Siyeri Nebi gibi seçmeli dersler gayesine ulaşmıyor. Çocuklar veya veliler seçseler de okullarda ki bu derslere giren öğretmenler ve isteksiz öğrenciler arasında bu güzelim dersler kayboluyor. Öğrencilerin canına minnet dersler işlenmiyor. Öğretmenlerin büyük kısmı ise Kuran ve Siyer’i Nebi den çocukları soğutuyor hatta onlara düşman ediyorlar. Bir öğrenci demişti ki; Hocalarımız bizi Kuran’dan nefret ettirdiler. 

Nefrete yol açacak şekilde değil de müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı değiştirse ve çocukların dikkatini celp edecek şekle koysalar inanıyorum ki daha çok talep olacaktır.

Çünkü toplumları en çok etkileyen görsel medya ve yalan yanlış tezviratlardır. Bugün şüphecilik ve peşinden inançsızlık boyutu gençler arasında hızlı bir artış gösterirken yetkililerin çözüm üretmeleri lazımdır. Yoksa bunun vebalinden kimse kurtulamaz. 

Makam sahipleri, mevki sahipleri, yetkin ve etkin kişiler! Hepinize sesleniyorum. Bütün makam ve mevkiler, varlık, servet ve güzellikler gelip geçicidir. Makamlar sorumluluklarımızı artırmadan başka bir şeye yaramaz. Hesap haktır ve yakındır. Hesabımızı verecek şekilde çalışalım. Eğer bir genç sizin müfredatlarınız yüzünden dinden soğursa vebali sizindir.

Kuran’a ve Siyer’i Nebi derslerine karşı soğukluğun önüne geçmek için;

1. Kuran dersinin ismini değiştirelim. Hayat dersi diyelim. Mutluluk dersi diyelim. Veya daha cazip isim koyalım. Her sene öğrencilere 25 ayeti ezberletelim. Manasını da öğretelim. 4 sene lise bitince belirlenen ayetlerin manalarıyla beraber öğrenciler 100 ayet ezberlemiş ve anlamış, belki hayatlarına tatbik eder vaziyete gelmiş olurlar. Düşmanlık kalkar ve yerine SEVGİ gelir.

2. Siyer’i Nebi dersinin de adını değiştirelim. Toplum Düzeni diyelim. Ama Peygamberimizi sevdirerek anlatalım. O’nun yaşayan Kuran olduğunu tatlılıkla ve sevdirerek anlatalım.

Bu sıralamaları bütün dersleri ihata edecek şekilde çocuklarımızın anlayacak ve sevecekleri şekilde değiştirelim efendim. Umulur ki faydasını çocuklarımız değil gelecek torunlarımız yaşarlar. Yukarıda ki ayeti kerimeyi lütfen iyi düşünün. Hem bugün işsizlik meseleleri ve hem de eğitimimizin çıkmazları ile beraber fikir edin.

İstanbul bugün bir başka güzel maşallah. Kar gelemedi ama güneş yüzünü gösterdi. Rabbimin verdiği ve vermediği her şeye şükürler olsun. Cuma Bayramınızı tebrik ediyorum.

Selam ve dualarımla. 

Saim ORAL, Kartal 14. Ocak 2022